17. Hukuk Dairesi 2017/2019 E. , 2019/2727 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki bedensel zarar nedeniyle açılan tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davalı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
K A R A R
Davacı vekili; müvekkillerinin desteği olan müteveffa ...’in, 16/12/2008 tarihinde dava dışı sürücü ...yönetimindeki aracın diğer dava dışı sürücü ... sevk ve idaresindeki müvekkillerinin desteği ...’un içinde yolcu konumunda bulunduğu araçla çarpışması sonucu meydana gelen trafik kazası neticesinde hayatını kaybetmiş olduğunu belirterek, fazlaya ilişkin haklarının saklı kalması kaydıyla mütevefanın eşi ... ile çocukları ... ve ... için fazlaya dair haklarını saklı tutarak hesaplanacak destekten yoksun kalma tazminatının davalıdan tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davacıların kaza sebebiyle elde ettiği gelir ve tazminatların mahsubunun gerekli olduğunu beyanla davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
Mahkemece, kararda yazılı gerekçelerle ve benimsenen bilirkişi raporuna göre; Davacı ... tarafından davalı ... şirketi aleyhine açmış olduğu tazminat davasının limitle sınırlı olmak kaydı ile 83.438,46 TL"nin dava tarihinden itibaren yasal faiz ile birlikte davalıdan alınıp davacıya verilmesine, davacı ..."in davalı aleyhine açmış olduğu davanın 16.943,03 TL’nin limitle sınırlı olmak kaydı ile dava tarihi itibarinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı ..."in davalı aleyhine açmış olduğu davanın 24,618,65 TL"nin limitle sınırlı olmak kaydı ile dava tarihi itibarinden davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazla talebin reddine dair karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından süresi içerisinde temyiz edilmiştir.
1-Dava, ölümlü trafik kazası nedeniyle, ölenlerin yakınlarının, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
Davaya konu kaza ve dava tarihi itibariyle yürürlükte olan 5510 sayılı Kanun"un 21. maddesinin 1. fıkrasında; "iş kazası ve meslek hastalığı, işverenin kastı veya sigortalıların sağlığını koruma ve iş güvenliği mevzuatına aykırı bir hareketi sonucu meydana gelmişse, Kurumca sigortalıya veya hak sahiplerine bu Kanun gereğince yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değeri toplamı, sigortalı veya hak sahiplerinin işverenden isteyebilecekleri tutarlarla sınırlı olmak üzere, Kurumca işverene ödettirilir. İşverenin sorumluluğunun tespitinde kaçınılmazlık ilkesi dikkate alınır" düzenlemesine; aynı maddenin 4. fıkrasında ise "iş kazası, meslek hastalığı ve hastalık, üçüncü bir kişinin kusuru nedeniyle meydana gelmişse, sigortalıya ve hak sahiplerine yapılan veya ileride yapılması gereken ödemeler ile bağlanan gelirin başladığı tarihteki ilk peşin sermaye değerinin yarısı, zarara sebep olan üçüncü kişilere ve şayet kusuru varsa bunları çalıştıranlara rücu edilir" düzenlemesine yer verilmiştir.
Somut olayda; davacıların desteği olan ...’in çalıştığı işyerine ait araçta yolcu konumunda bulunduğu esnada davaya konu kazanın gerçekleştiği ve davacıların desteğinin öldüğü anlaşılmaktadır.
Davaya konu kaza nedeniyle SGK Başkanlığı tarafından davacılara ödeme yapılıp yapılmadığının araştırılması için yazılan yazılara, dava dışı SGK Başkanlığı tarafından 01.07.2013 tarihinde verilen cevapta,davacı eşe 470,87 TL, her bir çocuk içinse 235,43 TL ölüm aylığı bağlandığının bildirildiği görülmektedir.
Mahkemenin ise, hükme esas aldığı bilirkişi raporuna göre, desteğin ölümü nedeniyle SGK Başkanlığı tarafından davacılara yapılan SGK ödemesi düşülmeden belirlenen miktarı hüküm altına aldığı görülmekte olup davalı yanca, ... 1.İş Mahkemesinin 2010/100 sayılı dosyası ile SGK tarafından rücuya tabi ödemelerin tahsili amacıyla işveren şirket, sürücüye ve kendi müvekkiline karşı rücu davası açıldığı ve SGK"nın davacılara ödediği bedellerin tazminattan düşülmesi gerektiği bildirilmiştir.
İfade olunan tüm bu hususlar karşısında; davacılar lehine ve davalı aleyhine sebepsiz zenginleşmenin önüne geçilebilmesi bakımından, dava dışı SGK Başkanlığı tarafından, davacıların desteklerinin ölümü nedeniyle davacılara ödenen bedellerin rücuen tahsili için ... 1. İş Mahkemesinin 2010/100 sayılı dava dosyasının istenerek sonuçlanmasının beklenmesi; bu davadaki hükümler ile 5510 sayılı Kanundaki düzenlemeler de dikkate alınarak SGK"nın davacılara ödediği bedellerin davacılar için hesaplanacak tazminattan düşülüp düşülmeyeceği ve düşülecekse miktarının ne olacağı konusunda, gerekirse ek rapor alınıp oluşacak sonuca göre karar verilmesi gerekirken, eksik incelemeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
2-) Bozma sebep ve şekline göre, davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine bu aşamada gerek görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda (1) nolu bentte açıklanan nedenlerle davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile verilen hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle bozma neden ve şekline göre davalı vekilinin sair temyiz itirazlarının incelenmesine şimdilik yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 11.03.2019 tarihinde oybirliği ile karar verildi.