Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/18254
Karar No: 2019/5278
Karar Tarihi: 29.04.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/18254 Esas 2019/5278 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/18254 E.  ,  2019/5278 K.

    "İçtihat Metni"


    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi


    Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davalılardan ... ve ... aleyhindeki davasının reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
    -K A R A R-

    Davacı vekili, davalı borçlu ... maliki bulunduğu taşınmazı diğer davalı ..."a devir etmesine ilişkin 22/09/2008 tarihli satış işlemi ve davalı ..."ın satın aldığı dava konusu taşınmazı takip borçlusu ..."ın boşandığı eşi olan diğer davalı ..."a devir etmesine ilişkin 07/12/2011 tarihli satış işlemi ile davalı ..."ın satın aldığı dava konusu taşınmazı bu kez de diğer davalı ..."e devir etmesine ilişkin 25/05/2012 tarihli satış işleminin İİK.nun 277 ve devamı maddeleri gereğince silsile halinde tasarrufun iptalini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili, müvekkili ile davalı arasındaki boşanmanın gerçek bir boşanma olduğunu, muvazaalı olmadığını, taşınmazı davalı ..."dan satın aldığını, değerinin altında değil, rayiç bedeline uygun aldığını, bu sebeplerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini savunmuştur.

    Davalı ... vekili, davaya konu taşınmazın bedelinin ödenmek suretiyle diğer davalı ..."dan satın alındığını, satış işleminin resmi satış senedi ile sabit olduğunu, müvekkili tarafından Nuran"a yaptığı satıştan sonra yapıldığı iddia edilen diğer satış işlemlerinden müvekkilinin bilgisinin olmadığını, tasarrufun iptal davaları için ön şart olan geçici veya kesin aciz vesikasının sunulmadığını bu sebeplerle haksız ve hukuki dayanaktan yoksun davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Dahili davalı ... vekili, tasarrufun iptal davaları için ön şart olan geçici veya kesin aciz vesikasının sunulmadığını, davalı ..."den gerçek bedelini ödeyerek satın aldığını, müvekkilinin banka kredi borcunun halen devam ettiğinden açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... vekili, satışların gerçek olduğunu, muvazaa olmadığını, müvekkilinin iyiniyetli 3. şahıs olduğunu bu sebeplerle davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
    Davalı ... cevap dilekçesi sunmamış ve duruşmalara katılmamıştır.
    Mahkemece, davalı taraflardan ...."ın borçlu ....."ın arkadaşı ve çalışanı, onun taşınmazı devrettiği ...."ın borçlu ....."ın boşandığı eşi, diğer davalıların ise taraflarla bağlantısının bulunmadığını, davalı ..."in taşınmazın bedelini banka havalesi ile göndermek suretiyle satın aldığını, ....."nin de yine aynı şekilde bedelini ödemek suretiyle taşınmazı ...."den satın aldığını ve halen içinde oturduğunu, işlemlerde alacaklıları ızrar kasıtlarının olmadığını, davalı ..."ın, borçlu ...."ın çalışanı olması nedeni ile borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek durumda olduğundan bu tasarrufun iptale tabi olduğunu, davalı borçlu.... ile diğer davalı ..."ın eski eş olmalarına ve yine dinlenen tanık anlatımlarına göre evin diğer davalı ..."a satıldığı tarihlerde dahi evde oturuyor olmasına göre borçlunun alacaklılarını ızrar kastını bilebilecek durumda olduğundan bu tasarrufunda iptale tabi olduğunu, taşınmaz iyi niyetli 3. kişinin elinde olmakla davanın bedele dönüştüğünü, davacının davalılardan .... aleyhindeki davasının bu davalıların alacaklılarını ızrar kastını bilerek taşınmazı satın almadığı anlaşılmakla reddine, diğer davalılar aleyhine açılan davanın kabulüne karar verilmiş; hüküm, davalı ... ve davalı ... vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.

    Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
    Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır. Özellikle İİK.nun 278.maddesinde akdin yapıldığı sırada kendi verdiği şeyin değerine göre borçlunun ivaz olarak pek aşağı bir fiyat kabul ettiği ve yasanın bağışlama hükmünde olarak iptale tâbi tuttuğu tasarrufların iptali gerektiğinden mahkemece ivazlar arasında fark bulunup bulunmadığı incelenmelidir.Satılan taşınmaz üzerinde ipotek ve haciz kayıtları varsa,alıcı taşınmazı bu kayıtlarla yükümlü olarak satın almış olacağından, satışın bunların tamamı üzerinden yapıldığı kabul edilir. Bu nedenle oransızlığın belirlenmesinde tapu kaydındaki ipotek ve haciz miktarının da gözönünde tutulması gerekir. Aynı maddede sayılan akrabalık derecesi vs. araştırılmalıdır. Keza İİK.nun 280.maddesinde malvarlığı borçlarına yetmeyen bir borçlunun alacaklılarına zarar vermek kastıyla yaptığı tüm işlemler, borçlunun içinde bulunduğu mali durumu ve zarar verme kastının işlemin diğer tarafınca bilindiği veya bilinmesini gerektiren açık emarelerin bulunduğu hallerde tasarrufun iptal edileceği hususu düzenlendiğinden yapılan işlemde mal kaçırma kastı irdelenmelidir. Öte yandan İİK.nun 279.maddesinde de iptal nedenleri sayılmış olup bu maddede yazılan iptal nedenlerinin gerçekleşip gerçekleşmediği de takdir olunmalıdır.
    İİK"nun 284.maddesine göre "İptal davası açma hakkı, batıl tasarrufun vukuu tarihinden itibaren beş sene geçmekle düşer" madde belirtilen beş yıllık süre hak düşürücü süre niteliğinde olup mahkemece resen dikkate alınması gerekmektedir.
    Somut olayda, dava konusu taşınmazlar, borçlu ... tarafından ilk olarak 22.09.2008 tarihinde davalı ..."a satılmıştır. Dava ise 24.11.2014 tarihinde beş yıllık hakdüşürücü süreden sonra açılmıştır.
    Bu halde mahkemece, davanın İİK"nun 284.maddesi gereğince hakdüşürücü süreden reddine karar verilmesi

    gerekirken hatalı değerlendirme ile işin esasına girilerek yazılı gerekçe ile mümeyyiz davalılar yönünden davanın kabulüne karar verilmesi isabetli değildir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı ... ve davalı ... vekillerinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılar ... ve ..."a geri verilmesine 29/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.






    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi