(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2016/32875 E. , 2020/4902 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili, müvekkilinin 1993 yılının Aralık ayından 2013 yılı Aralık ayına kadar davalı ... Bakanlığına bağlı Sanatoryum Hastanesinde taşeron şirketlerde temizlik işçisi olarak asgari ücretle çalıştığını, müvekkilinin emekli olarak işten ayrıldığını, işyerinde bir öğün yemek verildiğini, emekli olmasına rağmen kıdem tazminatının ödenmediğini, yıllık izinlerini hiç kullanmadığını veya çok az kullandığını, ulusal bayram ve tatil günlerinde çalıştığını sadece dini bayramlarda 2 gün izin kullandığını, diğer günlerde çalıştığını, ücretlerinin zamlı ödenmediğini iddia ederek kıdem tazminatı, yıllık izin ücreti, ulusal bayram ve tatil günlerinde alacağının faizleriyle birlikte davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı vekili, davanın reddini istemiştir.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece, toplanan deliller ve bilirkişi raporu doğrultusunda, davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
Temyiz:
Karar, davalı vekili tarafından temyiz edilmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuni gerektirici sebeplere göre davalının aşağıdaki bendin kapsamı dışındaki temyiz itirazlarının reddine,
2-Taraflar arasında davacının yıllık izin ücreti alacağının hesaplanması noktasında uyuşmazlık bulunmaktadır.
4857 sayılı İş Kanunu"nun 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir sebeple sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı olup olmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü, işverene aittir, işveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile ispatlamalıdır. Bu konuda ispat yükü üzerinde olan işveren, işçiye yemin teklif edebilir.
Somut uyuşmazlıkta, davacının çalışma süresi boyunca hak etmiş olduğu izin süresinin 388 gün olduğu, sadece 6 gün izin hakkını kullandığı ve dolayısıyla 382 gün kullanılmayan izin süresinin bulunduğu kabul edilerek hesaplama yapılmıştır. Ancak davacının çalışma süresi de göz önüne alındığında, 382 güne tekabül eden izin hakkının, bu süre boyunca kullanmamış olması hayatın olağan akışına uygun bulunmadığından, hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asilin çalışma süresi boyunca kaç gün yıllık izin kullandığı konusunda beyanı alınmalı, bundan sonra oluşacak sonucuna ve tüm dosya kapsamına göre bir karar verilmelidir. Eksik inceleme ve yanılgılı değerlendirme ile yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olup bozmayı gerektirmiştir.
3-Kıdem tazminatının gününde ödenmemesi durumunda ödenmesi gereken faiz mevduata uygulanan en yüksek faizdir. Faiz başlangıcı fesih tarihi olmalıdır. Yaşlılık, malullük aylığı ya da toptan ödeme almak için işyerinden ayrılma halinde işçinin bağlı bulunduğu kurum ya da sandığa başvurduğunu belgelemesi şarttır. Bu halde faiz başlangıcı da anılan belgenin işverene verildiği tarihtir.
Dosya içeriğine göre; davacının emeklilik nedeni ile iş sözleşmesini feshettiği ve kuruma başvurduğunu işverene belgelediği ispatlanamamıştır. Bu halde faiz başlangıç tarihinin dava tarihi olması gerekirken fesih tarihi olması hatalıdır.
Sonuç:Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, 12.03.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.