17. Hukuk Dairesi 2019/4136 E. , 2019/8487 K.
"İçtihat Metni"MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi
Taraflar arasındaki tasarrufun iptali davası üzerine yapılan yargılama sonunda davanın reddine ilişkin verilen hüküm davacı vekili tarafından süresi içinde temyiz edilmekle, dosya incelendi, gereği düşünüldü:
-K A R A R-
Davacı vekili,davalı borçlu ... ve arkadaşları hakkında takip yaptıklarını, takibin semeresiz kaldığını, borçlunun dava konusu taşınmazını 26.11.2012 tarihinde davalı ...’e onunda 31.12.2012 tarihinde davalı ...’e sattığını belirterek davalılar arasındaki tasarrufun iptaline karar verilmesini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, müvekkilinin taşınmazı raiç bedellerden satın aldığını üzerlerindeki ipotek bedellerini düzenli olarak ödediğini belirterek haksız açılan davanın reddini talep etmiştir.
Davalı ... vekili, davanın görülebilmesi için gerekli şartların oluşmadığını, aciz belgesi sunulmadığını belirtmiştir.
Davalı ... vekili, taşınmazın 06.07.2007 tarihinde müvekkili tarafından dava dışı müteahhit ...’dan alındığını 10.09.2008 tarihinde davalı ...’un bankadan kredi çekebilmesi için tapunun ... adına çıkarılmasına izin verildiğini, kredi ödemesi bitince davalı ...’in müvekkilinin eşine vekalet vererek tapusunun alındığını, mal kaçırma amacının olmadığını ifade etmiştir.
Mahkemece, borçlunun dava konusu taşınmaz dışında taşınmazları olduğu ve muvazaanın ispatlanmadığından bahisle davanın reddine karar verilmiş hüküm, davacı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Dava İİK"nun 277 ve devamı maddelerine dayalı olarak açılan tasarrufun iptaline ilişkindir.
İİK"nun 277 ve izleyen maddelerinde düzenlenen tasarrufun iptali davalarında amaç, borçlunun haciz yada iflasından önce yaptığı ve aslında geçerli olan bazı tasarrufların geçersiz ya da "iyiniyet kurallarına aykırılık" nedeniyle alacaklıya karşı sonuçsuz kalmasını ve dolayısıyla o mal üzerinden cebri icraya devamla alacağın tahsilini sağlamaktır. Davacı, iptal davası sabit olduğu takdirde, tasarruf konusu mal üzerinde cebri icra yolu ile hakkını almak yetkisini elde eder ve tasarruf konusu taşınmaz mal ise, davalı üçüncü şahıs üzerindeki kaydın düzeltilmesine gerek olmadan o taşınmazın haciz ve satışını isteyebilir (İİK.md.283/1). Bu yasal nedenle iptal davası, alacaklıya alacağını tahsil olanağını sağlayan, nispi nitelikte, yasadan doğan bir dava olup; tasarrufa konu malların aynı ile ilgili değildir.
Bu tür davaların dinlenebilmesi için, davacının borçludaki alacağının gerçek olması, borçlu hakkındaki icra takibinin kesinleşmiş olması, iptali istenen tasarrufun takip konusu borçtan sonra yapılmış olması ve borçlu hakkında alınmış kesin veya geçici aciz belgesinin (İİK.nun 277 md) bulunması gerekir. Bu ön koşulların bulunması halinde ise İİK.nun 278, 279 ve 280.maddelerinde yazılı iptal şartlarının bulunup bulunmadığı araştırılmalıdır.
Somut olayda, dava koşulları yönünden incelendiğinde, borcun 13.10.2011 tanzim tarihli bonodan kaynaklandığı tasarrufun bu tarihten sonra 26.11.2012 tarihinde gerçekleştiği, borçlu hakkındaki takibin kesinleştiği borçlu adresinde 27.03.2013 tarihinde yapılan haczin İİK"nun 105. maddesi anlamında aciz belgesi niteliğinde olduğu sabittir.
Dava konusu taşınmazın satış bedeli ile gerçek değeri arasında önemli bir bedel farkı olmadığı anlaşılmaktadır. Ancak davalı üçüncü kişi ...’in satın aldığı taşınmazlardan birinde halen borçlu ...’un oturması ve kiraya verdiği, oğlu ... ile ticari ilişkisi olduğu bu dosyadan tefrik edilen diğer dosyalardaki deliller ile sabittir. Öte yandan davalı dördüncü kişi ...’ün ise taşınmaz satışından çok öncesinde borçluyu tanıdıkları, borçlu adına kredi çekilebilmesi için taşınmazın borçlu adına tapuya kaydına rıza gösterdikleri anılan şahsın vekil beyanlarından anlaşılmaktadır. Bu halde İİK’nun 280/1. maddesi gereğince davalı ...’in ve ...’ün borçlunun mali durumunu bildiği veya bilmesi lazım gelen kişilerden olduğu anlaşıldığından davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken hatalı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi usul ve yasaya aykırıdır.
SONUÇ:Yukarıda açıklanan nedenlerle davacı vekilinin temyiz itirazlarının kabulü hükmün BOZULMASINA ve peşin alınan harcın istek halinde temyiz eden davacıya geri verilmesine, 25/09/2019 gününde oybirliğiyle karar verildi.