Abaküs Yazılım
17. Hukuk Dairesi
Esas No: 2016/16688
Karar No: 2019/8672
Karar Tarihi: 30.09.2019

Yargıtay 17. Hukuk Dairesi 2016/16688 Esas 2019/8672 Karar Sayılı İlamı

17. Hukuk Dairesi         2016/16688 E.  ,  2019/8672 K.

    "İçtihat Metni"

    MAHKEMESİ :Tüketici Mahkemesi

    Taraflar arasındaki tazminat davası üzerine yapılan yargılama sonunda, kararda yazılı nedenlerle, davanın kabulüne ilişkin verilen hüküm, davalı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:

    -K A R A R-

    Davacılar vekili, davacılar murisi tarafından kullanılan ihtiyaç kredisini teminat altına almak amacıyla davalı tarafından hayat sigorta poliçesi düzenlendiğini, poliçe süresi içinde ölüm gerçekleştiği halde sigortalının sağlık beyan yükümlülüğüne uymadığı gerekçesiyle ödeme yapılmadığını belirterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla 16.956,06 TL tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
    Davalı vekili, davada Asliye Ticaret Mahkemeleri"nin görevli olduğunu, sigortalının poliçe öncesine dayanan hipertansiyon rahatsızlığını bildirmeyip beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığını ve zarardan sorumlu olmadıklarını belirterek davanın reddini savunmuştur.
    Mahkemece, iddia, savunma, yapılan yargılama ve toplanan delillere göre; davanın kabulü ile 16.956,00 TL"nin dava tarihinden işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiş; hüküm, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
    Dava, hayat sigortası poliçesine dayalı tazminat istemine ilişkindir.
    Davacılar murisi ... ile davalı arasında 30.10.2013-30.10.2017 tarihleri için hayat sigorta sözleşmesi düzenlenmiş; poliçenin düzenlenmesinden sonra, 31.10.2014 tarihinde davacılar yakını sigortalı vefat etmiştir.
    Davalı taraf, davacılar murisinin poliçe tanziminden önce mevcut olan hipertansiyon hastalığını bildirmeyip sözleşmenin kurulması sırasında beyan yükümlülüğüne aykırı davrandığı, bu aykırılık nedeniyle de zararın teminat dışı kaldığı savunmasında bulunmuştur. Mahkeme ise; sigortalı muris tarafından bildirilmeyen önceki hastalık (hipertansiyon) ile TİP1 Aort Diseksiyonu (büyük atardamar yırtılması) sonucu ölüm arasında illiyet bağının bulunmadığı yönünde görüş bildiren bilirkişi raporunu benimseyerek davalının tazminattan sorumluluğuna karar vermiştir. Diğer yandan, sigortalı muristen sağlık raporu isteme hakkına sahip olan davalı sigortacının bunu yapmamış oluşu da kararın dayanaklarından biri olarak gösterilmiştir.
    Poliçenin tanzim edildiği ve rizikonun gerçekleştiği tarih itibariyle yürürlükte bulunan 6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesi ile sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki sigortalının doğru bilgi verme (beyan) yükümlülüğü düzenlenmiştir. Sigorta hukukuna ilişkin genel düzenleme mahiyetinde olan bu hüküm, hayat sigortalarında da uygulanmaktadır.
    6102 sayılı TTK"nun 1435. maddesinde "Sigorta ettiren, sözleşmenin yapılması sırasında bildiği veya bilmesi gereken tüm önemli hususları sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigortacıya bildirilmeyen, eksik veya yanlış bildirilen hususlar, sözleşmenin yapılmamasını veya değişik şartlarda yapılmasını gerektirecek nitelikte ise, önemli kabul edilir. Sigortacı tarafından yazılı veya sözlü olarak sorulan hususlar, aksi ispat edilinceye kadar önemli sayılır" denilmek suretiyle; sigorta ettirenin, sözleşmenin kurulması sırasındaki doğru beyan yükümlülüğünün kapsamı düzenlenmiştir.
