17. Hukuk Dairesi 2016/13205 E. , 2019/5837 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; müvekkilinin sevk ve idaresindeki traktör ile davalılardan ... adına kayıtlı diğer davalı ...’nın sevk ve idaresindeki aracın karıştığı kazada, davacının yaralandığını, davalı ... şirketinin karşı aracın trafik sigortasını yapan sigorta şirketi olduğunu, davalının maddi tazminat talebinden poliçe limitleri dahilinde sorumlu olduğunu, müvekkilin çiftçilikle uğraştığını ancak kazadan dolayı organlarından birinin sürekli zayıflamasından dolayı çalışamayacağından maddi kayıpları olduğunu, bu nedenle fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile, geçici ve kalıcı maluliyet zararı ile davacının aracında meydana gelen 2.624,00 TL zararın, davalı ... yönünden talep tarihi olan 28/04/2010 tarihinden itibaren, diğer davalılar yönünden kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte, 20.000.00 TL manevi tazminatın da sigorta şirketi dışındaki davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalılar vekilleri; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece; iddia, savunma, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; açılan davanın maddi tazminat yönünden kabulü ile, 29.638,14 TL maluliyet tazminatının olay tarihi olan 23/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalılar ... ve
..."dan, 28/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalı ... şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere, davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, 2.624,00 TL araç hasar bedelinin olay tarihi olan 23/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalılar ... ve ..."dan, 28/04/2010 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle beraber davalı ... şirketinden poliçe limitiyle sınırlı olmak üzere davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat yönünden açılan davanın kısmen kabulü ile, 5.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihi olan 23/06/2008 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizle beraber davalılar ... ve ..."dan alınarak, davacı tarafa verilmesine, manevi tazminat yönünden fazlaya ilişkin istemlerin reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, trafik kazasından kaynaklanan cismani zarar nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacının maruz kaldığı geçici ve kalıcı iş göremezlik zararının belirlenebilmesi için son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacılar vekili, dava dilekçesinde davacının çiftçilik yaptığını ve seracılık işi ile uğraştığını ve aylık gelirinin 10.000,00TL olduğunu, beyan etmiştir.
Dosya kapsamından davacının, 6 ayrı taşınmazda hissesinin olduğu, Ziraat Odası Başkanlığı yazısına göre çiftçilik belgesi sahibi olduğu, narenciye üretimi ve seracılık yaptığı, anlaşılmaktadır. Dosyada mevcut hesap bilirkişi raporunda ise, davacının seraları olduğu iddia edilmişse de, kazadan dolayı gelirinde azalma olmadığı, yerine başkasını çalıştırdığına dair de dosyada bilgi ve belge bulunmadığından, asgari ücret esas alınarak, iş göremezlik zararı hesaplanmıştır. Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de, davacının kazadan önce elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Davacı gibi aylık net sabit geliri olmayan tarımsal faaliyet icra eden, ticari işletmesi bulunan veya serbest olarak mesleki çalışma yapan kişiler yönünden, işletmesine ilişkin bilgiler ile, işletme defteri ve vergi kayıtları toplanarak, yapılan işten sağlanan bir gelirin bulunması halinde bu gelirin elde edilmesinde yaralı ya da malul olan kişinin bedensel ve yönetsel katkısı belirlenip, kişinin yerine başkasının çalıştırılması olanağı gözönüne alınarak ona yapılacak ya da yapılması gereken ücret temel esas alınarak bu miktar üzerinden çalışma gücü zararının hesaplanması gereklidir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, davacının tarımsal faaliyette bulunduğu taşınmazlarının miktarı, yapılan zirai üretimin niteliği, yılın hangi döneminde ne kadar süreyle tarım yapılabildiği, davacının kişisel özellikleri, kaç yaşına kadar zirai üretimde bizzat çalışmaya devam edebileceği, bedensel katkısının ne oranda olduğu, davacının yerine işin görülmesi için başka birisinin çalıştırılması halinde, ilgili meslek odalarından sorularak bu iş için ne kadar ücretle başka birisinin çalıştırılabileceği hususlarında gerektiğinde uzman bilirkişilerden bilirkişi raporu alınmak suretiyle davacının çiftçilik mesleğinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de göz önünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, kazanın meydana geliş şekli, tarafların kusur durumu, davacının maluliyetinin derecesi ve diğer hususlar gözetildiğinde, davacı için takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve davacı için hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 09/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.