17. Hukuk Dairesi 2019/6575 E. , 2020/6922 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalılar ..., ... ile ...nin istinaf başvurusunun kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 24.04.2014 tarihinde davalı ...Ş."nın trafik sigortacısı, davalı ..."ın araç maliki, davalı ... "ın sürücü olduğu ... plakalı aracın davacıların murisinin kullanmakta olduğu araca arkadan çarpması sonucunda meydana gelen trafik kazasında davacıların eşi ve babası olan muris İş"un vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla her bir davacı için ayrı ayrı ve şimdilik 1.000,00 TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tüm davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline, her bir davacı için ayrı ayrı 20.000,00 TL olmak üzere toplam 100.000,00 TL manevi
tazminatın davalılar ... ve ..."dan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; davalıların olayda kusursuz olduğunu, kaza tespit tutanağından, olaydaki görgü tanıklarından kaza sonrası çekilen fotoğraflardan anlaşılacağı üzere meydana gelen kazada davacıların murisi "un tam kusurlu olduğunu, dava konusu traktörün çok eski model bakımsız ve hasarlı olduğunu belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; toplanan deliller, benimsenen bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davacı eş dışındaki murisin çocukları olan ve 18 yaşını ikmal eden davacıların destekten yoksun kalma tazminatı talep edemeyecekleri gerekçesiyle davacılar ..., ..., ... ve ..."un maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı ... "un maddi tazminat talebinin kabulü ile 110.033,18 TL maddi tazminatın sigorta şirketi yönünden dava tarihinden itibaren işleyecek ticari temerrüt faizi ile birlikte ve poliçe limiti ile sınırlı olmak üzere, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen alınarak davacıya ödenmesine, davacı ... için 10.000,00 TL, davacılar ..., ..., ... ve ... içinde ayrı ayrı 7.500,00"er TL manevi tazminat talebinin kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınarak davacılar ..., ..., ... ve ..."a verilmesine karar verilmiş, hükme karşı davacılar vekili, davalılar ... ve ... vekili ile davalı ...vekilince istinaf yasa yoluna başvurulmuştur. Bölge Adliye Mahkemesince; davacılar vekilinin istinaf başvurusunun reddine, davalı ..., ... ve Allianz Sigorta"nın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının HMK"nın 353/b-2 maddesi gereğince kaldırılmasına, ilk derece mahkemesine açılan davada davacılar ..., ..., ... ve ..."un maddi tazminat taleplerinin reddine, davacı ... "un maddi tazminat talebinin kısmen kabulüne, 82.524,89 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselesilen alınıp
sdavacıya verilmesine; s
igorta şirketi açısından dava tarihinden, diğer davalılar açısından kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, maddi tazminat talebinin fazlaya ilişkin kısmının reddine, davacı ş... için 10.000,00 TL, ... için 7.500,00 TL, ... için 7.500,00 TL, ... için 7.500,00 TL ve ... için 7.500,00 TL olmak üzere toplam 40,000,00 TL manevi tazminatın davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen alınıp adı geçen davacılara verilmesine, kaza tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına, manevi tazminata ilişkin fazla istemin reddine karar verilmiş, hüküm davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44. maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL"dir.
Reddedilen manevi tazminat miktarları itibariyle temyize konu edilen karar davacılar yönünden, kabul edilen manevi tazminat miktarları itibariyle temyize konu edilen karar davalılar ... ve ... yönünden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin temyiz dilekçesinin manevi tazminat yönünden reddine karar vermek gerekmiştir.
2-İlk Derece Mahkemesince verilen karara yönelik olarak yapılan istinaf başvurusu üzerine HMK"nın 355 vd. maddeleri kapsamında yöntemince yapılan inceleme sonucunda Bölge Adliye Mahkemesince esastan verilen nihai kararda, dosya kapsamına göre saptanan somut uyuşmazlık bakımından uygulanması gereken hukuk kurallarına aykırı bir yön olmadığı gibi, HMK"nın 371. maddesinin uygulanmasını gerektirici nedenlerin de bulunmamasına göre, davalılar ... ve ... vekilleri ile davacılar ...,...,... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatına ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’nun 91/1. maddesinde, “İşletenlerin, bu Kanunun 85/1. maddesine göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası yaptırmaları zorunludur”; 85/1. maddesinde, “Bir motorlu aracın işletilmesi bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına yahut bir şeyin zarara uğramasına sebep olursa, motorlu aracın bir teşebbüsün unvanı veya işletme adı altında veya bu teşebbüs tarafından kesilen biletle işletilmesi halinde, motorlu aracın işleteni ve bağlı olduğu teşebbüsün sahibi, doğan zarardan müştereken ve müteselsilen sorumlu olurlar.”; 85/son maddesinde ise, “işleten ve araç işleticisi teşebbüsün sahibi, aracın sürücüsünün veya aracın kullanılmasına katılan yardımcı kişilerin kusurundan kendi kusuru gibi sorumludur.” hükümlerine yer verilmiş, Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartlarının A-1. maddesinde de, “Sigortacı bu poliçede tanımlanan motorlu aracın işletilmesi sırasında bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına sebebiyet vermesinden dolayı 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu’na göre işletene düşen hukuki sorumluluğu, zorunlu sigorta limitlerine kadar temin eder” şeklinde ifade edilmiştir.
Yukarıda açıklanan madde hükümlerinden, Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası"nın; motorlu bir aracın karayolunda işletilmesi sırasında, bir kimsenin ölümüne veya yaralanmasına veya bir şeyin zarara uğramasına neden olması halinde, o aracı işletenin zarara uğrayan 3. kişilere karşı olan sorumluluğunu belli limitler dahilinde karşılamayı amaçlayan ve yasaca yapılması zorunlu kılınan bir zarar sigortası türü olduğu anlaşılmaktadır.
Motorlu araçların işletilme tehlikesine karşı, zarar gören üçüncü şahısları korumak amacıyla getirilmiş olan bu düzenleme ile öngörülen sorumluluğun bir kusur sorumluluğu olmayıp, sebep sorumluluğu olduğu, böylece araç işletenin sorumluluğunun sebep sorumluluğunun ikinci türü olan tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunduğu öğretide ve yargısal içtihatlarla kabul edilmektedir (Fikret Eren, Borçlar Hukuku, 9. Bası, s. 631 vd.; Ahmet Kılıçoğlu, Borçlar Hukuku, Genişletilmiş 10. Baskı, s. 264 vd).
Kanun koyucu, 2918 sayılı KTK’nun 91. maddesiyle de; işletenin Aynı Kanunun 85. maddesinin birinci fıkrasına göre olan sorumluluklarının karşılanmasını sağlamak üzere mali sorumluluk sigortası (Karayolları Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası) yaptırma zorunluluğunu getirmiştir.
Hemen belirtilmelidir ki, işletenin sorumluluğu hukuki nitelikçe tehlike sorumluluğuna ilişkin bulunmakla, işletenin hukuki sorumluluğunu üstlenen zorunlu sigortacının 91. maddede düzenlenen sorumluluğu da bu kapsamda değerlendirilmelidir.
Davacının uğradığı zarara bağlı olarak talep ettiği hak, salt miras yoluyla geçen bir hak olmayıp, bilimsel ve yargısal içtihatlarda kabul edildiği üzere destekten yoksun kalanın şahsında doğrudan doğruya doğan, asli ve bağımsız bir talep hakkıdır.
