17. Hukuk Dairesi 2016/8372 E. , 2019/3247 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda kararda yazılı nedenlerle asıl ve birleşen davada davacıların maddi tazminat davalarının kabulüne, manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili dava dilekçesinde;davalılardan ... yönetimindeki ve davalı ..."a ait olan... plakalı aracın 11/06/2011 tarihinde müvekkillerinden...-"un kardeşi, diğer müvekkillerinin oğlu olan..."e çarpmak suretiyle ölümüne neden olduğunu, öldüğünde 10 yaşında olan küçüğün ölümü ile müvekkillerinin çok acı çektiklerini, kazanın karşı tarafın kusuru nedeniyle meydana geldiğini beyanla, fazlaya dair hakları saklı kalmak kaydı ile davacı ... için 4.000,00 TL manevi tazminatın müvekkili ... için 1.000 TL maddi, 10.000,00 TL manevi, müvekkili ... için 1.000 TL maddi, 10.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte karşı yandan tahsiline karar verilmesini, birleşen davaya ait dilekçede ise; aynı kaza nedeniyle Mahkemenin 2012/296 esas sayılı dosyasında açılan davada bilirkişi raporu alındığını ve davanın müvekkili ... ve ... bilirkişi tarafından müvekkili ... için 5.168,67 TL, ... için de 3.705,05 TL daha fazla tazminat hesabı yapıldığını, ayrıca, ölenin kız kardeşi ... yönünden manevi tazminat istemlerine ilişkin iş bu davayı açtıklarını beyanla, fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile müvekkili ... için 5.168,67 TL"nin, ... için 3.705,38 TL"nin her iki davalıdan, ... için de 5.000,00 TL manevi tazminatın sigorta şirketi hariç diğer davalılardan tahsili ile kendilerine verilmesine, masrafların davalılar üzerinde bırakılmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Asıl ve birleşen dosya davalısı ... A.Ş. Vekili manevi tazminat davalarının reddini,maddi tazminat davaları yönünden kusur, miktar ve faize yönelik itirazları dikkate alınarak karar verilmesini, asıl dosya davalısı ... ile asıl ve birleşen dosya davalısı ... Gürpınar vekili takas defi de bulunmak suretiyle davaların reddini savunmuşlardır.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre asıl davada;maddi tazminat davalarının kabulü ile davacılar ... ve ... ... için 1.000,00"er TL maddi tazminatın davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden, diğer davalılar yönünden ise olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, manevi tazminat davalarının ise kısmen kabulü ile, davacılar ... ve ... için 5.000,00"er TL, davacı ... için 2.000,00 TL manevi tazminatın olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılar ... ve ..."dan müştereken ve müteselsilen tahsili ile iş bu davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin istemin reddine, davalılar ... ve ..."un takas talebinin kabulü ile 7.500,00 TL"nin davacıların alacağından mahsubuna,
Birleşen dosyada ise, maddi tazminat davalarının kabulü ile davacı ... için 5.168,67 TL, davacı ... için 3.705,38 TL maddi tazminatın davalı ... şirketi yönünden dava tarihinden, davalı ... ... yönünden olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsili ile bu davacılara verilmesine, davacı ... ..."in manevi tazminat talebinin kısmen kabulü ile 2.000,00 TL manevi tazminatın davalı ... ..."dan olay tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsili ile davacıya verilmesine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-6100 sayılı HMK"nın geçici 3/2. maddesi delaletiyle 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanununun 427. maddesinde öngörülen kesinlik sınırı 2015 yılı için 2.080,00 TL"dir. Davacılar vekili tarafından davacı ... yönünden temyize konu edilen manevi tazminat miktarı anılan yasanın yürürlüğünden sonra verildiğinden kesin niteliktedir. Kesin olan kararların temyiz istemleri hakkında mahkemece bir karar verilebileceği gibi, 01.06.1990 gün 3/4 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı uyarınca Yargıtay’ca da temyiz isteminin reddine karar verilebileceğinden davalı vekilinin adı geçen davacılar yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
2-Dosya içerisindeki bilgi ve belgelere, mahkeme kararının gerekçesinde dayanılan delillerin tartışılıp değerlendirilmesinde göre, davacılar vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan ve yerinde görülmeyen sair temyiz itirazlarının reddi gerekmiştir.
3-Davacılar vekili, dava konusu kaza sonucu çocuklarının ölümünden duydukları üzüntü nedeniyle, davacı anne ve baba yönünden 10.000,00"er TL manevi tazminat isteminde bulunmuş; mahkemece, bu davacılar için talebin kısmen kabulüne karar verilerek hükümde belirtilen miktarlarda manevi tazminata karar verilmiştir.
