Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2014/12960
Karar No: 2014/12960
Karar Tarihi: 16/11/2016

        Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ERGÜL OKULMUŞ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/12960)

 

Karar Tarihi: 16/11/2016

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Akif YILDIRIM

Başvurucu

:

Ergül OKULMUŞ

Vekili

:

Av. Turan ARAS

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, aynı davada yargılanan ve kimliği daha sonradan ortaya çıkan sanığın gizli tanık olarak verdiği ifadelerin hükme esas alınması, yeterli delil olmaksızın mahkûmiyete karar verilmesi ve Yargıtay ilamında yeterli gerekçe gösterilmemesi nedenleriyle hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 25/7/2014 tarihinde İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde tespit edilen eksiklikler tamamlatılmış ve başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 17/3/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

4. Bölüm Başkanı tarafından 25/3/2016 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık tarafından herhangi bir görüş bildirilmemiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

7. "Kahraman" kod adlı tanık, C.O. isimli kişinin öldürülmesi olayına ilişkin olarak 22/6/2011 tarihinde jandarma görevlilerine ifade vermiştir. Tanık Kahraman, Bayram O.nun kendisini telefonla arayarak göndereceği iki kişiye C.O.yu göstermesini istediğini, bu kişiyi öldürmek istediğini anlayıp itiraz ettiğini fakat ısrar etmesi üzerine isteğini kabul ettiğini, sonraki bir tarihte Kars"a gelen kişilere C.O.nun buralarda olmadığını söylediğini, bir hafta on gün sonra telefonla konuştuğu Bayram O.yu bu işe kendisini karıştırmaması hususunda uyardığını, C.O.nun öldürüldüğünü öğrendikten sonra Bayram O.yu aradığını, olayı sorduğunda kendisine bu tür şeylerin telefonda konuşulamayacağını söylediğini belirtmiştir.

8. Gizli tanığın alınan ek ifadesine göre tanık, yanına gelen bir kişiye karşıdan geçmekte olan C.O.yu göstermiştir.

9. Aydın O. şüpheli olarak 22/6/2011 tarihinde Cumhuriyet savcısına verdiği ifadesinde; okunan iletişimin tespiti tutanağındaki görüşmelerde hayvan ve bal alışverişiyle ilgili konuşmalar yaptığını, C.O.nun öldürülmesine dair bir hususun konuşulmadığını belirtmiştir.

10. Tanığın ifadesi doğrultusunda kamera kayıtları incelenmiştir. Sonradan Aydın O. olduğu anlaşılan tanık, bu görüntüleri izlemiş ve C.O.yu göstermesini isteyen kişiyi Fikret Ö. olarak teşhis etmiştir.

11. Fikret Ö.nün telefon kayıtlarının araştırılması sonucunda bu kişinin başvurucu ve Süleyman H. ile irtibatlı olduğu anlaşılmıştır.

12. Şüpheli Süleyman H. 17/9/2011 tarihinde yapılan sorgusunda, hayvan alım satım işi için Fikret Ö.yle birlikte Kars"a birkaç kez gittiklerini, en son seyahatlerinden dönüşte Fikret Ö.ye C.O. ile Aydın O.yu nereden tanıdığını sorduğunu, Fikret Ö.nün cevap olarak Ergül O.nun bir akrabasının ölümünden sorumlu tuttuğu C.O.yu kendisine öldürtmek istediğini söylediğini, bu işten vazgeçmesini Fikret Ö.den istediğini ve bu konuda tartıştıklarını belirtmiştir. Süleyman H. ayrıca, verdiği sabit numaradan sonraki bir tarihte Fikret Ö.yü aradığını ve ne olduğunu sorduğunu, Fikret Ö.nün C.O.yu Ergül O.nun öldürdüğünü fakat kendisinin olaya karışmadığını belirttiğini, Fikret Ö.nün devamında cep telefonunda bu olayla ilgili ileri geri konuşmamasını ve değişik kelimelerle sormasını istediğini ileri sürmüştür.

13. Şüpheli Bayram O. 20/9/2011 tarihinde Cumhuriyet savcısına verdiği ifadesinde, gizli tanık Kahraman"ın ileri sürdüğünün aksine Aydın O.dan göndereceği iki kişiye C.O.yu göstermesini cinayet amacıyla değil hayvan alım satımıyla ilgili olarak istediğini belirtmiştir. Bayram O., C.O.nun kaynını öldürdüğü ve bunun yanına kâr kalmayacağı şeklinde bir konuşma yapmadığını belirtmiştir.

