17. Hukuk Dairesi 2017/686 E. , 2019/9616 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerle davanın reddine dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; 16/10/2003 tarihinde davalının sürücüsü ve maliki bulunduğu aracın çarpması sonucu meydana gelen trafik kazasında ..."in yaralanarak malul kaldığını, meydana gelen kazada davalı araç sürücüsünün 8/8 oranında kusurlu olduğunu, kazaya karışan ve davalının maliki olduğu aracın kaza tarihinde geçerli bir ZMMS poliçesinin bulunmadığını, bu nedenle müvekkili kurum tarafından Karayolları Trafik Kanununun 108/b ve Karayolları Trafik Garanti Sigortası Hesabı Yönetmeliğinin 8. maddesi gereğince yaralanan ..."e 09/08/2005 tarihinde 27.715,00 TL tazminat ödendiğini belirterek, müvekkili kurum tarafından ödenen 27.715,00 TL"nin ödeme tarihi olan 09/08/2005 tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınmasına karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı vekili; davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece toplanan deliller ve tüm dosya kapsamına göre, Adli Tıp Kurumu 3. İhtisas Kurulu raporu ve bu raporu teyit eden Adli Tıp Genel Kurulu raporuna göre, kazayla dava dışı ..."in gözlerinde oluşan görme kaybı arasında illiyet bağı kurulamadığından dava dışı ..."e ödenen tazminatın davalı ..."den tahsilinin mümkün olmadığından açılan davanın reddine karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava trafik kazasından dolayı meydana gelen çalışma gücü kaybı nedeniyle dava dışı şahsa ödenen maddi tazminatın rücuen tahsili istemine ilişkindir.
Sorumluluğu doğuran olayın, zarar görenin vücut bütünlüğünü ihlâl etmesi hali BK m. 46/I’de özel olarak hükme bağlanmıştır. Bu hüküm gereğince “Cismani bir zarara düçar olan kimse külliyen veya kısmen çalışmaya muktedir olamamasından ve ileride iktisaden maruz kalacağı mahrumiyetten tevellüt eden zarar ve ziyanını ve bütün masraflarını isteyebilir”. Bu hüküm gereğince, vücut bütünlüğünün ihlâli halinde mağdurun malvarlığında meydana gelmesi muhtemel olan azalmanın ve dolayısıyla maddî zararın türleri; masraflar, çalışma gücünün kısmen veya tamamen kaybından doğan zararlar ve ekonomik geleceğin sarsılmasından doğan zararlar şeklinde düzenlenmiştir. Borçlar Kanunu"nun 46. maddesinde belirtilen “bütün masraflar” deyimi çok geniş kapsamlıdır. Bu giderlere zarara uğrayanın katlanmak zorunda kaldığı bütün giderler dahildir. Bu bakımdan zarara uğrayanın tedavi giderleri yanında, işlerini görememesi nedeniyle tutmak zorunda kaldığı yardımcı da dahildir.
Vücut bütünlüğü ihlâl edilen zarar gören kişi hüküm anında tamamen iyileşmiş, çalışma gücündeki azalma ortadan kalmış ise; çalışma gücünün kaybı nedeniyle istenebilecek tazminat, zarar görenin iyileşme anına kadar çalışamaması nedeniyle ortaya çıkan kazanç kayıplarından ibarettir. Buna karşın çalışma gücündeki kayıp daimi nitelikte ise yani maluliyeti sonuçlamış ise bu durumda yaşam faaliyetleri ve çalışma hayatının sürdürülebilmesi için daha fazla efor sarfı gerektiğinden ortaya çıkan zarar ihlale uğrayanın yaşamı süresince devam edeceğinden yaşam sonuna kadar talep edilebilecektir.
Somut olayda davacı vekili, dava dışı ..."in yaralanmasından dolayı %55 sürekli maluliyetine göre ödenen tazminatın davalı araç sürücü/araç malikinden rücuen tahsilini talep etmiştir. Dosya kapsamında alınan Adli Tıp 3. İhtisas Kurulu’nun 11.11.2013 tarihli raporunda, ..."in 16.10.2003 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı gelişen arızası sebebiyle 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri muvacehesinde olay tarihli kranial BT tetkiklerinin normal olduğu, muayenesinde de her iki gözün sağlam olduğu bildirildiğinden olayla gözlerinde oluşan görme kaybı arasında illiyet kurulamadığı bu nedenle maluliyet oranı tayini yapılamadığı, trafik kazasının olduğu 16.10.2003 tarihi öncesine ait (sağlık karnesi, SGK kayıtları, çevre hastanelere ait göz
muayene kayıtları) tıbbi belgelerin temini halinde yeniden değerlendirilebileceği belirtilmiş, 19.11.2015 tarihli ATK Genel Kurulu raporunda da, ... hakkında düzenlenmiş adli ve tıbbi belgelerde bildirilen veriler Genel Kurulca tekrar değerlendirildiğinde, ..."in 16.10.2003 tarihinde geçirdiği trafik kazasına bağlı arızası sebebiyle 85/9529 karar sayılı Sosyal Sigortalar Sağlık İşlemleri Tüzüğü hükümleri kapsamında yapılan değerlendirmede, olay tarihli kranial BT tetkiklerinin normal olduğu, son kurul muayenesinde Sol gözdeki ambliyopi (görme tembelliği)"ye bağlı görme kaybının kazayla illiyeti kurulamadığı cihetle maluliyet oranı tayinine mahal olmadığı, trafik kazasının olduğu 16.10.2003 tarihi öncesine ait (sağlık karnesi, SGK kayıtları, çevre hastanelere ait göz muayene kayıtları) tıbbi belgelerin temini halinde yeniden değerlendirileceği belirtilmiştir. Eksik inceleme ile hüküm kurulamaz.
Mahkemece ..."e ait ATK raporlarında belirtilen kaza tarihinden öncesine ait sağlık karnesi, SGK kayıtları, çevre hastanelere ait göz muayene kayıtları getirtilerek, maluliyete ilişkin yeniden rapor alınması gerekirken, eksik inceleme ile hüküm kurulması ve davanın reddine karar verilmesi doğru olmamıştır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 17.10.2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.