Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/5868
Karar No: 2019/3266
Karar Tarihi: 20.03.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/5868 Esas 2019/3266 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/5868 E.  ,  2019/3266 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesix
    (Ticaret Mahkemesi Sıfatıyla)

    Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda verilen hükmün duruşmalı olarak temyizen tetkiki davacılar vekilince istenmiş olmakla duruşma için tayin edilen 19.3.2019 Salı günü taraflardan gelen olmadı. Temyiz dilekçesinin süresi içinde verildiği anlaşıldıktan sonra vaktin darlığından dolayı işin incelenerek karara bağlanması başka güne bırakılmış olup dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili; 10/10/2006 tarihinde davacılar murisi mütevefa..."ın kullanmış olduğu sigortasız araçla kusuruyla meydana gelen tek taraflı kaza sonucu vefat ettiğini belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile eş ... için 2.000,00 TL ve diğer davacılar için 1.000,00"er TL olmak üzere toplam 5.000,00 TL destekten yoksun kalma tazminatının temerrüt tarihinden itibaren ticari faizi ile davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
    Davacılar vekili; 22.10.2015 havale tarihli ıslah dilekçesi ile dava değerini toplam 57.500,00 TL olarak ıslah etmiştir.
    Davalı vekili; yetki ve zamanaşımı itirazında bulunduklarını, alacaklı ve borçlu sıfatları birleştiği, ayrıca sürücü kendi kusuru ile tek taraflı kazaya sebebiyet verdiğinden davalının sorumlu olmadığını, müteveffanın trafik kazası sonucu vefat ettiğinin, aracın davalının sorumluluğu altındaki araçlardan olup olmadığının ve davacıların destek ihtiyacının ispatlanması gerektiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
    Mahkemece, 10/10/2006 tarihinde meydana gelen kazanın üzerinden dokuz yılı aşan bir sürenin geçmiş olduğu, kazanın tek taraflı gerçekleştiği, Yargıtay kararlarında ceza zamanaşımının uygulanması için suç şüphesinin varlığının arandığı ancak kaza tek taraflı meydana geldiğinden olayda suç şüphesinden söz edilemeyeceği, 2918 sayılı Karayolları Trafik Kanununun 109 ve devamı maddeleri uyarınca dava açma süresinin 2 yıl olduğu, davacıların bu süre geçtikten sonra davayı açtıkları, ceza zamanaşımının uygulanamayacağı gerekçesiyle davalının zamanaşımı itirazı yerinde görülerek davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; hüküm davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, trafik kazasından kaynaklanan ölüm nedeniyle destekten yoksun kalma tazminat istemine ilişkindir.
    818 sayılı Borçlar Kanunu"nun 41. maddesinde (6098 sayılı TBK"nun 49. md.) haksız fiil tanımlanmış, 60.maddesinde de (TBK"nun değişik 72. md.) haksız fiilden zarar görenin bundan kaynaklanan zararının tazmini istemiyle açacağı davaların zararı ve faili öğrendiği tarihten itibaren 1 yıl ve herhalde haksız fiil tarihinden itibaren 10 yıllık zamanaşımı süresine (TBK"nun 72. maddesinde 2 ve 10 yıllık zamanaşımı süreleri öngörülmüştür) tabi bulunduğu belirtilmiştir.
    Buna karşılık 2918 sayılı KTK"nun 109/1 maddesinde; motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazminine ilişkin talepler için, zarar görenin zararı ve tazminat yükümlüsünü öğrendiği tarihten başlayarak 2 yıl ve herhalde kaza gününden başlayarak 10 yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüştür. Maddenin özellikle 2. fıkrasında "dava, cezayı gerektiren bir fiilden doğarsa" ifadesi ile kanun koyucu, taraf ayrımı yapmaksızın (davacı, davalı veya dava dışı 3. kişi) fiil cezayı gerektiriyor ise uzamış ceza zamanaşımının uygulanacağını benimsemiştir. Görüldüğü gibi, BK"nun 60. ve 2918 sayılı KTK"nun 109/2. maddesindeki düzenlemeler, zamanaşımı süresinin başlangıcı yönünden birbirine paraleldir. Aralarındaki tek fark, zamanaşımı süresinin trafik kazalarından doğan tazminat talepleri bakımından 1 yıl yerine, 2 yıl olarak öngörülmesidir. (TBK"nun 72. maddesi ile bu konuda da paralellik sağlanmıştır.) 2918 sayılı Kanun"un anılan madde hükmünde gözden kaçırılmaması gereken husus, ceza kanununda öngörülen daha uzun zamanaşımı süresinin tazminat talebi ile açılacak davalar için de geçerli olabilmesinin, sadece eylemin ceza kanununa göre suç sayılması koşuluna bağlanmış bulunmasıdır. Bu düzenlemenin iki ayrı sonucu bulunmaktadır. Söz konusu yasa hükmü, ceza zamanaşımının uygulanabilmesi için sadece eylemin aynı zamanda bir suç oluşturmasını yeterli görmekte; bunun dışında fail hakkında mahkumiyet kararıyla sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı hatta böyle bir ceza davasının açılması ya da zarar görenin o davada tazminat yönünden bir talepte bulunmuş olması koşulu aranmamaktadır. (HGK"nın 10.10.2001 gün 2001/19-652-705, HGK"nın 16.04.2008 gün 2008/4-326-325, HGK"nın 05.06.2015 gün 2014/17-2198 E. 2015/1495 K. sayılı, HGK"nın 16.9.2015 gün, 2014/17-116 E. 2015/1771 K. sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir.)
    Buna göre eylem için kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nın 85. ve 66/1-d maddelerinde öngörülen 15 yıllık ceza zamanaşımı süresi dikkate alındığında, dava tarihinde zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu durumda mahkemece zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle işin esasına girilip tarafların delilleri toplanıp sonucuna göre bir karar verilmesi gerekirken, yerinde olmayan gerekçeyle davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmesi doğru görülmemiştir.
    SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, duruşmada vekille temsil olunmayan davacılar yararına vekalet ücreti takdirine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 20/03/2019 tarihinde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi