17. Hukuk Dairesi 2016/8426 E. , 2019/3284 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasında görülen tazminat davasının yapılan yargılaması sonucunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı ... ve dahili davalı ... vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacılar vekili, davalı ..."nın maliki olduğu, davalı ..."nın sevk ve idaresindeki aracı ile müteveffa ...i"ye çarpması sonucu destek ..."nin vefat ettiğini, davacıların destekten yoksun kaldıklarını ve manevi acı çektiklerini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla davacılar için 5.000,00 TL maddi ve 15.000,00 TL manevi tazminatın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, 08.06.2009 havale tarihli dilekçesi ile dava dilekçesindeki 5.000,00 TL maddi ve 5.000,00 TL manevi tazminatın davacı ... için, 2.500,00"er TL manevi tazminatın diğer davacılar için talep edildiğini, davacıların davalının sigorta poliçesinden toplam 15.974,00 TL tazminat aldıklarını belirtmiştir.
Davacılar vekili, 17.03.2015 havale tarihli dilekçe ile davalı ..."nın vefatı nedeniyle mirasçıları ..., ..., ..., ... ve ..."in davaya dahil edilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama, toplanan deliller ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; davanın kısmen kabulü ile davacının maddi tazminat talebinin sigortaca karşılandığı anlaşılmakla reddine, manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile tarafların mali içtimai sosyal durumları ve olaylardaki kusur oranı da göz önüne alınarak taktiren eş için 3.000,00 TL diğer davacılar müteveffanın çocukları her biri için 1.500,00 TL"nin davalılardan müştereken ve müteselsilen dava tarihinden itibaren yasal faizi ile birlikte alınıp davacılara ödenmesine, dair karar verilmiş, hüküm, davalı ... ve ... vekili ile katılma yoluyla davacılar vekili tarafından ayrı ayrı temyiz edilmiştir.
1-6100 Sayılı HMK."nun geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı HUMK."nun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 01.01.2015 tarihinden itibaren 2.080,00 TL’ye çıkarılmıştır.
Temyize konu karar anılan yasanın yürürlüğünden sonra verilmiş olup davacı ..., ... ve ...lehine hükmedilen 1.500,00"er TL manevi tazminata dair karar ve davacıların dava dilekçesinde 2.500,00"er TL manevi tazminat talep etmiş olması nedeniyle reddedilen manevi yönünden karar kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 1.6.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davacılar vekilinin davacı ...,... ve ... yönünden reddedilen manevi tazminata ilişkin; davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin davacılar ..., ..., ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp, değerlendirilmesinde usul ve yasaya aykırı bir yön bulunmamasına göre davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin aşağıdaki bendin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddine karar vermek gerekmiştir.
3-Davacılar vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesinde; dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeni ile maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
Davacılar vekili 08.06.2009 havale tarihli dilekçesinde, davacıların Zorunlu Mali Mesuliyet sigorta şirketinden sigorta poliçesi kapsamında 15.974,00 TL tazminat aldığını belirtmiş, dava dışı Ray sigorta A.Ş."den getirtilen hasar dosyasında davalının %100 kusur oranına göre davacı eş ..."ye 22.07.2008 tarihinde 15.974,00 TL ödendiği belirlenmiştir. Mahkemece, herhangi bir hesap raporu alınmaksızın davacının sigorta şirketinden ödeme aldığı beyanı nedeniyle maddi tazminat istemine reddine dair karar verilmişse de varılan sonuç dosya kapsamına uygun değildir. Eksik inceleme ile karar verilemez. Her ne kadar ödeme ya da ibra borcu sona erdiren işlemlerden ise de öncelikle mahkemece, dosyadaki belgelere göre; dava açılmadan önce dava dışı sigorta şirketi tarafından davacı ... için 22.07.2008 tarihinde yapılan 15.974,00 TL ödeme ve belgeler değerlendirilmek ve davacının bakiye tazminat alacağı bulunup bulunmadığı hususunda, konusunda uzman aktüer bilirkişiden rapor alınarak sonucuna göre karar verilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
4-Borçlar Kanunu’nun 47. maddesi hükmüne göre (6098 sayılı TBK. md. 56), hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, davacı eş ... lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
5-Bozma neden ve şekline göre davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin maddi tazminat yönünden takdir edilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin davacı ..., ..., ... ve ... lehine hükmedilen manevi tazminata ilişkin, davacılar vekilinin ise davacı ..., ..., ... ve ... yönünden reddedilen manevi tazminata ilişkin temyiz dilekçesinin mahkeme hükmünün kesin olması nedeniyle REDDİNE, (2) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin sair temyiz itirazlarının reddine, (3) ve (4) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, (5) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ve dahili davalı ... vekilinin maddi tazminat yönünden takdir edilen vekalet ücretine ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılar ile davalı ... ve dahili davalı ..."a geri verilmesine 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.