17. Hukuk Dairesi 2019/6656 E. , 2020/6920 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17.Hukuk Dairesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan istinaf incelenmesi sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; müvekkillerinin desteğinin tescilsiz ve trafik sigortası olmayan motosikletin sürücüsü iken 09.10.2010 tarihinde meydana gelen tek taraflı kazada yaralı olarak hastaneye kaldırıldığını ve 05.11.2010 tarihinde hayatını kaybettiğini, bu kaza neticesinde davalı şirkete başvuruda bulunulduğunu, davalı şirketin başvuruyu 25.10.2016 tarihinde reddettiğini, desteğini kaybeden müvekkillerinin zararlarının tazmini için HMK"nın 107. madde kapsamında açılan belirsiz alacak davasının kabulüne karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davacılar vekili yargılama sırasında talebini davacılar ... için 109.273,00 TL, ... için 5.501,00 TL, ... için 12.942,00 TL, ...
için 8.242,00 TL, ... için 12.942,00 TL, ... için 26.100,00 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL olarak arttırmıştır.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamına göre, davanın kabulü ile davacılar ... için 109.273,00 TL, ... için 5.501,00 TL, ... için 12.942,00 TL, ...için 8.242,00 TL, ... için 12.942,00 TL, ... için 26.100,00 TL olmak üzere toplam 175.000,00 TL maddi tazminatın, davalı ... Hesabının poliçe limiti ve şartları dahilinde sınırlı sorumlu olması kaydı ile davalıdan tahsili ile davacılara verilmesine karar verilmiş; karara karşı davalı vekilince istinaf yoluna başvurulması üzerine; Gaziantep Bölge Adliye Mahkemesi 17. Hukuk Dairesi"nce; davalı vekilinin ilk derece mahkemesi kararına ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiş; karar davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı Hukuk Mahkemeleri Kanunu’nun 362/1.a maddesinde öngörülen kesinlik sınırı, 6763 Sayılı Kanunun 44.maddesiyle HMK"ya eklenen EK-Madde 1"de öngörülen yeniden değerleme oranı da dikkate alındığında 2019 yılı için 58.800,00 TL"dir.
Davacılar ... , ..., ... lehine hükmedilen maddi tazminatın miktarı itibariyle temyize konu edilen karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1/6/1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay tarafından da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden, davalı vekilinin temyiz dilekçesinin maddi tazminat yönünden hükmün kesin olması nedeni ile reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, istinaf mahkemesi kararının gerekçesinde, dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre; davalı vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Dava, trafik kazası nedeniyle destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı KTK.nın 91. maddesinde motorlu araçların trafik sigortası yaptırmalarının zorunlu olduğu, Güvence
Hesabı Yönetmeliğinin 9. maddesinde trafik sigortası bulunmayan araçların neden olduğu bedensel zararlar için Güvence Hesabına başvurulabileceği, motorlu bisikletin tanımının yapıldığı 2918 sayılı KTK"nın 3. maddesinde de silindir hacmi 50cm küpü geçmeyen içten patlamalı motorla donatılmış ve imal hızı saatte 50km az olan bisiklet olduğu, 2918 Sayılı Yasanın 103. Maddesinde de motorsuz taşıtlar ile motorlu bisiklet sürücülerinin hukuki sorumluluğunun genel hükümlere tabi bulunduğu öngörülmüştür.
Somut olayda, kazaya neden olan araç, kaza tespit tutanağında motosiklet olarak belirtilmiş olup, tescilsiz olduğu da gözetildiğinde dosya kapsamından trafik sigortası yaptırması zorunlu bir araç olup olmadığı anlaşılamamaktadır.
..."na başvurulabilecek hallere ilişkin olarak, 5684 sayılı Sigortacılık Kanunu"nun 14/2-b maddesinde "Rizikonun meydana geldiği tarihte geçerli olan teminat tutarları dâhilinde sigortasını yaptırmamış olanların neden olduğu bedensel zararlar" düzenlemesine yer verilmiş; aynı mahiyetteki düzenleme, ... Yönetmeliği"nin 9/1-b maddesinde de yer almıştır. Bu düzenlemelere göre; trafik kazası sonucu oluşan bedensel zarar nedeniyle ..."na husumet yöneltilebilmesi için, bedensel zarara yol açan aracın kaza tarihi itibariyle zorunlu sigortasının yapılmamış olması gerekmektedir.
