17. Hukuk Dairesi 2016/19407 E. , 2019/9113 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yapılan yargılaması sonunda; kararda yazılı nedenlerden dolayı davanın kısmen kabulüne dair verilen hükmün süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine dosya incelendi, gereği düşünüldü:
- K A R A R -
Davacı vekili; davalıların sürücüsü, işleteni ve trafik sigortacısı olduğu aracın davacının sürücüsü olduğu motorsiklete çarpması neticesinde meydana gelen trafik kazasında davacının yaralandığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla kaza nedeniyle yaptığı tedavi giderleri, işyeri kaybı alehine açılan icra takipleri nedeniyle uğradığı zararlar ve ömrü boyunca sakat kalacağı için uğradığı işgücü ve kazanç kaybı için 30.000,00 TL maddi tazminat ile 30.000,00 TL manevi tazminatın kaza tarihinden itibaren yasal faizi ile davalılardan müşterek ve müteselsilen tahsilini talep etmiştir.
Davalılar ... ve ... vekili; kazanın meydana gelmesinde davalı sürücünün herhangi bir kusurunun bulunmadığını, davacının olayda kusurlu olduğunu, kaza sonrası davalıların davacıya her türlü yardımı yaptığını, talep edilen tazminat miktarlarının fahiş olduğunu ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Davalı ...Ş. vekili; kazaya karışan davalı sürücünün idaresindeki aracının müvekkili nezdinde trafik sigortasının olduğunu, sorumluluğun sigortalının kusuru
oranında poliçe limiti ile sınırlı olduğunu, hasar dosyası açılarak 750,00 TL ödeme yapıldığını, manevi tazminat taleplerinin poliçe teminatı kapsamı dışında kaldığını ileri sürerek davanın reddini savunmuştur.
Mahkemece, iddia, savunma ve toplanan delillere göre; maddi tazminat yönünden davacı taraf feragat etmekle maddi tazminat talebinin reddine, manevi tazminat yönünden; kusur oranı, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, manevi tazminat koşulları gözönünde tutulduğunda takdiren, 8.000,00 TL"nin 16/04/2010 tarihi itibarı ile işleyecek yasal faizi ile birlikte davalılardan müştereken ve müteselsilen tahsiline karar verilmiş; hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava, trafik kazasından kaynaklanan maddi ve manevi tazminat istemine ilişkindir.
6098 sayılı TBK."nın md. 56. maddesi hükmüne göre, hakimin özel halleri göz önünde tutarak manevi zarar adı ile hak sahibine verilmesine karar vereceği bir para tutarı adalete uygun olmalıdır. Manevi tazminat, zarara uğrayanda, manevi huzuru gerçekleştirecek ve tazminata benzer bir fonksiyonu da olan özgün bir nitelik taşır. Manevi tazminat bir ceza olmadığı gibi, mamelek hukukuna ilişkin zararın karşılanmasını da amaç edinmemiştir. Zarar görenin zenginleşmemesi, zarar sorumlusunun da fakirleşmemesi gerekmektedir. Takdir edilecek miktarın, mevcut halde elde edilmek istenen tatmin duygusunun etkisine ulaşmak için gerekli olan kadar olmalıdır. 22.6.1976 günlü ve 7/7 sayılı İçtihadı Birleştirme Kararı’nın gerekçesinde de takdir edilecek manevi tazminatın tutarını etkileyecek özel hal ve şartlar da açıkça gösterilmiştir. Bunlar her olaya göre değişebileceğinden, hakim bu konuda takdir hakkını kullanır iken ona etkili olan nedenleri de karar yerinde objektif ölçülere göre isabetli bir biçimde göstermelidir.
Manevi tazminat zenginleşme aracı olmamakla beraber, bu yöndeki talep hakkındaki hüküm kurulurken olay sebebiyle duyulan acı ve elemin kısmen de olsa giderilmesi amaçlanmalı ve bu sebeple tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile birlikte olayın meydana geliş şekli de gözönünde tutularak, hak ve nesafet kuralları çerçevesinde bir sonuca varılmalıdır. Zira, Türk Medeni Kanununun 4. maddesinde, kanunun takdir hakkı verdiği hallerde hakimin hukuka ve hakkaniyete göre hükmedeceği öngörülmüştür.
Yukarıda belirtilen hususlar dikkate alındığında, takdir olunan manevi tazminatın bir miktar az olduğu görülmüş ve hakkaniyete uygun bir manevi tazminata hükmedilmek üzere kararın bozulması gerekmiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle; davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 08/10/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.