6098 sayılı TBK"nun 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktar, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
O halde mahkemece; meydana gelen trafik kazası sonucu davacılar ... ve ..."in oğlu olan küçüğün ölümü nedeniyle duydukları acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amacıyla; tarafların sosyal ve ekonomik durumları, davacıların ölene olan yakınlıkları nedeniyle duyacakları elem gözönünde tutularak, olay tarihindeki paranın alım gücüne uygun düşen, adı geçen davacılar için hak ve nasafet kuralları çerçevesinde daha yüksek manevi tazminata hükmedilmesi gerekirken, somut olay ile bağdaşmayan, düşük miktardaki manevi tazminata hükmedilmesi uygun görülmemiş ve kararın bozulması gerekmiştir.
4-Asıl ve birleşen dosyada davalılar ... ve ... vekili, müteveffa ..."in kusuru nedeniyle sürücü ..."in kazalı aracı şarampole kaçırdığından ve araçta 10.000,00 TL tutarında hasar meydana geldiğinden bahisle davacıların taleplerine karşılık takas defi"de bulunmuş, Mahkemece davalı tarafın takas def"inin kabulüyle, hüküm fıkrasının (A) bendinin 5 nolu alt bendinde; davalılar ... ve ..."un takas talebinin kabulü ile 7.500,00 TL"nin davacıların alacağından mahsubuna karar verilmiştir.
Kazalı araç maliki trafik poliçesine göre davalılardan ... olup, hasar gören araç yönünden davalılar vekilinin takas def"i ile ilgili olarak bu davalı yönünden hüküm kurulması ayrıca; takas ve mahsubu mümkün olan miktarın, davacıların alacağından düşülmesi ile -varsa- kalan davacılar alacağı yönünden hüküm kurulması gerekirken yazılı olduğu şekilde infazda tereddüt yaratacak biçimde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
5- Davalıya sigortalı aracın trafik poliçesine göre ticari kamyon olmasına göre hükmedilen tazminata ticari faiz yürütülmesi gerekirken, yasal faize hükmedilerek yazılı şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
6-Diğer yandan; ihtiyari dava arkadaşı olan davacıların, usul ekonomisi ilkesi dikkate alınarak birlikte dava açtıkları durumda da esasen birden fazla dava olduğu dikkate alınarak, her bir davacı yönünden lehine hükmedilen tazminat miktarına göre nisbi vekalet ücreti takdir edilmesi gerekmektedir. Somut olayda, her bir davacı lehine hükmedilen maddi ve manevi tazminat için, ayrı ayrı nisbi vekalet ücreti takdiri gerekirken, toplam tazminatlar üzerinden tek vekalet ücretine hükmedilmesi hatalı olmuştur.
7-6100 sayılı HMK"nın 166. ve devamı maddeleri uyarınca, davaların birleştirilmesine karar verilmesi halinde sadece bunların yargılaması birlikte yütürülmekte olup, her dava bağımsız karakterini korumaktadır. Bu durumda her dava için ayrı ayrı hüküm kurulmalı yargılama giderleri ve vekalet ücreti v.s. her dava için ayrı ayrı belirlenmelidir.
Yasanın 326. maddesi hükmünde de, kural olarak yargılama giderlerinin aleyhine hüküm verilen taraftan alınacağı, davanın kısmen kabulüne karar verilmesi halinde ise yargılama giderlerinin davada haklılık oranına göre taraflar arasında paylaştırılacağı açıklanmıştır.
Somut olayda, hüküm fıkrasının (B) bendinin 9 nolu alt bendinde yargılama giderleri yönünden asıl ve birleşen davalar için sanki tek bir dava imiş gibi düşünülerek hüküm kurulmuş, ayrı ayrı hüküm kurulmamış, yargılama gideri ve vekalet ücretleri hususunda da tek bir dava gibi hüküm oluşturulmuştur. Hal böyle olunca HMK"nın 297.maddesi hükmüne aykırı müphem bir hüküm ortaya çıkmıştır.
Bu durumda mahkemece, yargılama giderinin asıl ve birleşen davalar yönünden ayrı ayrı belirlenip, HMK"nun yukarıda anılan 326. maddesi hükümlerine uygun şekilde hüküm altına alınması gerekirken, yazılı olduğu gibi tek bir dava varmış gibi hüküm kurulması doğru görülmemiş ve bozma nedeni yapılmıştır.
SONUÇ: Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle davacı ... yönünden hükmolunan manevi tazminatın miktar itibarıyla kesin olması nedeniyle davacılar vekilinin bu yöndeki temyiz isteminin REDDİNE, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin (3),(4),(5),(6) ve (7) nolu bentlerin kapsamı dışında kalan sair temyiz itirazlarının REDDİNE, (3),(4),(5),(6) ve (7) nolu bentlerde açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının kabulüyle hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine 19/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.