Davalı ..."na aracın trafik sigortasının bulunmayışı nedeniyle husumet yöneltildiğinden, davacı yakınının idaresindeki motosikletin, trafik sigortası yaptırması zorunluluğu olan motorlu araçlardan olup olmadığı hususunun belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, trafik sigortası bulunmayan araç nedeniyle zararın doğduğu ve davalı ..."nın zarardan sorumlu olduğu davacı tarafça iddia edildiğine göre, aracın trafik sigortası yaptırması zorunlu araçlardan olduğunu ispat yükünün de davacı üzerinde olduğu gözetilmek suretiyle; araçla ilgili tespitlerin yer alabileceği soruşturma dosyasının getirtilip incelenmesi, davacıların desteğinin idaresindeki tescilsiz motosiklete ilişkin faturanın sunulması için davacı tarafa uygun bir süre verilip belgenin temin edilmesi; bahsi geçen motosikletin davacı elinde bulunması halinde, araç üzerinde, aksi halde soruşturma dosya kapamamında elde edilen CD ve fotoğraflar üzerinden uzman makine mühendisi marifetiyle inceleme yapılıp
araç motor silindir hacminin belirlenmesi gerekirken aracın niteliği konusunda araştırma yapılmaksızın yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
Kabule göre de;
Dairemizce kabul görmüş pay esasına göre; çocuksuz durumda destek, desteğin gelirini eşi ile ortak paylaşacağı varsayımına dayalı olarak, gelirden desteğin %50 ve eşin %50 pay alacağı kabul edilmektedir. Çocukların eş ile birlikte destek payı alacağı durumda ise destek gelirden eşi ile birlikte 2’şer pay alırken çocuklara birer pay verileceği, yine eş, çocuklar ile ana babanın pay alacağı durumlarda desteğe 2 pay, eşe 2 pay, çocukların her birine 1’er pay, ana ve babaya 1’er pay ayrılarak böylece gelirin tamamının dağıtılacağı esasına dayalıdır. Çocukların sayısı arttıkça hem desteğe ayrılan pay, hem de eş ve çocuklar ile ana ve babaya ayrılacak paylar düşecektir. Çocukların destekten çıkması ile birlikte destekten çıkan çocuğun payları destek, eş ve diğer çocuklara dağıtılacak, anne ve babaya verilmeyecektir. Böylece geriye kalan eş ve çocukların payları ile desteğin payı artacaktır. Bu pay esası Türk aile sistemine çok uygun düşmektedir. Çünkü Türk aile sisteminde desteğin geliri aile bireyleri tarafından birlikte paylaşılmakta, aile bireyleri arttıkça gelirden alınacak pay düşmekte, aile bireyi azaldıkça da gelirden alınacak pay yükselecektir. Ana ve babadan birinin destekten çıkması ile payı diğerine aktarılacak, ana ve baba ile çocukların tamamının destekten çıkması durumunda ise yine çocuksuz eş gibi desteğe 2 pay, eşe 2 pay esasına göre %50 pay desteğe, %50 pay eşe verilerek varsayımsal olarak gelir paylaştırılarak tazminat bu ilkelere göre hesaplanmalıdır.
Bununla birlikte, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 96/1. maddesinde "zarar görenlerin tazminat alacakları, sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta tutarından fazla ise, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat talebi, sigorta tutarının tazminat alacakları toplamına olan oranına göre indirime tabi tutulur" düzenlemesine; aynı maddenin 2. fıkrasında ise "başka tazminat taleplerinin bulunduğunu bilmeksizin zarar görenlerin birine veya birkaçına kendilerine düşecek olandan daha fazla ödemede bulunan iyiniyetli sigortacı, yaptığı ödeme çerçevesinde, diğer zarar görenlere karşı da borcundan kurtulmuş sayılır" düzenlemesine yer verilmiştir.
KTK"nın anılan maddesindeki hükme göre, garameten ödeme ilkesi; bir rizikonun gerçekleşmesi ile zarar görenlerin birden fazla olması ve tazminat alacaklarının da sigorta sözleşmesinde öngörülen sigorta bedelinden fazla olduğu hallerde, zarar görenlerden her birinin sigortacıya karşı yöneltebileceği tazminat miktarı isteminden, sigorta bedelinin tazminat alacaklıları toplamına olan oranına göre indirim yapılmasını ifade etmektedir. Burada amaç, zarar görenlerin birden fazla olması halinde, sigortacının poliçede gösterilen limitle sorumlu olacağı da dikkate alınarak, zarar görenler arasında eşitliği sağlayıcı ve poliçe limitini de aşmayacak şekilde eşit paylaştırmanın sağlanmasıdır.
Somut olayda, murisin nüfus kayıt örneği dosya içerisine alınmamış olup sisteme taraf olarak eklenmediğinden UYAP ortamından da nüfus kayıt örneği temin edilememiştir.
Dosya kapsamından murisin 39 yaşında vefat ettiği, geride eşinin ve çocuklarının kaldığı anlaşılıyor ise de; desteğin anne ve babasının yaşayıp yaşamadığı anlaşılamamaktadır. İlk derece mahkemesi dosyasında aldırılan 08.03.2018 tarihli aktüer raporunda murisin anne ve babasının payları esas alınmadan hesaplama yapıldığı, kaza tarihi itibariyle davalı sigorta şirketinin sorumlu olduğu teminat limitinin 175.000,00 TL olduğu ve mahkemenin teminat limiti kadar tazminata karar verildiği anlaşılmaktadır.
Yukarıda belirtilen bilgiler ışığında, murisin nüfus kayıt örneği de dosya içerisine alınarak, murisin anne ve babasının hayatta olması halinde, ilk derece mahkemesi dosyasında aldırılan aktüer raporunda davacılar yönünden hesaplanan gerçek zararın ZMSS poliçesindeki 175.000,00 TL"lik limiti aştığı için, tüm hak sahiplerinin payları dikkate alınıp tazminatlarının hesaplanması ve tüm hak sahipleri arasında garameten paylaştırma yapılması konularında, rapor/ek rapor alınıp, oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi doğru olmamıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin, davacılar ...,... yönünden hükmolunan maddi tazminatlara yönelik temyiz isteminin (dilekçesinin), hükmün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin
temyiz itirazlarının kabulüyle 6100 sayılı HMK"nun 371/1-a maddesi gereğince, Bölge Adliye Mahkemesi kararının BOZULMASINA, Bölge Adliye Mahkemesi kararının kaldırılmasına, HMK’nın 373/1 maddesi uyarınca dava dosyasının İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi’ne gönderilmesine, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11/11/2020 gününde oybirliğiyle karar verildi.