Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/7411
Karar No: 2019/3277
Karar Tarihi: 20.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/7411 Esas 2019/3277 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/7411 E.  ,  2019/3277 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacı vekili, 21.03.2006 tarihinde davalıların işleteni, sürücüsü ve ZMSS poliçesi ile sigortacısı oldukları aracın karıştığı kazada araçta yolcu olarak bulunan davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 10.000,00 TL manevi ve sağlık giderleri, barınma masrafları ve iş göremezlik tazminatına karşılık şimdilik 1.000,00 TL maddi olmak üzere toplam 11.000,00 TL tazminatın kaza tarihinden itibaren en yüksek reeskont faiziyle birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacı vekili 18.04.2014 havale tarihli dilekçesi ile maddi tazminat ilişkin dava değerini 70.000,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı ... Tur. Sey. Ltd. Şti vekili; yetki, zamanaşımı ve husumet itirazlarının olduğunu, haksız eylem ile meydana gelen zarar arasında illiyet bağının bulunmadığını, kusuru kabul etmediklerini ve manevi tazminat miktarının fahiş olduğunu belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... vekili; iş bölümü ve yetki itirazı yönünden usulden, illiyet bağı yokluğu ve fahiş tazminat talepleri nedeniyle esastan reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Davalı ... ... Sigorta A.Ş. vekili; davalının poliçeden dolayı sorumluluklarının sigortalının kusuru oranında olmak üzere limit ile sınırlı olduğunu, manevi tazminat taleplerinin sigorta kapsamı dışında tutulduğunu ve davalı şirketin temerrüdü oluşmadığından olay tarihinden temerrüt faizi talebinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, maddi tazminata ilişkin talebin kısmen kabulü ile davacının davaya konu kaza sebebiyle 590,07 TL tedavi gideri ve 4.248,00 TL iş gücü kaybından kaynaklı toplam 4.838,07 TL zararının kaza tarihi olan 21.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline, fazlaya dair talebin reddine; davacının davaya konu kaza sebebiyle manevi zararının da olduğu anlaşılmakla takdiren 10.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihi olan 21.03.2006 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile beraber davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; karar, tüm taraf vekilleri tarafından temyiz edilmiştir.
    1-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde ve özellikle, oluşa uygun olarak düzenlenen uzman bilirkişi raporunda belirtilen maluliyet oranının ve maddi tazminata ilişkin hesaplamanın (2 nolu bent hariç) hükme esas alınmasında bir usulsüzlük bulunmamasına, davacının meydana gelen kazada yolcu olup kusursuz olmasına ve dava konusu kazanın, davacının şehirler arası otobüste taşınırken meydana geldiği, taşıma sözleşmesinin ifası sırasında meydana gelen yaralanma nedeniyle açılacak davanın TTK"nun 767/5. maddesi delaletiyle Borçlar Kanunu’nun 125. maddesi uyarınca 10 yıllık zamanaşımı süresine tabi olduğundan ıslah tarihi itibariyle anılan sürenin geçmemiş olmasına göre davacı vekili ile davalı ... Tur. Sey. Ltd. Şti vekilinin tüm ve davalı ... vekili ile davalı ... ... Sigorta A.Ş. Vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
    2-Dava, cismani zarara dayalı maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
    Davacının zararının hesabında gelirinin belirlenmesi tazminatın doğru tespitinde önemli bir yer tutmaktadır. Çalışma hayatının aktif çalışma dönemi ve emeklilik dönemi olan pasif devre olarak ayrılması, aktif devrede zararın asgari geçim indirimi dahil edilerek, pasif devrede zararın asgari geçim indirimsiz asgari ücret düzeyinde olacağının kabulü gerektiği Dairemizin yerleşmiş içtihatlarındandır.
    Pasif devre zararının hesaplanması sırasında esas alınan ücret, bir çalışmanın karşılığı değil, ekonomik bir değer taşıyan yaşamsal faaliyetlerin sürdürülmesinin karşılığıdır. Hal böyle olunca da ücretle fiilen çalışanlara uygulanmak için getirilen asgari geçim indiriminin, ücretli bir çalışmanın söz konusu olmadığı pasif dönem (devre) zararının hesaplanmasında dikkate alınamayacağı açıktır. Zira, asgari geçim indirimi (AGİ), ücretin eki olmadığından, tazminat alacaklarının hesaplanmasına esas ücrete dahil edilemez.
    Somut olayda, hükme esas alınan hesap bilirkişi raporunda asgari geçim indirimi dahil edilmiş asgari ücret üzerinden gelirin belirlendiği anlaşıldığından, mahkemece aynı bilirkişiden asgari geçim indirimi olmaksızın asgari ücret üzerinden hesaplama yapılması için ek rapor alınarak sonucuna göre karar verilmesi için hükmün bozulması gerekmiştir.
