17. Hukuk Dairesi 2016/13653 E. , 2019/5843 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili ile davacılar vekili tarafından katılma yolu ile temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; 07.12.2014 tarihinde dava dışı Özay İnşaat Nak.Turz.San.Tic.Ltd.Şti adına kayıtlı davalı ... şirketi nezdinde sigortalı bulunan çekici ve ona bağlı yarı römorkun tek taraflı sebebiyet verdiği trafik kazası sonucunda davacıların murisi ..."ın hayatını kaybettiğini ve desteğinden yoksun kaldıklarını, müvekkileri tarafından zararlarının ödenilmesi talebi ile davalı ... şirketine müracaat edildiğini ve 34.486,00 TL ödeme yapıldığını, yapılan ödemenin yetersiz olduğunu, müvekkillerinin müteveffanın vefatı nedeni ile destekten yoksunluk zararının gerçek gelir durumu dikkate alınmak suretiyle uzman bir bilirkişi vasıtasıyla hesaplanması gerektiğini, açıklanan nedenlerle, şimdilik fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla müvekkilleri ... için 7.000,00 TL, ... için 2.500,00 TL destekten yoksunluk ve her müvekkili için 500,00 TL cenaze gideri olmak üzere 10.000,00 TL"nin temerrüt tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, karar verilmesini talep etmiştir. Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre, davanın kabulü ile davacı ... için 55.764,44 TL ve davacı ... için 118.568,42 TL olmak üzere toplam 174.333,86 TL destekten yoksun kalma tazminatının 03/03/2015 tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte davalıdan alınıp, davacılara verilmesine, 500,00 TL cenaze ve defin giderinin davalıdan
alınıp, davacılara eşit olarak ödenmesine, 03/03/2015 ödeme tarihinden itibaren yasal faiz uygulanmasına karar verilmiş; hüküm, davalı vekili ile davacılar vekili tarafından katılma yolu ile temyiz edilmiştir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde bir usulsüzlük bulunmamasına göre, davalı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddine karar verilmesi gerekmiştir.
2-Dava, davacıların murisinin ölümü nedeni ile 6098 sayılı TBK m. 53 gereğince destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Bir insanın ölümü hukukî anlamda bir zarar olmamakla beraber, bu yüzden yine de bazı zararlar meydana gelmiş olabilir. İşte BK"nın 45/II. maddesinin (6098 sayılı TBK m. 53) öngörmüş olduğu hal, ölüm sonucu vukua gelen bir kısım zararların tazminini hükme bağlamaktadır. Bu hükme göre, ölenin yardımından faydalananlar, bu yüzden yoksun kaldıkları faydayı, tazminat olarak, sorumludan isteyebilirler. Buna “destekten yoksun (muinden mahrum) kalma tazminatı” denir. Yasa metninden de anlaşılacağı gibi destekten yoksun kalma tazminatının konusu, desteğin yitirilmesi nedeniyle yoksun kalınan zarardır. Buradaki amaç, destekten yoksun kalanların desteğin ölümünden önceki yaşamlarındaki sosyal ve ekonomik durumlarının korunmasıdır. Olaydan sonraki dönemde de, destek olmasa bile, onun zamanındaki gibi aynı şekilde yaşayabilmesi için muhtaç olduğu paranın ödettirilmesidir. Yani haksız bir eylem sonucu desteğini yitiren kimse TBK’nın 53. maddesine (BK"nın 45/II.) maddesine dayanarak uğradığı zararın ödetilmesini isteyebilir.
Destekten yoksun kalma zararının hesabında, destekten yoksun kalanlara müteveffanın sağlığında sağlamış olduğu yardımın miktarı belirlenmelidir. Ölenin parasal veya bedensel destekliğinin derecesi ile bundan yoksun kalanların tazminat isteklerinin ölçüsü ya da hesaplama yöntemi konusunda öğretide görüş birliği yoktur. Gerçek yardım miktarının yeterli delillerle ispat edilemediği durumlarda yargıç, takdir hakkını kullanarak yardım miktarını belirleyebilecektir. Bu belirlemede destek ile destek olunan kimse arasındaki yakınlığın derecesi, aralarındaki manevi bağ, davacıların yaşları, dahil oldukları sosyal ve ekonomik çevre, yaşam standartları, cinsiyetleri gibi bakım ilişkisine ve miktarına etkili olabilecek unsurlar da göz önünde bulundurulacaktır. Hayatın olağan akışı içinde, destek sayılan kimsenin baktığı kimselere gelirini belli paylara bölerek baktığı pek söylenemese de tazminat hesabında bir paylaştırma yapmak zorunlu hale gelmektedir.
