17. Hukuk Dairesi 2016/10879 E. , 2019/4392 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki rücuen tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün, süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, davalının maliki bulunduğu ve müvekkili şirkete sigortalı bulunan....plakalı motorsiklet dava dışı sürücü ..."ün sevk ve idaresinde iken 11/12/2008 tarihinde ... plakalı araç ile çift taraflı maddi hasarlı ve yaralamalı kazaya karıştığını, kazada tam kusurlu olan araç sürücüsü ... ile motorsiklette yolcu olarak bulunan ..."ün yaralandığını, ...."ün müvekkil şirketine tazminat başvurusunda bulunduğunu ve kendisine 19/12/2012 tarihinde 35.827,00 TL sakatlık tazminatı ödemesi yapıldığını, kaza tespit tutanağı incelendiğinde davalının maliki bulunduğu araç sürücüsünün kaza anında ehliyetsiz olduğunun tespit edildiğini, davalı aleyhine ....İcra Müdürlüğünün 2013/9145 sayılı dosyası ile icra takibi başlatıldığını, başlatılan icra takibine davalı tarafından kötü niyetli olarak itiraz edilmesi üzerine durdurulan takibin devamına, %20"den az olmamak üzere kötü niyet tazminatına hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
Davalı vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, toplanan delillere ve benimsenen bilirkişi raporuna göre davanın kabulü ile... İcra Müdürlüğünün 2013/9145 sayılı dosyasına ilişkin itirazın iptaline, takibin kaldığı yerden devamına, asıl alacak üzerinden %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Davacı, zorunlu mali sorumluluk sigorta poliçesi ile sigortalı aracın neden olduğu kaza nedeniyle zarar gören kişilere yapılan ödemenin rücuen tahsili istemine ilişkindir.
1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere göre davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dava davacı trafik sigortacısı tarafından zarar görenlere ödenen tazminatın sigortalısından ehliyetsizlik nedeniyle rücuan alacak istemine ilişkindir.
Eldeki dosyada davacı ... şirketi vekili, davalıya ait aracın sürücüsünün sürücü belgesiz olarak araç kullandığı sırada kazanın meydana geldiğini, sigortalısına rücu şartlarının oluştuğunu belirtmiştir. Mahkemece, davanın kabulüne karar verilmiş ise de karar gerekçesinde davacı ... şirketinin sigortalısına rücu şartlarının ne şekilde oluştuğu belirtilmemiştir.
Sigortacı, 2918 sayılı Karayolları Trafik Yasasının 95/2. maddesi ve zorunlu mali sorumluluk sigortası genel şartlarının B-4 .maddesi gereğince tazminat yükümlülüğünün azaltılması veya kaldırılmasına ilişkin halleri üçüncü kişilere karşı ileri süremeyeceğinden zarar görene ödeme yaptıktan sonra sigorta sözleşmesine ve bu sözleşemeye ilişkin kanun hükümlerine göre kendi sigorta ettirenine rücu edebilir. Taraflar arasında geçerli zorunlu mali sorumluluk sigortası poliçe genel şartlarının B.4. c maddesi gereğince aracın sürücü belgesine sahip olmayan kişiler tarafından sevk edilmesi sonucunda meydana gelen zararlar nedeniyle sigorta şirketinin sigortalısına rücu edebileceği düzenlenmiştir.
Kazadan sonra düzenlenen kaza tespit tutanağında motosiklet sürücüsü ...ün kazanın meydana gelmesinde asli kusurlu olduğu belirtilmiş ise de, sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunda gerek kaza tutanağında gerekse dosyada aldırılan kusur raporunda herhangi bir tespit bulunmadığı gibi, sürücünün kaza sırasında sürücü belgesinin bulunmadığına ilişkin davacı tarafından da delil sunulmamıştır.
Mahkemece davalıya ait aracın sürücüsünün sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı hususunda yeterli araştırma yapılmadan karar verilmiştir. Bu durumda motosiklet sürücüsünün olay tarihi itibarıyla sürücü belgesinin bulunup bulunmadığı tespit edilerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3-Hatır taşımaları bir menfaat karşılığı olmadığı cihetle, bu gibi taşımalarda 818 sayılı BK’nın 43.(6098 sayılı TBK’nin 51.)maddesi uyarınca tazminattan uygun bir indirim yapılması, gerek öğretide gerekse Yargıtay İçtihatlarında benimsenmiş ve yerleşmiş bulunmaktadır.
Hakim tazminattan mutlaka indirim yapmak zorunda değilse de, bunun dahi gerekçesini kararında tartışması ve nedenlerini göstermesi gerekir.
Somut olayda kazada yaralanan dava dışı ....motorsiklette yolcu konumundadır. Soruşturma dosyasındaki beyanında da; sürücü ..."le düğüne gittiklerini belirtmiştir. Davalı vekili cevap dilekçesinde olayda hatır taşıması olduğunu savunmuş, mahkemece hatır taşıması konusunda bir değerlendirme yapılmamıştır. Bu durumda mahkemece davalı vekilinin hatır taşıması savunması üzerinde durularak, taşımanın hatır için olup olmadığı, tarafların yakınlığı, varsa hatır için taşımanın kimin arzusu ve ne amaçla yapıldığı gibi olayın özel şartları göz önüne alınarak, tazminattan %20 oranında hatır taşıması indirimi yapılıp yapılmaması gerektiği hususları tartışılarak sonucuna göre bir karar verilmesi gerektiğinin gözetilmemesi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir.
4-Yargılamayı gerektiren alacak likit olmayıp davacının icra inkar tazminatı isteminin reddine karar verilmesi gerekirken, davacı lehine icra inkar tazminatına hükmedilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ:Yukarıda(1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2), (3) ve (4) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine, 09/04/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.