(Kapatılan)22. Hukuk Dairesi 2017/28767 E. , 2020/4881 K.
"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :İş Mahkemesi
DAVA TÜRÜ : ALACAK
Taraflar arasında görülen dava sonucunda verilen kararın, temyizen incelenmesi davalı vekili tarafından istenilmekle, temyiz talebinin süresinde olduğu anlaşıldı. Dava dosyası için Tetkik Hakimi ... tarafından düzenlenen rapor dinlendikten sonra dosya incelendi, gereği konuşulup düşünüldü:
Y A R G I T A Y K A R A R I
Davacı İsteminin Özeti:
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacının davalı iş yerinde şöför olarak çalıştığını, davacının çalışması boyunca bir kısım usulsüz ibranameler alınarak kendisine yalnıcza bir miktar ihbar tazminatı ödendiğini, en son davacının çalışmasına haksız olarak son venrildiğini belirterek, kıdem tazminatı, ihbar tazminatı, yıllık izin alacağı, fazla mesai , ulusal bayram ve gelel tatil, hafta tatili çalışma alacağı taleplerinin davalıdan tahsilini talep etmiştir.
Davalı Cevabının Özeti:
Davalı davanın reddini savunmuştur.
Mahkeme Kararının Özeti:
Mahkemece aldırılan bilirkişi raporundaki hesaplamalara göre alacakların kısmen kabulüne karar verilmiştir
Temyiz:
Kararı davalı vekili temyiz etmiştir.
Gerekçe:
1-Dosyadaki yazılara, toplanan delillerle kararın dayandığı kanuni gerektirici sebeplere göre, davalı vekilinin aşağıdaki bentlerin kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde değildir.
2- Taraflar arasında işçiye ödenen aylık ücretin miktarı konusunda uyuşmazlık bulunmaktadır.
Çalışma hayatında daha az vergi ya da sigorta primi ödenmesi amacıyla zaman zaman, iş sözleşmesi veya ücret bordrolarında gösterilen ücretlerin gerçeği yansıtmadığı görülmektedir. Bu durumda gerçek ücretin tespiti önem kazanır. İşçinin kıdemi, meslek unvanı, fiilen yaptığı iş, işyerinin özellikleri ve emsal işçilere ödenen ücretler gibi hususlar dikkate alındığında imzalı bordrolarda yer alan ücretin gerçeği yansıtmadığı şüphesi ortaya çıktığında, bu konuda tanık beyanları gözetilmeli ve işçinin meslekte geçirdiği süre, işyerinde çalıştığı tarihler, meslek unvanı ve fiilen yaptığı iş bildirilerek, ilgili işçi ve işveren kuruluşları ile Türkiye İstatistik Kurumu Başkanlığı internet sitesinde bulunan “Kazanç bilgisi sorgulama” ekranından emsal ücretin ne olabileceği araştırılmalı ve tüm deliller birlikte değerlendirilerek bir sonuca gidilmelidir.
Somut olayda davacı davalı iş yerinde şöför olarak çalışmakta olup hizmet süresi 4 yıl 5 ay 6 gün olarak tespit edilmiştir. Davacı tanıkları davacının 1300,00 TL civarında ücret aldığını belirtmişlerdir. Davacıya ait Ekim/2012 bodrosunda ise 30 gün çalışma karşılığı brüt 1499,87 TL olarak belirtilmiş mahkeme ise davacının ücretini davacının talebi ve emsal ücrete göre 1367,04 Tl büt olarak tespit etmiş ise de, davacının yaptığı iş, hizmet süresi ve tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde davacının ücretinin 1300,00 TL net olarak kabulünün dosya kapbamı ile uyumlu olacağı anlaşılmakta olup dosya kapsamına uygun olmayan ücret tespitine göre karar verilmesi bozma sebebidir.
3-Dosya kapsamından davacıya 19.02.2010 ve 22.02.2010 tarihlerinde kıdem tazminatı adı altında ödemeler yapıldığı anlaşılmıştır. Her ne kadar davacıya yapılan kıdem tazminatı ödemeleri dikkate alınıp hesaplanan toplam kıdem tazminatından mahsup edilerek kıdem tazminatı talebi hakkında karar verilmiş ise de yapılan kıdem tazminatı ödemelerinin ödeme tarihlerinden fesih tarihine kadar işlemiş yasal faizleri ile birlikte toplam kıdem tazminatı hesabından mahsusu gerekmektedir. Bu durumda Mahkemece yapılması gereken, davacının yukarıda tespit olunan ücreti dikkkate alınarak hesaplanan kıdem tazminatı alacağından yapılan ödemelerin ödeme tarihlerinden fesih tarihine kadar işlemiş yasal faizi ile birlikte mahsbumunu yaparak karar vermektir. Bu hususun gözetilmemesi hatalı olup bozma sebebidir.
4-Dosya kapsamında davaıcya belirli tarihlerde ihbar tazminaktı adı altında ödemeler yapılmış olduğu anlaşılmış olup, bilirkişi tarafından davacının 31.05.2011 – 05/03/2012 tarihlerine ilişkin çalışması için ödendiği anlaşılan 1149,12 TL lik ihbar tazminatı ödemesi toplam ihbar tazminatı miktarından mahsupedildiği anlaşılmıştır. Ancak dosya içerisine sunulan ve davacıya 10.07.2008 tarihinde ... End. Tes. A.Ş tarafından 725,61 TL ihbar tazminatı ödemesi yapıldığına ilişkin davacının imzasını taşıyan ve herhangi bir ihtirazi kayıt içermeyen ihbar tazminatı hesap pusulasının da dikkate alınarak hesaplanan toplam ihbar tazminatı miktarından usulünce mahsubu yapıldıktan sonra karar verilmesi gerektiği halde bu husus dikkate alınmadan karar verilmesi de hatalı olup bozma sebebidir.
5-Taraflar arasında, davacının fazla çalışma ücretinin hesaplanması bakımından uyuşmazlık bulunmaktadır.
İş sözleşmelerinde fazla çalışma ücretinin aylık ücrete dahil olduğu yönünde kurallara sınırlı olarak değer verilmelidir. Dairemiz, 270 saatle sınırlı olarak söz konusu hükümlerin geçerli olduğunu kabul etmektedir. Dairemizin kararlılık kazanmış içtihatlarına göre, fazla çalışmanın ücrete dahil olduğuna dair kural, 1475 sayılı Kanun’un 35/a ve b maddesinde düzenlenen yılda 270 saatle sınırlı olarak geçerlidir. Yılda 270 saati aşan çalışmaların kanıtlanması durumunda karşılığının ödenmesi gerekir.
Somut olayda, taraflar arasında imzalanan sözleşmelerde ücrete fazla çalışma ücretinin dahil olduğu belirtilmiştir. Ancak, bu husus mahkemece değerlendirilmemiştir. İşçinin imzasını taşıyan sözleşmelere değer verilmelidir. Davacının yılda 270 saat fazla çalışmanın ücrete dahil olduğu anlaşıldığından, yılda 270 saati aşan çalışmalarının yeniden hesaplanması gerekmektedir.
6-Taraflar arasında uyuşmazlık, işçinin kullandırılmayan izin sürelerine ait alacağı bulunup bulunmadığı noktasında toplanmaktadır.
4857 sayılı Kanun"un 59. maddesinde, iş sözleşmesinin herhangi bir nedenle sona ermesi halinde, işçiye kullandırılmayan yıllık izin sürelerine ait ücretlerin son ücret üzerinden ödeneceği hükme bağlanmıştır. Yıllık izin hakkının ücrete dönüşmesi için iş sözleşmesinin feshi şarttır. Bu noktada, sözleşmenin sona erme şeklinin ve haklı nedene dayanıp dayanmadığının önemi bulunmamaktadır.
Yıllık izinlerin kullandırıldığı noktasında ispat yükü işverene aittir. İşveren yıllık izinlerin kullandırıldığını imzalı izin defteri veya eşdeğer bir belge ile kanıtlamalıdır.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 31. maddesinde, hakimin davayı aydınlatma ödevi düzenlenmiş olup, madde uyarınca, hakim uyuşmazlığın aydınlatılmasının zorunlu kıldığı durumlarda, maddi veya hukuki açıdan belirsiz yahut çelişkili gördüğü hususlar hakkında, taraflara açıklama yaptırabileceği, soru sorabileceği ve delil gösterilmesini isteyebileceği düzenlenmiştir.
Somut uyuşmazlıkta, her ne kadar dosya içerisinne imzalı yıllık izin cetveli sunulmamış ise de davacının imzasını taşıyan yıllık izin formları dosya arasına sunulmuş olup 6100 Sayılı HMK’nın 31. maddesinde düzenlenen hakimin davayı aydınlatma ödevi çerçevesinde; mahkemece, davacı asil duruşmaya çağrılarak ve söz konusu yıllık izin formaları davacıdan sorulup beyanı alınarak yıllık izin alacağı hakkında karar verimesi gerektiği halde bu husunun gözetilmemesi de hatalı olup bozma sebebidir.
SONUÇ: Temyiz olunan kararın yukarıda yazılı sebepten BOZULMASINA, peşin alınan temyiz harcının isteği halinde ilgililere iadesine, 11.03.2020 gününde oybirliği ile karar verildi.