17. Hukuk Dairesi 2016/13459 E. , 2019/5517 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen Tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili, 30.08.2011 tarihinde, müvekkillerinin eş/babaları ... "in, yolcu olarak bulunduğu araçla, davalıların sürücüleri, işleteni ve zorunlu mali mesuliyet sigortacıları oldukları araçların karıştığı çok taraflı kazada vefatı nedeniyle davacıların destekten yoksun kaldıklarını belirterek fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydıyla davacı eş için 3.000,00 TL maddi ve 20.000,00 TL manevi, diğer davacıların her biri için 2.000,00"er TL maddi ve 10.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan (manevi tazminatların yalnızca davalı sürücülerden) müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 30.11.2015 tarihli ıslah dilekçesi ile maddi talebini davacı
eş Adile için 52.366,00 TL"ye, davacı çocuk Emine için 9.324,00 TL"ye, davalılar ... ve Euro Sigorta A.Ş. yönünden, artırmış, diğer davalılar yönünden atiye bırakmıştır.
Davalı ... vekili ve ... vekili, davanın reddini savunmuş; davalı ... vekili, davanın açılmasına sebep olmadıklarını savunmuş; davalı ..., davaya cevap vermemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacı eş için 49.366,00 TL ve davacı çocuk Emine için 7.324,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının davalı ... Sigortadan dava, ..."dan kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte müştereken ve müteselsilen; davacı eş için 3.000,00 TL, diğer davacıların her biri için 2.000,00"er TL manevi tazminatın kaza tarihinden işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı ..."dan; tahsiline; davacı eş ve Emine dışındaki davacıların destekten yoksun kalma taleplerinin reddine; davalılar ... ve Halk Sigortaya açılan destekten yoksun kalma tazminatı davalarının açılmamış sayılmasına; davalı ... "e açılan davaların feragat nedeniyle reddine; davalı ..."e açılan manevi tazminat davalarının esastan reddine, karar verilmiş, hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava; destekten yoksun kalma nedeniyle maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.06.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre
değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacılar lehine takdir olunan manevi tazminatların bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
2-Davacıların maruz kaldığı destekten yoksun kalma zararının belirlenebilmesi için desteğin son gelir durumunun net olarak belirlenmesi gerekir. Davacılar vekili, desteğin gelirinin dosyada mevcut çiftçi kayıt sistemi belgesine göre kabul edilmesini talep etmiştir.
Birecik Esnaf ve Sanatkarlar Odası Başkanlığı "Birecik ilçesinde fındık ticareti ile uğraşan bir tacirin 30.08.2012 tarihi itibariyle yıllık gelirinin 12.000,00 TL " olduğunu belirtmiştir. ... Ziraat Odası Başkanlığı desteğin oğlunun başvurusu üzerine "desteğin fındık tarlasında 2011 yılı tahmini brüt gelirinin 40.803,00 TL" olduğunu belirtmiştir. Mahkemece hükme esas alınan hesap raporunda, dosyada ölenin gelirine ait geçerli bir belge bulunmadığı belirtilerek asgari ücretten zarar hesaplanmıştır.
Mahkemece her ne kadar bilirkişi raporuna itibar edilerek hüküm kurulmuş ise de, desteğin vefatından önce elde ettiği gelirin belirlenmesi için yapılan araştırma yeterli değildir. Zira desteğin vefatı ile sahip olduğu malvarlığı mirasçılarına intikal etmektedir. Bu nedenle desteğin sağlığında gelir elde ettiği taşınmazlar, işyerleri, dükkanlar, tarım arazileri, büyükbaş, küçük baş ve kümes hayvanları gibi ticari müessese ve tarımsal işletmeleri de mirasçılarına intikal etmektedir. İntikal eden ticari faaliyet ve tarımsal işletme varlıklarının mirasçılar tarafından kullanılması neticesinde gelir elde edilebileceğinden artık destekten yoksun kalma zararı
hesaplanırken bu durumun da nazara alınması gerekmektedir. Bu nedenle desteğin vefatından önceki geliri tespit edilirken, söz konusu ticari faaliyet veya tarımsal işletmenin devamı için desteğin sağlığında yapmış olduğu kişisel katkısının belirlenmesi gerekmektedir.
Bu durumda mahkemece, yukarıda belirtilen ilkeler ışığında, desteğin tarımsal faaliyette bulunduğu taşınmazlarının miktarı, yapılan zirai üretimin niteliği, yılın hangi döneminde ne kadar süreyle tarım yapılabildiği, desteğin kişisel özellikleri, kaç yaşına kadar zirai üretimde bizzat çalışmaya devam edebileceği, bedensel katkısının ne oranda olduğu, desteğin yerine işin görülmesi için başka birisinin çalıştırılması halinde ilgili meslek odalarından sorularak bu iş için ne kadar ücretle başka birisinin çalıştırılabileceği hususlarında gerektiğinde uzman bilirkişilerden bilirkişi raporu alınmak suretiyle desteğin çiftçilik mesleğinde fiili emeği ile elde edeceği net gelirin ne kadar olacağı tespit edilip sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik araştırma ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 06/05/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.