17. Hukuk Dairesi 2016/15043 E. , 2019/3512 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, alacağının tahsili amacıyla davalı ... adına icra takibi başlattığını, davalının icra takibine itiraz etmemesi üzerine takibin kesinleştiğini, ancak davalının borcunu karşılayacak menkul veya gayrimenkul mal bulunmadığını, bu nedenle icra takibinin semeresiz kaldığını, bedeli kendisince ödenen... plakalı 2011 model Suzuki marka araç ile ... plakalı 2012 model ... marka aracı davalı ..."in diğer davalı olan kızı ... adına tescil ettirdiğini, davalı ..."nun 2014 yılında ... Üniversitesinden mezun olması sebebi ile dava konusu araçları kendi geliriyle almasının mümkün olmayacağını, bu nedenlerle davalı ..."in bedelini ödediği halde alacaklılarından mal kaçırmak amacıyla muvazaalı olarak diğer davalı olan kızı ... adına tescil ettirdiği dava konusu tasarrufların iptalini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, öncelikle müvekkili adına açılan davanın hukuki mesnetten yoksun olduğunu, davacının iddiaları gibi dava konusu araçları kızına almasının veya kendi adına iken kızı adına aktarması gibi ekonomik bir pozisyonunun olmadığını açılan davanın reddini savunmuştur.
Davalı ..., davacıyı babasının müşterek çalışmaları döneminde tanıdığını, kendisinin hem İç Mimar hem de Moda-Tasarım üzerine sigortalı olarak çalıştığını bu nedenlerle babasından bağımsız kazancının ve bütçesinin olduğunu, dava konusu ... plakalı aracı adına olan kredi ile satın aldığını, diğer ... plakalı aracı ise o dönemde adına kredi verilmediğinden Av. ... adına verilen kredi ile alınarak peşinatını kendisinin verdiğini bu nedenlerle açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Mahkemece, tasarrufun iptali davalarında İİK"nın 277/1 maddesi gereğince borç ödemeden aciz tutanağının bulunmasının dava şartı olduğunu, davacının aciz belgesi olmaması nedeniyle İİK"nun 277. maddesinde belirtilen tasarrufun iptali davasına özgü dava şartlarının gerçekleşmediğini, davacı taraf muvazaaya dayansa dahi, bu davayı açabilmesinin ancak borcun davalıdan tahsil imkanı olmadığını gösteren aciz belgesi ile mümkün olduğunu, davacının alacağını borçlunun yedinde bulunan diğer mal ve gelirlerden tahsil imkanı olmadığını gösteren belge sunmadan, dava tarihi itibarıyla borçlunun üçüncü kişilerle yaptığı tasarrrufların haklarını ihlal ettiği ve dava açma hakkı doğduğunu kanıtlayamayacağı anlaşıldığından, HMK.nun 115/2 maddesi uyarınca davanın dava şartları yokluğundan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK 277 ve devamı maddeleri gereğince açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
Tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz ya da iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nisbi nitelikte yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278,279 ve 280. maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava dayanağı takip dosyasında borçlu adresinde 09.11.2015 tarihinde düzenlenen haciz tutanağı (haczi kabil mal bulunmadığı belirtilen) adresinin hem ödeme emri hem de dava dilekçesinin tebliğ edildiği adres olması İİK"nun 105. maddesi anlamında geçici aciz belgesi niteliğinde olduğundan davanın esasına girilerek, taraf delilleri toplanarak oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.