17. Hukuk Dairesi 2016/19153 E. , 2019/8633 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Ticaret Mahkemesi
Taraflar arasındaki tazminat davasının yargılaması sonunda, kararda yazılı nedenlerle davanın zamanaşımından reddine dair verilen hüküm, davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili, 03.04.2009 tarihinde, davalının trafik sigortacısı olduğu aracı sevk eden davacının eşi ... "in, yaptığı tek taraflı kazada öldüğünü, davacının ölenin desteğinden yoksun kaldığını belirterek, belirsiz alacak olarak 1.000,00 TL.nin tahsilini talep etmiş, 114.950,41 TL. olarak talebini belirlemiştir.
Davalı vekili, davanın zamanaşımına uğradığını belirterek, davanın reddini savunmuştur.
Sigorta Tahkim Komisyonu Uyuşmazlık Hakem Heyetince, başvurunun kabulü ile 114.950,41 TL tazminatın 26.06.2015 tarihinden itibaren işleyecek avans faizi ile birlikte davalı ... şirketinden alınarak başvuru sahibine ödenmesine karar verilmiş, Sigorta Tahkim Komisyonu İtiraz Hakem Heyetince, davalı vekilinin itirazının kabulü ile Uyuşmazlık Hakem Heyeti kararının kaldırılarak başvurunun zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiş; Sigorta Tahkim Komisyonunu İtiraz Hakem Heyeti kararı, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir
Dava, trafik kazası nedeniyle, destekten yoksun kalma tazminatı istemine ilişkindir.
2918 sayılı Karayolları Trafik Kanunu"nun 109. maddesinde motorlu araç kazalarından doğan maddi zararların tazmini için kaza gününden itibaren iki yıllık zamanaşımı süresi öngörülmüş, aynı maddenin ikinci fıkrasında ise, davanın cezayı gerektiren bir eylemden kaynaklanması durumunda Ceza Kanunu"nun öngördüğü ceza zamanaşımının (sürücü, işleten veya diğer sorumlular için fark gözetilmeksizin) uygulanacağı hükme bağlanmıştır. Ceza zamanaşımının uygulanması bakımından, sadece eylemin aynı
zamanda bir suç oluşturması yeterli olup, ayrıca fail hakkında mahkumiyet kararı ile sonuçlanmış bir ceza davasının varlığı gerekmemektedir(HGK 10.10.2001 gün 2001/19-652 E, 2001/705 K sayılı ilamı)-(HGK 05.06.2015 gün 2014/17-2198 E, 2015/1495 K sayılı ilamı) (HGK 16.09.2015 gün, 2014/17-116, 2015/1771 sayılı kararları ile uzamış ceza zamanaşımı benimsenmiştir).
Davaya konu edilen 03.04.2009 günlü kazada, davacının desteği eşi Mehmet, sürücüsü olduğu araçla yaptığı tek taraflı kazada ölmüştür. Yukarıda açıklandığı üzere, KTK"nun 109/2. maddesinde öngörülen ceza zamanaşımı süresinin uygulanması için kamu davasının açılmış olması veya mahkumiyet kararı verilmiş bulunması aranmamakta olup cezayı gerektiren fiilin varlığı yeterlidir. Bir kişinin ölümü ile sonuçlanan sözkonusu trafik kazası da bu anlamda cezayı gerektiren bir fiil niteliğindedir ve davacı desteğinin vefat etmiş olması sonuca etkili değildir. Yasa koyucunun amacı Karayolları Trafik Kanunu uyarınca tehlike sorumluluğunu doğuran olaylarda sorumlulara karşı daha uzun zamanaşımı süresi içerisinde yönelmeyi sağlamaktır. KTK"nun 109. maddesinin 2. fıkrasındaki “cezayı gerektiren fiil” ifadesinin seçilmesi zamanaşımı yönünden yukarıda da açıklandığı gibi soruşturma veya kovuşturma yapılması koşullarının aranmadığı sonucunu doğurmaktadır. Buna göre eylem için (TCK"nun 85/2) kaza tarihinde yürürlükte bulunan 5237 sayılı TCK"nun 66/1-d maddesinde öngörülen zamanaşımı süresinin 15 yıl olduğu dikkate alındığında, dava tarihi olan 09.09.2015"te zamanaşımı süresinin dolmadığı anlaşılmaktadır. Bu hale göre zamanaşımı süresinin dolmadığı dikkate alınmak suretiyle, bir karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde eksik inceleme ile karar verilmesi doğru görülmemiştir.
SONUÇ: Yukarıda açıklanan nedenlerle, davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile hükmün BOZULMASINA, peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine 30/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.