    Gerek TTK"nun 1435. maddesi ve gerekse Hayat Sigortası Genel Şartlarının C-2.2. maddesi düzenlemesine göre; sigorta şirketinin sorusu üzerine veya herhangi bir soru sorulmadan (dolayısı ile buna ilişkin bir form doldurulmadan) sigortalı, sözleşmenin yapılması sırasında kendisinin bildiği ve sigortacının sözleşmeyi yapmamasını veya daha ağır şartlarla yapmasını gerektirecek bütün halleri sigortacıya bildirmekle yükümlüdür. Sigorta sözleşmesinin kurulması sırasındaki beyan yükümlülüğüne uymamanın sonuçları ise, aynı kanunun 1439/2. maddesinde, "rizikonun gerçekleşmesinden sonra, sigorta ettirenin ihmali ile beyan yükümlülüğü ihlal edildiği takdirde, bu ihlal tazminatın veya bedelin miktarına yahut rizikonun gerçekleşmesine etki edebilecek nitelikte ise, ihmalin derecesine göre tazminattan indirim yapılır. Sigorta ettirenin kusuru kast derecesinde ise beyan yükümlülüğünün ihlali ile gerçekleşen riziko arasında bağlantı varsa, sigortacının tazminat veya bedel ödeme borcu ortadan kalkar; bağlantı yoksa, sigortacı ödenen primle ödenmesi gereken prim arasındaki oranı dikkate alarak sigorta tazminatını veya bedelini öder" şeklinde düzenlenmiştir.
    Hükme esas alınan 25.01.2016 tarihli bilirkişi heyeti raporunda; poliçe tanziminden önce sigortalı muriste mevcut olan hipertansiyon ile ölüm sebebi olan büyük atardamarın kendiliğinden yırtılması arasında doğrudan illiyet bağı bulunmadığı; büyük atardamarın kendiliğinden yırtılmasının hipotansiyon (düşük kan basıncı) sonucu da gerçekleşebileceği; bu yüzden, önceki hastalık (hipertansiyon- yüksek kan basıncı) ile ölüme neden olan hastalık arasında illiyet bulunmadığı yönünde görüş bildirilmiş olmakla birlikte; ölüm sebebi olan büyük atardamar yırtılmasına etki eden pekçok risk faktörünün bulunduğu, ancak kan basıncı farklılığının bu hastalığın zemininde yatan neden olduğu da belirtilmiştir.
    Davacılar murisi tarafından imzalanan sağlık beyan formunda, kalp damar hastalıkları ve yüksek tansiyon nedeniyle tedavi görüp görmediği murise açıkça sorulmuş; sigortalı muris tarafından bu sorulara olumsuz cevap verilmiş, poliçeden önce mevcut olan hipertansiyon rahatsızlığı bildirilmemiştir. Davacılar murisinin poliçe öncesinde mevcut rahatsızlıkları için muhtelif tarihlerde tedavi gördüğü ve ilaç kullandığının, uzman bilirkişi heyeti tarafından tespit edildiği de dikkate alındığında, beyan yükümlülüğüne aykırılığın mevcut olduğu açıktır.
    TTK"nun 1439/2. maddesindeki açık ifadelerle, sigortalının ihmali ile beyan yükümlülüğüne aykırı davranılması halinin tazminattan indirim sebebi olduğu; ayrıca, beyan yükümlülüğüne kasten uyulmaması halinde, gizlenen (beyan edilmeyen) husus ile gerçekleşen riziko arasında illiyet bağının bulunmadığı durumda da ödenen prim
    ile ödenmesi gereken prim arasındaki orana göre sigortacının tazminatı ödeyeceği kabul edilmiştir. Diğer taraftan, kanunda yer alan kasten gizleme ifadesinin, kötüniyetle gizlemeyi değil; bildiği halde beyan etmeme halini ifade ettiği de izahtan uzaktır.
    Açıklanan hukuki ve maddi vakıalar karşısında mahkemece; davacılar murisinin, sigortacı için önemli sayılabilecek bir hususu bildirme yükümlülüğüne aykırı davrandığı ve kanundaki kasten gizleme ifadesinin bildiği hususu beyan etmeme durumunu ifade ettiği; uzman bilirkişi heyeti tarafından, doğrudan illiyet bağı kurulmasa da, gizlenen önceki rahatsızlıkların davaya konu ölüm rizikosuna yol açan büyük atardamar yırtılması bakımından önemli risk faktörü olduğunun saptandığı da dikkate alınmak suretiyle, gizlemenin kasten mi yoksa ihmal nedeniyle mi olduğunun hükümde tartışılması; varılacak sonuca göre, TTK"nun 1439/2. maddesi gereği tazminat sorumluluğun kalkması, tazminattan indirim yapılması ya da proporsiyon hesabı ile tazminatın belirlenmesi için gerekli araştırmalar yapılıp gerektiğinde bilirkişi raporu alınmasıyla oluşacak sonuca göre hüküm tesisi gerekirken, yanılgılı değerlendirmeyle, yazılı biçimde hüküm tesisi bozmayı gerektirmiştir.
    SONUÇ : Yukarıda açıklanan nedenlerle, davalı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davalıya geri verilmesine 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.







    Sayın kullanıcılarımız, siteden kaldırılmasını istediğiniz karar için veya isim düzeltmeleri için bilgi@abakusyazilim.com.tr adresine mail göndererek bildirimde bulunabilirsiniz.

    AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


    Avukat Web Sitesi