Buna göre öncelikle gelirin tamamının, yardım görenlere tahsis olunmuş varsayılamayacağı, ölenin gelirinden bir bölümünü kendisine ayıracağı, bu tahsisten vazgeçilemeyeceği ve bu suretle yardımın (payların) geliri yutmaması ilkesi dikkate alınmalıdır. Ayrıca ölenin kendi geçim masraflarından artan miktarın tamamının (hiçbir tasarruf düşüncesine yer bırakmadan) destek görenlere dağıtılması da kabul olunamaz. Öte yandan, destek görecek kimselere ayrılacak miktar da, bunların ihtiyaçlarının toplamı kadar olmalıdır. Bunun dışında destekten yoksun kalanlardan bir kısmının davacı olup diğer kısmının davacı olmadığı durumda talepte bulunmayan destek görenlerin paylarının da hesaplamada göz önünde tutulması gerekmektedir.
Destekten yoksun kalma tazminatı belirlenirken, doğru belirlenmesi gereken hususlardan biri de destek paylarıdır. Dairemizin yerleşmiş içtihatlarına göre, hayatın olağan akışına göre desteğin ileride evleneceği ve en az iki çocuk sahibi olacağı kabul edilerek, desteğin evleninceye kadar gelirinin yarısını kendi ihtiyaçları yarısını da anne ve babası için ayıracağı varsayılarak bu dönemde desteğe iki, anne ve babaya birer pay vermek suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında evlenmeden önceki dönem içinde anne ve babanın her birine %25 pay verilmesi gerektiği, desteğin ileride evlenmesi ile birlikte desteğe iki, eşe iki, anne ve babaya birer pay verilerek, yine desteğin tüm gelirinin oranlanarak anne ve babaya %16 şar pay ayrılması gerektiği, desteğin bir çocuğunun olması durumunda iki pay desteğe, iki pay eşe, bir pay çocuğa ve birer pay anne ve babaya ayrılmak suretiyle desteğin tüm gelirine oranlandığında anne ve baba için %14 er pay verilmesi daha sonra ikinci çocuğun doğacağı varsayılarak bu kez desteğe iki, eşe iki, çocukların her birine birer ve anne ve babaya birer pay verilerek desteğin tüm gelirine oranlanarak anne ve babaya 12,5 er pay verilmesinin uygun olacağı, daha sonra anne ve babadan yaşam tablosuna göre hangisi destekten çıkacaksa kalan kişiye diğerinin payının ilave edilerek destek tazminatlarının varsayımsal hesabının yapılması gerektiği, kabul edilmektedir.
Mahkemece yapılması gereken, bu hususların dikkate alınması suretiyle ek rapor almak ve sonucuna göre bir karar vermekten ibarettir. Somut olayda, vefat tarihi itibariyle evli olmayan ve çocuğu da bulunmayan desteğin, öncelikle TÜİK verilerine göre ilk evlenme yaşının belirlenmesi ve sonrasında desteğin davacı anne ve babaya destekliğinin belirlenebilmesi için tüm bu ilkelere uygun, denetime elverişli aktüer raporu alınıp sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, desteğin hemen evleneceğinin kabulü ile yanlış pay ayrılarak yapılan tazminat hesabının hükme esas alınması, bozmayı gerektirmiştir.
3-Dava, trafik kazasından kaynaklanan destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir. Davacılar vekilince temerrüt faizi olarak avans faizi istenilmiş, ancak mahkemece yasal faize hükmedilmiştir. Oysa zarara neden olan araç ticari araç olup ticari faaliyet sırasında zarara neden olmuştur. Bu itibarla davada temerrüt faizi olarak ticari faiz niteliğindeki avans faizine hükmedilmesi gerekirken yazılı şekilde yasal faize hükmedilmesi doğru olmamıştır.
4-Davacılar arasında zorunlu dava arkadaşlığı bulunmadığı, aralarında ihtiyari dava arkadaşlığı bulunanların usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre kendisini vekille temsil ettiren davacı lehine vekalet ücreti taktir edilmesi gerekmektedir. Somut olayda her bir davacı lehine hükmedilen maddi tazminat için kendisini vekille temsil ettiren lehine vekalet ücreti taktiri gerekirken toplam tazminat miktarı üzerinden vekalet ücreti taktir edilmesi de doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin tüm temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 8.958,69 TL kalan onama harcının temyiz eden davalıdan alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.