17. Hukuk Dairesi 2016/10298 E. , 2019/2799 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasındaki muvazaalı işlemin iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R -
Davacı vekili, müvekkili ile davalı ...’in 2003 yılından beri evli olduklarını, Almanya da boşanma davalarının devam ettiğini, dava konusu taşınmazın birlikte edinmelerine rağmen davalı ... tarafından muvazaalı olarak davalı ...’ya devredildiğini belirterek, bu satışın iptali ile 1/2 hissesinin müvekkili adına tescilini, olamadığı takdirde belirlenecek değerin 1/2 oranındaki miktarın davalılarından tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın mal rejiminin tasfiyesine yönelik katılma alacağı davası olduğu, adı geçen taşınmazın müvekkili adına 28/04/2010 tarihinde tescil edildiğini, alım tarihi itibariyle taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunu, eşlerden birine ait edinilmiş mallar üzerinde diğer eşin mülkiyet veya diğer bir ayni hak talebinde bulunmasının kanunlar gereği mümkün olmadığını, mal rejimi sona erdiğinde eşlerin edinilmiş mallara ilişkin artık değerler üzerinde karşılıklı olarak alacak haklarının olduğunu, bu nedenle davacının taşınmaza ilişkin olarak ayni isteme hakkının olmadığından haksız açılan davanın reddi gerektiğini savunmuştur.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmaz alımında herhangi bir muvazaa söz konusu olmadığını belirterek davanın reddini istemiştir.
Mahkemece, davaya konu yerin tarafların evlilikleri süresince edinilmiş mallara katılma rejiminin yürürlükte olduğu zaman dilimi içerisinde edinildiği bu zaman dilimi içerisinde edinilen mal üzerinde eşlerin 1/2 oranında haklarının olduğu, ...’nın söz konusu yerin evlilikten sonra alındığını, akraba olması nedeniyle bilmesi ve bu yeri devralmadan önce davacıya bilgi vererek muvafakatinin olup olmadığını sorması gerektiği, bu hususa riayet etmediği gibi tanık ..."in de net beyanı ile de ..."nın ..."nin evin alımında katkısını bildiği halde muvafakatini sormadan davaya konu yeri aldığı, davacının yurt dışında çalışarak evin alımına katkısının olduğunun açık ve net olduğu, ... ın yurt dışında boşanma davası devam etmekte iken devir işlemini yaptığı, devir işleminin bu nedenle muvazaalı olduğu kanaatine varıldığı,ancak dava konusu taşınmazın edinilmiş mallara katılma rejiminin süresinde edinilmiş olması nedeniyle ... ve Cem’in 1/2 şer hissesinin olduğu, ..."ın devir işleminde muvazaa bulunmakla birlikte taşınmaz üzerinde 1/2 oranında tasarruf yetkisinin olması nedeniyle kendi hissesine isabet eden yerin devri yönünden yasal bir engel halinin olmadığı bu nedenle ...’ye isabet edecek yerin devri nedeniyle muvazaa dikkate alınarak davacı ... ‘ye isabet eden kısmın ...’ya devrinin iptaline karar verilmiş hüküm davalılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava BK"nun 19.maddesine dayalı olarak açılan muvazaalı işlemin iptaline ilişkindir.
Dosya içerisindeki bilgiler ve Uyap katıtlarına göre tarafladır Almaya’da boşanmalarına karar verildiği ve bu kararın ... 4.Aile mahkemesinin 2012/822 Esas 2013/ 42 karar sayılı ilamı ile tenfizinin yapıldığı , nüfus taydına 31.07.2012 tarihinde boşanmanın kesinleştiğinin belirtildiği anlaşılmaktadır.
Dava dilekçesindeki açıklamalar ve dosya kapsamına göre davacı, davalı eş ... adına olan taşınmazın diğer davalı ...’ya yapılan satışın muvazaalı olduğu iddiası ile iptali ve davalı eşe dönecek tapu kaydının eşler arasındaki mal rejimi gereğince tasfiye edilerek yarı paya ait tapu kaydının iptali ile davacı adına tescili olduğu anlaşılmaktadır. Davacının ...’e geçen taşınmaza ait tapu kaydının iptali ile açılacak edinilmiş mallara katılma alacağının tahsili sağlanmış olacaktır. Davacının istekleri arasında yer alan taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejimi gereği yarı paya ait tapu kaydının iptali ve tescili; isteği bakımından bu davaların çözüm yeri 4787 sayılı Aile Mahkemelerinin Kuruluş,Görev ve Yargılama Usullerine Dair Kanunun 4.maddesi gereğince Aile Mahkemeleri olup Aile Mahkemesi kurulmayan yerlerde ise Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunca belirlenen Asliye Hukuk Mahkemelerinde davanın Aile Mahkemesi sıfatı ile görülüp karar bağlanması gerekir. Davacının diğer isteği ise TBK’nun 19.maddesine dayalı şahsi hakka ilişkin muvazaa nedeniyle tapu iptali ve davacı eş adına tescili olup bu istek bakımından uyuşmazlığın çözüm yeri HMK’nun 1 ve devamı maddeleri uyarınca belirlenecek genel Mahkemelerdir. Görev kamu düzenine ilişkin olup yargılamanın her aşamasında kendiliğinden göz önünde bulundurulur.
Mahkemece yapılması gereken iş, BK’nun 19.maddesine dayalı tapu iptali ve tescil davasının tefriki ile ayrı bir esasa kaydedilmesi daha sonra da tefrik edilen dosyanın görevli Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesi, dava konusu taşınmazla ilgili muvazaalı işlem yönünden ,Asliye Hukuk mahkemesi, Aile mahkemesinin kararının bekletici mesele yaparak, davacının bir alacağının olduğunun tesbiti halinde TBK’nun 19 maddesi gereğince iptale tabi olup olmadığının mevcut delillere göre değerlendirilmesi, iptale tabi olması halinde davacı yararına hükmedilecek katkı payı alacağı ve fer’ileriyle sınırlı olarak İİK’nun 283/1 maddesinin kıyasen uygulanarak davacıya haciz ve satış yetkisi verilmesinden ibarettir. Aksi durumda yani davacının katkı payının olmadığının saptanması halinde ise her iki dava yönünden de davanın reddine karar verilmesi gerekmektedir.
Mahkemece bu maddi ve hukuki olgular dikkate alınmadan, her iki davanın birlikte görülerek karara bağlanması ve yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle davalılar vekilinin vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalılara geri verilmesine 12/03/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.