17. Hukuk Dairesi 2016/9764 E. , 2019/2001 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacılar vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacılar vekili; davalı ... aleyhine maddi ve manevi tazminat talebi ile dava açıldığını, dava devam ederken davalının adına kayıtlı Yatukçu Mah. 434 ada 3 parselde yer alan 211,70 m2 arsa ile Barak Köyü 1143 parselde yer alan 3.900 m2 tarlasını akrabası olan ...’a 01/03/2010 tarihinde satışını yaptığını, yapılan bu satışın muvazaalı olduğunu,dava konusu taşınmazda halen davalının ailesinin yaşadığının tespit edildiğini belirterek muvazaalı satışın iptalini, taşınmazın borçlu ... adına tesciline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
Davalı ... vekili; muvazaalı bir işlem olmadığını, dava konusu taşınmazın iyi niyetli 3. kişi olan ...’ye satıldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ... vekili; dava konusu taşınmazların müvekkiline satışının yapıldığı tarihte maddi durumu son derece kötü olan diğer davalı ...’in ailesinin geçimini sağlayabilmek için dava konusu taşınmazları müvekkili ...’a satmak zorunda kaldığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma, toplanan delillere göre; davalılar arasında bir yakınlığın akrabalık ilişkisinin belirlenemediği, dinlenilen tanık beyanlarınında da muvazaayı ispat edici mahiyette ve yeterlilikte olmadığı anlaşıldığından her iki taşınmaz devrinin davacıların alacağının tahsilini engellemeye yönelik olarak muvazaalı yapıldığı hususu ispat edilemediğinden davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacılar vekili tarafından temyiz edilmiştir.
1-Dava, İİK 277 ve devamı maddelerine dayanılarak açılmış tasarrufun iptali istemine ilişkindir.
İİK’nın 283/II maddesine göre; iptal davası, dava konusu mal veya hak, lehine tasarruf yapılmış olan 3. kişinin elinde ise iptal davasının konusu o mal veya hak üzerinde cebri icraya devam edilmesi, lehine tasarruf yapılan kişi o mal veya hakkı elinden çıkarmış ise o zaman davanın konusu 3. kişinin o mal veya hakkın değeri oranında tazminata mahkum edilmesi gerekir.
Üçüncü kişinin mal veya hakkı dava sırasında elinden çıkarması veya elinden çıkardığının dava sırasında öğrenilmesi halinde davanın ıslahına gerek olmadan davacı alacaklı davaya bedel davası olarak devam edilmesini isteyebilir veya devralan 4. kişiyi davaya dahil ederek davaya devam edebilir.
Somut olayda, dosya içerisindeki güncel tapu kaydı incelendiğinde; davalı üçüncü kişi ... tarafından dava konusu taşınmazlar 18/01/2012 tarihinde dava dışı ... isimli 4. kişiye satılmış olduğu tespit edilmiştir.
Bu durumda davacı alacaklı tarafından 4. kişi konumundaki ...’nin kötü niyetli olduğunun ileri sürülmesi halinde adı geçenin davaya dahil edilip edilmeyeceği hususunda seçimlik hakkının hatırlatılması, davaya dahil ettiği takdirde 4. kişiye tebligat yapılarak taraf teşkilinin sağlanması, aksi halde üçüncü kişi ... yönünden davanın tazminata dönüştüğü kabul edilerek tarafların iddia ve savunmaları dinlenip, delilleri toplandıktan sonra hasıl olacak sonuca göre bir karar verilmesi gerekirken, yazılı olduğu şekilde hüküm kurulması doğru görülmemiştir.
2-Bozma neden ve şekline göre davacılar vekilinin temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar vermek gerekmiştir.
SONUÇ:Yukarıda (1) numaralı bentte açıklanan nedenlerle, hükmün BOZULMASINA, (2) nolu bentte açıklanan nedenlerle davacılar vekilinin temyiz itirazlarının bu aşamada incelenmesine yer olmadığına, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacılara geri verilmesine, 25/02/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.