17. Hukuk Dairesi 2018/4097 E. , 2019/3501 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki itirazın iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili; taraflar arasında TTK ve sigorta hukuku mevzuatı gereği geçerli ve primleri ödenmiş bir sigorta poliçesi mevcut olduğunu ve bu poliçe ile işyerinden hırsızlık rizikosunun sigorta ettirildiğini, sigortalı işyerinde 27.08.2011 ve 04.09.2011 tarihlerinde iki kez hırsızlık olayı meydana geldiğini, zararın karşılanmaması nedeniyle davalı şirket aleyhine ... 12. İcra Müdürlüğünün 2012/8751 sayılı dosyası ile takip başlatıldığını, davalının haksız ve kötüniyetli olarak takibe itiraz ettiğini belirterek haksız itirazın iptali ile takibin devamına, icra inkar tazminatına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı vekili; kolluk kuvvetlerince yapılan tahkikat neticesinde işyeri çalışanı tarafından hırsızlık yapıldığının belirlendiğini, bunun üzerine ... 11. ASCM sinde dava açıldığını, yapılan soruşturma sonrası suçun kim tarafından işlendiği ve çalınan malların kime ne zaman satıldığının tespit edilerek malların davacı şirket yetkilisine teslim edildiğini, meydana gelen olayın hırsızlık değil emniyeti suistimal olarak değerlendirilmesi gerektiğini ve bu zararın teminat kapsamı dışında olduğunu belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davanın kısmen kabul kısmen reddi ile davalının ... 12. İcra Müdürlüğünün 2012/8751 takip sayılı dosyasına yaptığı itirazın 74.201,40 TL asıl alacak yönünden iptali ile takibin devamına, takip öncesi işlemiş faiz yönünden itirazın iptali talebinin reddine, İtirazın iptaline karar verilen asıl alacak üzerinden davacı yararına 14.840,28 TL %20 icra inkar tazminatına hükmedilmesine karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, işyeri sigorta sözleşmesine dayalı tazminat talebini içeren icra takibine itirazın iptali istemine ilişkindir.
Somut uyuşmazlıkta; davacı ile davalı taraf arasında düzenlenen birleşik ürün sigorta poliçesi 15/09/2010–15/09/2011 tarihlerini kapsamaktadır. 27/08/2011 ve 04/08/2011 tarihlerinde davacının işyerinde hırsızlık meydana gelmiş, işyerinde hırsızlık olayından sonra düzenlenen eksper raporuna göre; Meydana gelen olay sigortalı işletmede yaklaşık 4 aydır çalışan ... adlı personelin öncülüğünde gerçekleştiğinden, emniyeti suistimal olduğu ve poliçe özel klozuna göre 12 aylık çalışması da olmadığından teminat kapsamı dışında değerlendirilmiştir. Ancak mahkemece; hırsızlık sonucu meydana gelen zararın poliçe kapsamında olduğu kabul edilerek 23.02.2015 tarihli bilirkişi raporunda gerçek zarar miktarı 74.201,40 TL olarak belirlendiğinden takibin asıl alacak yönünden iptaline hükmedilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına ve mevcut delil durumuna uygun düşmemektedir.
Taraflar arasında düzenlenen birleşik ürün sigorta poliçesi klozlarında; emniyeti suistimal teminat altına alınmış, emniyeti suistimal muafiyet şartları başlığı altında; Sigortacının; sigortalının emrinde çalıştırdığı kişilerin sigortalıya ait para, kıymetli evrak, parayla ölçülebilen mallarını çalmak, zimmete geçirmek, hile ile bunlara sahip olmak suretiyle yapacağı halleri de limitler dahilinde temin edeceği, Ancak; poliçenin vadesi içinde yapılmış olması ve aralıksız en az 12 ay bordrolu olarak çalışmış olan şirket personeli tarafından yapıldıysa zararın karşılanacağı ve her bir hasarda ödenecek tazminat tutarı üzerinden %10 muafiyet uygulanacağı belirtilmiştir. Buna göre; 12 aydan az bordrolu olarak çalışan kişinin emniyeti suistimali halinde poliçede verilen teminatın geçerliliğini yitireceği anlaşılmaktadır.
Davaya konu hırsızlık olayı ise;sigortalı davacıya ait işyerinde yaklaşık 4 aydır çalışan ... öncülüğünde gerçekleştirilmiştir. ... 11.Asliye Ceza Mahkemesi 2012/850-2012/907 sayılı ilamına göre; sanıklar ... ve ..."ın 27/08/2011 ve 04/09/2011 tarihlerinde gece sayılan bir zaman diliminde katılan ..."ın dava konusu işyerine, sanık ..."nun aynı iş yerinde çalışması nedeni ile daha önceden tespit ettiği yerden içeri girerek, iş yerinden paslanmaz çelik saç levha ve çoğunluğu ithal olan değerli sarı valflerden oluşan değişik malzemeleri çaldıkları, sanıkların söz konusu malzemeleri üzerinde araç takip sistemi bulunan iş yerine ait araca yükleyerek toplam üç seferde sanık ..."ın iş yerine gece saatlerinde götürerek sanık ..."a değerinin çok altında bir paraya sattıkları, sanık ..."ın bu işi yapması nedeniyle suça konu edilen malzemelerin hırsızlık malı olduğunu bilebilecek durumda olduğu, ayrıca sanık ..."nun malzemelerin çalıntı olduğunu sanık ...a söylediğini beyan ettiği anlaşıldığından sanıkların hırsızlık suçundan ayrı ayrı cezalandırılmalarına karar verilmiş ve verilen karar derecattan geçerek kesinleşmiştir. Bu durumda söz konusu hırsızlık olayı sigortalı işyerinde yaklaşık 4 aydır çalışan ... öncülüğünde gerçekleştirildiğinden rizikonun poliçe klozlarına göre teminat dışı olduğu anlaşılmaktadır. Buna göre; poliçedeki muafiyet kaydı geçerli olup, söz konusu riziko teminat dışı olduğundan davanın reddine karar vermek gerekirken yazılı olduğu şekilde hırsızlık sonucu meydana gelen zararın poliçe kapsamında olduğu kabul edilerek davanın kabulü doğru görülmemiştir.
2-Kabule göre de; yukarıdaki bentte açıklandığı üzere tazminat istemine yönelik bu davada, gerçek zarar miktarının belirlenmesi incelemeyi gerektirdiğinden alacak likit değildir. O halde, davacının icra-inkâr tazminatı isteminin reddine karar vermek gerekirken,kabulü ile alacak miktarı üzerinden %20 oranında icra inkar tazminatına hükmedilmesi de doğru olmamıştır.
3-Bozma ilamının kapsam ve şekline göre; davalı vekilinin, sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) ve (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (3) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma ilamının kapsam ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 25/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.