Davacının ölenin salt mirasçısı sıfatıyla değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatıyla dava açtığı, ölüm nedeniyle doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki kusurun davacıya yansıtılamayacağı, dolayısıyla araç sürücüsünün veya işletenin tam kusurlu olmaları halinde, desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyeceğine, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu ve Karayolları Motorlu Araçlar Zorunlu Mali Sorumluluk Sigortası Genel Şartları’na göre, aracın zorunlu mali sorumluluk sigortacısı davalı ... şirketi, işletenin üçüncü kişilere verdiği zararları teminat altına aldığına ve olayda işleten veya sürücü tam kusurlu olsalar bile, destekten yoksun kalan davacının da zarar gören üçüncü kişi konumunda bulunduğundan, davalı ... şirketinin sorumlu olacağına karar vermek gerekir. (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 esas-411 karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 esas 2012/92 karar sayılı vs. ilamları uyarınca)
Somut olayda, davacı taraf 24.04.2014 tarihinde davalı ...Ş."nin trafik sigortacısı, davalı ..."ın maliki olduğu, davalı ..."ın sevk ve idaresindeki araç ile davacıların desteğinin sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada desteğin ölümü nedeniyle ve zarar gören 3. kişi sıfatıyla destekten yoksun kalma tazminatı isteminde bulunmaktadır. Davacının talebi ve iddia ettiği zarar, ölenin mirasçısı sıfatına değil, destekten yoksun kalan üçüncü kişi sıfatına dayanmaktadır. Dolayısıyla, davacının ölenin mirasçısı sıfatına dayanmayan, doğrudan davacı üzerinde doğan destekten yoksunluk zararının oluşumundaki desteğin kusuru davacıya yansıtılamayacak ve desteğin kusuru onun desteğinden yoksun kalan davacıyı etkilemeyecektir (HGK"nun 15.6.2011 gün ve 2011/17-142 Esas-411 Karar, HGK"nun 22.2.2012 gün 2011/17-787 Esas- 2012/92 Karar, HGK"nun 16.1.2013 gün ve 2012/17-1491 Esas- 2013/74 Karar sayılı ilamları uyarınca). Bu durum karşısında;
davacının, zarar gören 3. kişi sıfatına dayanan zarar giderim talebi nedeniyle, davacı desteğinin kazadaki kusurunun davacıya yansıtılamayacağı, kazaya karışan karşı aracın sürücüsü, maliki ve ZMSS poliçesini düzenleyen davalı sigortacının zarardan sorumlu olduğu gözetilerek değerlendirme yapılması gerekir.
İlk Derece Mahkemesince kazaya karışan karşı araç sürücüsü davalının asli derecede tam kusurlu olduğu kabul edilerek aktüer bilirkişi tarafından hazırlanan raporda davalıların %100 kusur durumuna göre davacı eş ... için 110.033,18 TL destekten yoksun kalma tazminatına hükmedilmiş, Bölge Adliye Mahkemesi Dairesince; İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak kazada davalı sürücünün %75 ve desteğin % 25 kusurlu olduğu kabul edilerek desteğin % 25 lik kusur durumuna göre hesaplanan 82.524,89 TL maddi tazminatın davalılardan müştereken ve müteselesilen alınıp davacıya verilmesine şeklinde hüküm kurularak tazminata hükmedilmiş ise de, açıklanan maddi ve hukuksal olgulara göre; zarar gören 3. kişi konumunda olan davacının maddi zararının belirlenmesinde, desteğin kazadaki kusurunun davacılara yansımayacağı; Borçlar Kanunu ve KTK"nun 88. maddesindeki müteselsil sorumluluk esasına göre talebin bulunduğu gözönüne alınarak davacı eş ... için herhangi bir kusur indirimi yapılmaksızın hesaplanan tazminatın (davalı sigortacının sorumluluğunun poliçe limiti ile sınırlı olduğu dikkate alınarak) hüküm altına alınması gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle Bölge Adliye Mahkemesince yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıdaki (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacılar vekili ile davalılar ... ve ... vekillerinin manevi tazminat yönünden temyiz dilekçesinin hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalılar ... ve ... vekili ile davacılar ...,...,... vekilinin tüm temyiz itirazlarının, davacı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davacı ... vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 16. Hukuk Dairesinin kararının BOZULMASINA, dosyanın HMK"nın 373/2 maddesi gereğince Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, aşağıda dökümü yazılı 29,50 TL fazla alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ...,... ../...
...,... "e geri verilmesine, aşağıda dökümü yazılı 6.158,36 TL kalan onama harcının temyiz eden davalılar ... ve ..."dan alınmasına 11/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.