    3-Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, B.K.’nun 47. maddesindeki özel haller dikkate alınarak, hak ve nasafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, M.K"nun 4.maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hak ve nasafete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
    Yukarıda belirtilen hususlar, sosyal ve ekonomik durum araştırması dikkate alındığında, davacı lehine takdir olunan manevi tazminatın bir miktar fazla olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
    4-T.C. Anayasası"nın 36/1 maddesinde "Herkes meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı merciileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir" hükmü düzenlenmiştir.Yine 6100 Sayılı HMK"nın 27. maddesinde "Davanın tarafları, müdahiller ve yargılamanın diğer ilgilileri, kendi hakları ile bağlantılı olarak hukuki dinlenilme hakkına sahiptirler. Bu hak; yargılama ile ilgili olarak bilgi sahibi olunmasını, açıklama ve ispat hakkını içerir" düzenlemesine yer verilmiştir. Bir davanın görülmesi için taraf teşkilinin sağlanması esas olup, hakimin bu hususu re"sen gözetmesi gerekir. Yargılamanın sağlıklı bir biçimde sürdürülebilmesi, iddia ve savunma ile ilgili delillerin eksiksiz toplanıp tartışılabilmesi, davanın süratle sonuçlandırabilmesi, öncelikle tarafların yargılamanın aşamalarından haberdar edilmesi ile mümkündür.Bu husus da usulüne uygun olarak tebligat yapılması ile sağlanabilir.
    Adil yargılanma hakkının kapsamında yer alan savunma haklarının etkin biçimde kullanılmasını teminen konulan yasal düzenlemelerden biri de davada esaslı işlem olan bilirkişi raporlarının taraflara tebliğine ilişkin düzenlemedir.6100 Sayılı HMK"nın 280/1 maddesi "Bilirkişi, raporunu, varsa kendisine incelenmek üzere teslim edilen şeylerle birlikte bir dizi pusulasına bağlı olarak mahkemeye verir; verildiği tarih rapora yazılır ve duruşma gününden önce birer örneği taraflara tebliğ edilir " hükmünü amirdir.
    Somut olayda; mahkemece bilirkişi raporlarının davalı sigorta şirketi vekiline tebliğ edilmediği anlaşıldığından, davalıya usule uygun şekilde tebliğ edilmesi ve itiraz süreleri beklenerek davalının itiraz hakkını kullanması sağlanmak suretiyle savunma ve delillerinin toplanması ve sonucuna göre karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde davalının itiraz ve savunma hakkı kısıtlanarak yargılamaya devam edilmek suretiyle hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
    5-Davacı taraf, davaya konu kazaya karışan karşı aracın sigortacısı davalı ... Sigorta A.Ş."ne manevi tazminat talebi yönünden de husumet yöneltmiş; mahkeme ise davalı sigorta şirketini gerekçe göstermeden manevi zarardan da sorumlu tutarak hüküm kurulmuştur.
    Davalı sigorta şirketinin zorunlu mali sorumluluk sigortacısı ve zorunlu taşımacılık mali sorumluluk sigortacısı olarak manevi tazminattan sorumlu tutulması mümkün olmadığı halde davalı ... Sigorta A.Ş"nin manevi tazminattan sorumluluğuna karar verilmesi hatalı olmuş ve hükmün bozulması gerekmiştir.
    6-Davalı sigorta şirketi kazaya neden olan aracın trafik sigortacısıdır. 2918 sayılı KTK.nun 98/1, 99/1 maddeleri ile ZMSS poliçesi Genel Şartlarının B.2 maddesi uyarınca rizikonun belge ve bilgileri ile birlikte sigortacıya ihbar edildiği tarihten itibaren 8 işgünü içinde sigortanın tazminatı ödeme yükümlülüğü bulunmakta bu sürenin sonunda ödememe halinde temerrüt gerçekleşmektedir. Bu sebeple usulüne uygun bir başvuru yapılıp yasada belirlenen süre dolmadan trafik sigortacısı bakımından alacağın muacceliyetinden ve dolayısıyla temerrüdünden söz edilemez. Bu durumda mahkemece davacı tarafın davalı sigorta şirketine davadan önce ihbarda bulunup bulunmadığının tespiti ile davadan önce ihbar var ise anılan maddeye göre davalı sigorta şirketinin temerrüt tarihinin belirlenmesi, ihbar bulunmadığı takdirde davalı sigorta şirketinin bu dava ile temerrüde düştüğünün kabulü ile sigorta şirketi yönünden alacağın tamamı için dava tarihinden itibaren temerrüt faizine karar verilmesi gerekirken yazılı olduğu biçimde olay tarihinden itibaren yasal faiz işletilmesine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, davacı vekili ile davalı ... Tur. Sey. Ltd. Şti vekilinin tüm ve davalı ... vekili ile davalı ... ... Sigorta A.Ş. Vekilinin sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (2) ve (3) numaralı bentlerde açıklanan nedenlerle davalı ... vekilinin; (4), (5) ve (6) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı ... ... Sigorta A.Ş. Vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, aşağıda dökümü yazılı 15,20 TL kalan harcın temyiz eden davacıdan alınmasına, aşağıda dökümü yazılı 301,29 TL kalan harcın temyiz eden davalı ... Tur. Sey. Ltd. Şti"den alınmasına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalı ... ve ... ... Sigorta AŞ"ye geri verilmesine 20/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.

    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi