Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2019/4837
Karar No: 2020/7047
Karar Tarihi: 16.11.2020

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2019/4837 Esas 2020/7047 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2019/4837 E.  ,  2020/7047 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi

    Taraflar arasındaki rücuen tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın reddine ilişkin verilen hüküm, davacı vekili ve dahili davalı SGK Başkanlığı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalının trafik sigortacısı olduğu araçların sebep olduğu muhtelif kazalarda, davacının can sağlığı sigortalısı olan 3. kişilerin yaralandığını, davalının ödemediği bir kısım tedavi giderlerinin davacı tarafından ödendiğini belirterek, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, davacının ödediği 42.308,02 TL"nin ödeme tarihlerinden işleyecek avans faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davaya konu edilen zarar bedelleri için, davacının rücu başvurusu üzerine, Sağlık Bakanlığı Genelgesi doğrultusunda davacıya ödemelerin yapıldığını, davacının ödenen bedelleri ihtirazi kayıt koymadan tahsil ettiğini, ticari faiz isteminin yersiz olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada toplanan delillere göre; SGK hakkında açılan davalara İstanbul"da 19, 20, 21 ve 22 nolu İş Mahkemeleri"nin bakacağı ve SGK"ca yapılan işin ticari iş olmayıp İş Mahkemesi"nde görülmesi gerektiğinin belirlendiği; davacının SGK"dan bir talebinin bulunması halinde ilgili İş Mahkemelerinde dava açma hakkının bulunduğu; davalının ise talepten sorumlu olmadığı gerekçesiyle, davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili ve SGK Başkanlığı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dava, sağlık sigorta poliçesi gereği sigortalılarının trafik kazasından kaynaklanan tedavi giderlerini ödeyen davacının ödediği bedellerin, zarardan sorumlu olduğu iddia edilen davalı ve dahili davalıdan rücuen tahsili istemine ilişkindir.
    Davanın açıldığı tarihte yürürlükte olan 5521 sayılı İş Mahkemeleri Kanunu"nun 1.maddesinde "İş Kanunu"na göre işçi sayılan kimselerle (o kanunun değiştirilen ikinci maddesinin Ç, D ve E fıkralarında istisna edilen işlerde çalışanlar hariç) işveren veya işveren vekilleri arasında iş akdinden veya İş Kanunu"na dayanan her türlü hak iddialarından doğan hukuk uyuşmazlıklarının çözülmesi" düzenlemesiyle İş Mahkemeleri"nin görev alanı belirlenmiştir. Bu düzenlemeye göre; davada İş Mahkemeleri"nin görevli olabilmesi için, işçi ile işveren arasındaki iş akdinden doğan ya da İş Kanunu"ndan kaynaklanan bir uyuşmazlığa ilişkin talebin bulunması gereklidir. Eldeki davada davacının, dahili davalı SGK Başkanlığı"na yönelik talebi İş Kanunu"na dayanmadığı gibi, uyuşmazlık da işçi- işveren ilişkisinden kaynaklanmamaktadır.
    Bu durum karşısında; dahili davalı SGK"ya yöneltilen talebin, 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklik gereği Karayolları Trafik Kanunu"nun 98. maddesine ilişkin olduğu, davada özel görevli İş Mahkemeleri"nin değil genel görevli Asliye Mahkemeleri"nin görevli olduğu gözetilerek, yargılamaya devam edilip dahili davalının sorumluluğunun değerlendirilmesi gerekirken, yazılı şekilde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    2-Davacının davasını trafik sigortacısı olan davalı ...Ş"ye karşı açtığı ve bozma ilamımız nedeniyle SGK Başkanlığı"nın davaya dahil edilmesi kararı verildiği; davalı ZMSS ile dahili davalı SGK"nın sorumluluklarının ayrı ayrı değerlendirilmesi gerektiği açıktır. Bu itibarla; SGK Başkanlığı bakımından davada İş Mahkemeleri"nin görevli olduğu kabul edilip (usulden red sebebi), diğer davalının ise zarardan sorumlu olmadığı (esastan red sebebi) kabul edildiği durumda, davalı ve dahili davalı bakımından ayrı ayrı hüküm kurulması gerektiği gözetilmeden hüküm tesisi de doğru olmamıştır.
    3-Dairemizin önceki bozma ilamında, SGK Başkanlığı"nın davaya dahil edilmesi gerektiğine vurgu yapılmış; mahkemece, 10.04.2018 tarihli celsede dahili dava yönünde ara karar kurulmuş olmasına rağmen, gerekçeli karar başlığında dahili davalı olarak gösterilen SGK Başkanlığı"na dava ve dahili dava dilekçesi tebliğ edilip, davaya cevap verme imkanı tanınmadan (savunma hakları kısıtlanarak) yargılamanın sonuçlandırıldığı görülmektedir.
    Önceki bozma ilamımız ve kurulan ara karar gereği, dava ve dahili dava dilekçesinin SGK Başkanlığı"na tebliği ile davaya cevap verme imkanının tanınması; varsa SGK Başkanlığı"nın delillerinin de toplanması gerekirken, Anayasa"nın 36. maddesi, HMK"nın 27. ve 122/1. maddelerine aykırı biçimde yargılamanın sürdürülüp karar verilmesi bozmayı gerektirmiştir.
    4-Dairemizin önceki bozma ilamında, 6111 sayılı Kanun"un 59. ve geçici 1. maddesi ile KTK"nun 98. maddesinde yapılan değişiklik gözetilerek, trafik kazasından kaynaklanan tedavi gideri talebine ilişkin davada, yasal hasım haline gelen SGK Başkanlığı"nın sorumluluğunun belirlenmesi için yargılamaya devam edilmesi gerektiği ve izlenecek yol açıkça belirtilmiş olmasına rağmen; davacının SGK"dan bir talebinin bulunması halinde, İş Mahkemeleri"nde dava açma hakkı bulunduğu gerekçesiyle davanın reddine karar verildiği görülmektedir.
    Oysa; Dairemizin önceki bozma ilamının içeriği ve 6111 sayılı Kanun ile yapılan değişiklikler gereği; SGK Başkanlığı"na gerekli tebligatlar yapılıp sorumluluğu hakkında değerlendirme yapılması, bozma ilamı içeriğindeki biçimde araştırmaların tamamlanması ve oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, uyulan bozma ilamına da açıkça aykırı bir gerekçeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    5-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre, davacı vekilinin vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1), (2) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin ve (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, SGK Başkanlığı vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA; (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin belirtilen yöne ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 16/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.





    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi