Esas No: 2014/324
Karar No: 2014/324
Karar Tarihi: 26/10/2016
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
BİRİNCİBÖLÜM |
|
KARAR |
|
ÖMER BAYTAR BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/324) |
|
Karar Tarihi: 26/10/2016 |
|
BİRİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Üyeler |
: |
Nuri
NECİPOĞLU |
|
|
Hicabi DURSUN |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Yakup MACİT |
Başvurucu |
: |
Ömer BAYTAR |
Vekili |
: |
Av. Erkut
KÜÇÜK |
|
|
|
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, idare tarafından açılan alacak davasında Mahkemece
yüksek miktarda tazminata hükmedilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 9/1/2014 tarihinde Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölüm İkinci Komisyonunca 31/10/2014 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için 13/4/2016
tarihinde Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık görüş
sunmamıştır.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
6. Başvurucu 22/6/2009 ile 25/12/2009 tarihleri arasında
İstanbul Arnavutköy Polis Meslek Eğitim Merkezi Müdürlüğünde öğrenci olarak
eğitim görmüş, mezun olduktan sonra 26/12/2009 tarihinde İstanbul Emniyet
Müdürlüğü kadrosuna aday polis memuru olarak atanmıştır.
7. Başvurucu 2/4/2010 tarihli dilekçesi ile meslekten istifasını
istemiş, talebi 13/4/2010 tarihinde İçişleri Bakanlığınca onaylanmıştır.
8. İdare 4/6/1937 tarihli ve 3201 sayılı Emniyet Teşkilatı
Kanunu"nun ek 24. maddesi gereği başvurucunun istifası nedeniyle altı yıllık
mecburi hizmet süresinden tamamlanmayan kısım için 18/6/2010 tarihinde tazminat
talebinde bulunmuş, başvurucu talebi kabul etmemiştir.
9. Maliye Hazinesi, Akçaabat 2. Asliye Hukuk Mahkemesinin
E.2010/399 sayılı dosyasında tazminat davası açmış; Mahkeme 4/7/2012 tarihli ve
K.2012/235 sayılı kararı ile davayı kabul etmiştir. Kararın ilgili kısmı
şöyledir:
"...
Dosyada mevcut tüm bilgi belge ve delillerin
değerlendirilmesinden; davalılardan Ömer Baytar"ın 26/12/2009 tarihinde aday
polis memuru olarak göreve başladığı 13/04/2010 tarihinde istifasının kabul
edildiği, davalıların Akçaabat Noterliği nezdinde kefalet ve yüklenme senedi
düzenledikleri, mecburi hizmet süresi içerisinde istifaedilmesi
halinde her türlü masrafın kanuni faiziyle birlikte ödeneceğinin taahhüt
edildiği anlaşılmaktadır. Emniyet Teşkilatı Kanunu ve Polis Eğitim Merkezleri
Eğitim-Öğretim Yönetmeliği uyarınca; aday polis memuru olarak atananların 6 yıl
süre ile mecburi hizmete tabi oldukları mecburi hizmet süresi içerisinde istifa
eden adayların mecburi hizmet sürelerinin kalan her yılı için kendilerine
yapılmış olan eğitim masraflarını ödeyecekleri anlaşılmış, ayrıca hukukçu
bilirkişi İ.K. tarafından düzenlenen bilirkişi raporunun hüküm kurmaya
elverişli olması nedeniyle davalılardan Hasan Baytar ve Y.D.nin
35.000,00 TL kefalet limiti ile sınırlı olmak üzere davanın kabulune
dair aşağıdaki şekilde hüküm kurulmuştur.
..."
10. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 18. Hukuk Dairesinin
12/3/2013 tarihli ve E.2013/1922, K.2013/3695 sayılı kararıyla onanmıştır.
11. Başvuruya konu Mahkeme kararına dayanak olan 3201 sayılı
Kanun"un ek 24. maddesinin beşinci fıkrasının son cümlesinde yer alan "mecburi hizmet sürelerinin kalan her yılı
için" ibaresi, Anayasa Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli ve
E.2013/32, K.2013/112 sayılı kararıyla Anayasa"nın 2. maddesine aykırı olduğu
gerekçesiyle iptal edilmiş; kararın Resmî Gazete"de
yayımlanmasından başlayarak altı ay sonra yürürlüğe girmesine karar
verilmiştir. Karar 31/12/2013 tarihli ve 28868 sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanmıştır.
12. Karar düzeltme talebi, aynı Dairenin 2/12/2013 tarihli ve
E.2013/13305, K.2013/16735 sayılı kararıyla reddedilmiştir.
13. Ret kararı 8/1/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş;
9/1/2014 tarihinde başvurucu tarafından bireysel başvuruda bulunulmuştur.
B. İlgili Hukuk
14. 3201 sayılı Kanun"un ek 24. maddesinin Anayasa Mahkemesinin
10/10/2013 tarihli ve E.2013/32, K.2013/112 sayılı kararıyla iptal edilmeden
önceki beşinci fıkrası şöyledir:
"Polis meslek eğitim merkezlerinde
eğitimlerini başarı ile tamamlayanlar, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına aday
polis memuru olarak atanırlar. Bu şekilde atananlar, atanma tarihinden itibaren
altı yıl süreyle başka kurumlara nakil yoluyla atanamazlar. Bu süre zarfında
memuriyetten çekilen, çekilmiş sayılan, meslekten veya memuriyetten çıkarma
cezası alan ve aslî memurluğa atanamayarak ilişiği kesilenler, mecburi hizmet
sürelerinin kalanher yılı için,kendilerine yapılmış olan öğretim masraflarını
tazminat olarak ödemek zorundadırlar."
15. 3201 sayılı Kanun"un 27/3/2015 tarihli ve 6638 sayılı
Kanun"un 25. maddesiyle değiştirilen ek 24. maddesinin beşinci fıkrası
şöyledir:
"Polis meslek eğitim merkezlerinde
eğitimlerini başarı ile tamamlayanlar, Emniyet Genel Müdürlüğü kadrolarına aday
polis memuru olarak atanırlar. Bu şekilde atananlar, atanma tarihinden itibaren
altı yıl süreyle başka kurumlara nakil yoluyla atanamazlar. Bu süre zarfında
memuriyetten çekilen, çekilmiş sayılan, meslekten veya memuriyetten çıkarma
cezası alan ve aslî memurluğa atanamayarak ilişiği kesilenler, kendilerine
yapılmış olan öğretim masraflarını kanuni faizi ile birlikte, bu sürenin eksik
kalan kısmı ile orantılı miktarı tazminat olarak ödemek zorundadırlar."
16. 15/7/2015 tarihli Resmî Gazete"de
yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Meslek Eğitim Merkezleri Eğitim-Öğretim
Yönetmeliği ile yürürlükten kaldırılan 8/5/2005 tarihli ve 25809 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Polis Meslek Eğitim
Merkezleri Eğitim-Öğretim Yönetmeliği"nin 25. maddesinin ilgili kısımları
şöyledir:
"...
POMEM’lerde eğitimlerini başarı ile tamamlayanlar, Genel Müdürlük kadrolarına aday
polis memuru olarak atanırlar. Bu şekilde atananlar atanma tarihinden itibaren
altı (6) yıl süre ile başka kurumlara nakil yoluyla atanamazlar.
Bu süre zarfında memuriyetten çekilen,
çekilmiş sayılan, meslekten veya memuriyetten çıkarma cezası alan ve asli
memurluğa atanamayarak ilişiği kesilenler mecburi hizmet sürelerinin kalan her
yılı için kendilerine yapılmış olan öğretim masraflarını tazminat olarak ödemek
zorundadırlar."
17. Anayasa Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli ve E.2013/32,
K.2013/112 sayılı kararının ilgili kısımları şöyledir:
"...
Kanun’un ek 24. maddesi incelendiğinde, polis meslek eğitim merkezinde
aldığı eğitimi başarıyla tamamlayarak aday polis memuru olarak atananların,
altı yıl süre ile mecburi hizmet yükümlülüğünün bulunduğu, bu süre zarfında
başka kurumlara nakil yoluyla atanmalarının yasaklandığı ve mecburi hizmet
yükümlüğünü tamamlamadan ayrılmaları halinde tazminat ödemelerinin öngörüldüğü
anlaşılmaktadır.
Bu kişilerin, mecburi hizmet yükümlülüğünü yerine getirmeden
memuriyetten çekilmesi, çekilmiş sayılması, meslekten veya memuriyetten çıkarma
cezası alması veya aslî memurluğa atanamayarak ilişiğinin kesilmesi hallerinde
mecburi hizmet süresinin kalan her yılı için kendilerine yapılan öğretim
masraflarını tazminat olarak ödemekle yükümlü kılınmaları, güvenlik hizmetinin
eksiksiz bir şekilde yerine getirilmesi amacını gütmektedir. Güvenlik
hizmetinin etkin ve süratli bir şekilde yerine getirilebilmesi ise bu husus
gözetilerek oluşturulan personel politikasının aksamadan uygulanabilmesine
bağlı olduğundan, dava konusu kuralın, bu kural ile ulaşılmak istenen amaç
yönünden elverişsiz ve gereksiz olduğundan söz edilemez.
Mecburi hizmet yükümlülüğü süresini tamamlamayanların ödemeleri
öngörülen tazminat miktarı yönünden ise bu tutarın, yükümlülüğün tamamlanmayan kısmına
bağlı olarak değiştiği görülmektedir. Bu kişilere polis meslek eğitim
merkezlerinde yapılan öğretim masraflarının esas alınarak yapılan tazminat
hesaplamasında, söz konusu öğretim masraflarının mecburi hizmet süresinin
tamamlanmamış kısmına karşılık gelen yıl sayısı ile çarpımı sonucu elde edilen
miktar, tazminat olarak belirlenmektedir. Bu durum ise ilgililerin mecburi
hizmet süresinin tamamlanmayan kısmına bağlı olarak farklı miktarlarda tazminat
ödemelerini söz konusu kılmakta ve göreve başladıktan kısa süre sonra
ayrılanlar yönünden bu miktar, öğretim masrafının yaklaşık altı katı
olmaktadır.
Polis meslek eğitim merkezinde en az altı ay süreli öğretim sonrası
aday polis olarak atanan ve kendilerine altı yıl süreli mecburi hizmet
yükümlülüğü getirilerek bu süre zarfında başka kamu kurumlarına naklen
atanmaları da yasaklanmış olan kişilerin, mecburi hizmet süresini tamamlamadan
emniyet teşkilatından ayrılmaları halinde, ayrıldıkları tarihe bağlı olarak
Devletçe kendilerine yapılan öğretim masrafının altı katına kadar ulaşabilecek
tutarda yüksek bir tazminat ödemekle yükümlü kılınması, söz konusu tazminat
miktarı ile ulaşılmak istenen amaç arasında orantısızlığa yol açmakta ve bu
yönüyle ölçülülük ve hakkaniyet ilkelerine aykırı bulunmaktadır.
Açıklanan nedenlerle, itiraz konusu kural Anayasa’nın 2. maddesine
aykırıdır. İptali gerekir.
..."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
18. Mahkemenin 26/10/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
19. Başvurucu; ziraat mühendisi olduğunu, Polis Eğitim
Merkezinde öğrenim gördükten sonra İstanbul Emniyet Müdürlüğü emrinde yaklaşık
dört ay çalıştığını, Tarım Bakanlığına ziraat mühendisi olarak atamasının
yapılması nedeniyle polislik mesleğinden istifa ettiğini ve mühendis olarak
çalışmaya başladığını, mecburi hizmet süresini doldurmadığı gerekçesiyle kalan
zorunlu hizmet süresi de dikkate alınarak eğitim masrafları adı altında yapılan
giderlerin beş katı tutarı olan 22.604,27 TL tazminatın tahsili için aleyhine
dava açıldığını, Mahkemenin hakkaniyet, iyi niyet kuralları, orantılılık ve
eşitlik ilkelerine aykırı bir şekilde davayı kabul ettiğini, kararın özellikle
Anayasa Mahkemesinin 10/10/2013 tarihli veE.2013/32, K.2013/112 sayılı kararına
aykırı olduğunu, dava konusu işlemde idarenin belirlediği ve Mahkemenin kabul
ettiği tazminat miktarının kamu yararı açısından ulaşılmak istenen amaçla
orantılı olmadığını, iş imkânı olmadığı için polislik mesleğine girdiğini,
Tarım Bakanlığının ziraat mühendisi olarak kendisini işe alması nedeniyle
mesleğini yapmak istemesinin doğal olduğunu, mecburi hizmet süresi kadar
tazminatla yükümlü tutulmasının çalışma hürriyetine de aykırı olduğunu
belirterek Anayasa’nın 2., 10., 48. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal
edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
20. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun Anayasa"nın 2., 10. ve 40. ve
48. maddelerinin ihlal edildiğine ilişkin iddialarının Anayasa"nın 36.
maddesinde düzenlenen adil yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi uygun
görülmüştür.
21. Başvurucu; polislik mesleğinden istifa etmesi nedeniyle
mecburi hizmet süresi dikkate alınarak hakkında fazla miktarda tazminata
hükmedildiğini, tazminatın hakkaniyeteaykırı olduğunu
belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi
gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”
23. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrası şöyledir:
“Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun
başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”
24. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında
açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar
verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında
ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.
25. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece
mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup
olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun tek istisnası, derece
mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının adaleti ve sağduyuyu hiçe sayan tarzda
bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu
durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal
etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular,
başvuruya konu mahkeme kararında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik bulunmadıkça Anayasa Mahkemesince incelenemez (Necati Gündüz ve Recep Gündüz, B. No:
2012/1027, 12/2/2013, § 26).
26. Somut başvuruya konu davada Mahkeme; Anayasa Mahkemesinin
10/10/2013 tarihli iptal kararı yürürlüğe girmeden önce 4/7/2012 tarihli
kararıyla 3201 sayılı Kanun’un ek 24. maddesinde yer alan hükme dayanarak
başvurucunun altı yıl süre ile mecburi hizmete tabi olduğunu, bu süre içinde
istifa eden polis adaylarının mecburi hizmet sürelerinin kalan her yılı için
kendilerine yapılmış eğitim masraflarını ödemek durumunda olduklarını,
başvurucunun 3 ay 20 günlük hizmetinin ardından istifa etmek suretiyle bu
süreyi tamamlamadığını belirterek Polis Eğitim Merkezinde kendisi için yapılan
masrafın yaklaşık altı katı tutarında tazminata hükmetmiştir. Kanun, Yargıtay
karar düzeltme aşamasında iken iptal edilmiş ancak iptal kararı yürürlüğe
girmediği için Anayasa Mahkemesi iptal kararını dava konusu olayda
uygulamamıştır.
27. Tarafların iddia ve savunmaları, taahhütname, kefalet
senedi, bilirkişi raporu ve tüm dosya kapsamını dikkate alarak davanın kabulüne
karar verilmesi gerektiği yönünde kanaate ulaşırken Mahkemenin belirttiği
gerekçe ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün Mahkeme
tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının
yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna
ilişkin olduğu anlaşılmıştır.
28. Açıklanan nedenlerle başvurucunun belirtilen iddiasının
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, Derece Mahkemesi
kararlarının açık keyfîlik veya bariz takdir hatası
da içermediği anlaşıldığından başvurunun diğer kabul edilebilirlik şartları
yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan
yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
26/10/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.