14. Şüpheli Fikret Ö. 13/10/2011 tarihli Cumhuriyet Savcılığı ifadesinde; hayvan alım satım işiyle ilgili olarak Ergül O.nun kendisini Bayram O.ya, bu kişinin de Aydın O.yayönlendirdiğini, Kars"a Süleyman H. ile birlikte gittiklerini ve C.O. ile görüştüklerini söylemiştir. Fikret Ö. devamında; sonraki bir tarihte tekrar Kars"a geldiğini, hayvan almak üzere C.O. ile birlikte bir yere gittiklerini, olay yerine vardıklarında şahsın Kürtçe bir şeyler söylediğini ve orada bulunan binanın arkasından da bir kişinin belirdiğini, C.O.nun silah çıkartarak üzerindeki paraları vermesini istediğini, o esnada gelen bir araba sesiyle şahsın irkilmesi üzerine havaya ateş etmek üzere silahını çıkarttığını, C.O.nun eline sarılması üzerine silahın patladığını ve şahsın yere düştüğünü belirtmiştir.

15. Başvurucu 13/10/2011 tarihte alınan ifadesinde, Bayram O.yu arayarak daha önceden tanıdığı Fikret Ö.ye hayvan alım satımından yardımcı olmasını istediğini, Fikret Ö.nün sonradan akrabalarının yardım etmediğini söylediğini, telefon kayıtlarında yirmi defa Fikret Ö. ile görüştüğü görülmekte ise de sadece dört beş kez bu kişiyi aradığını, diğer görüşmeleri kendisine yardımcı olan ve Fikret Ö.yle ailecek görüşen Şahin isimli kişinin yapmış olabileceğini, Süleyman H.nin ifadesinin aksine C.O.yla aralarında bir husumetin olmadığını ve suçlamaları kabul etmediğini söylemiştir.

16. Yapılan sorgusunun ardından 13/10/2011 tarihinde başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir.

17. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı 21/10/2011 tarihinde; başvurucu, Fikret Ö., Bayram O., Süleyman H. ve Aydın O hakkında tasarlayarak adam öldürme, bu suça azmettirme ve iştirak etme suçlarından iddianame düzenlemiştir.

18. Kars Ağır Ceza Mahkemesi önünde görülen 1/12/2011 tarihli celsede Aydın O. haricindeki sanıklar ile başvurucu dinlenmiştir. Sanıklar, soruşturma aşamasında alınan beyanlarıyla benzer yönde ifade vermişlerdir.

19. Sanık Aydın O., 29/12/2011 tarihli celsede dinlenmiştir. Aydın O.; Bayram O.nun hayvan alım satımında iki kişiye yardımcı olması için kendisini aradığını, Süleyman H. ve Fikret Ö. ile iki kez bu konuyla ilgili görüştüğünü, eşinin rahatsızlanmasının ardından yardımcı olamayacağını bu kişilere söylediğini belirtmiştir. Tanık olarak verdiği ifadesinin okunmak istenmesi üzerine Aydın O.nun müdafii, sanığın gizli tanık sıfatıyla alınan beyanının okunamayacağını ve delil olarak kullanılamayacağını ileri sürmüştür. Okunan kolluk ifadesiyle ilgili olarak ise tutanaktaki gibi beyanda bulunmadığını, bir görevlinin ölüm olayına karıştığına ilişkin dedikodu olduğunu söylemesi üzerine karışmadığı bir olayla ilgili suçlanmaktan korktuğunu, şeker rahatsızlığı nedeniyle okumadan tutanağı imzaladığını iddia etmiştir. Bu duruşmada hazır bulunan başvurucu ve müdafii, sanık Aydın O.nun okunan ve duruşmada alınan ifadelerine dair herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Mahkeme Başkanı, tanık ifadesinin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 48. maddesinde düzenlenen ihtarat yapılmadan alındığını belirtmiş; beyanların okunmasına muhalif kalmıştır.

20. Kars Ağır Ceza Mahkemesinin 18/9/2012 tarihli ve E.2011/261, K.2012/236 sayılı kararıyla başvurucu, öldürmeye azmettirmekten ağırlaştırılmış müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Mahkeme; Aydın O.nun gizli tanık olarak verdiği ifadesini, sanıkların savunmalarını, sanıklar arasındaki telefon görüşmelerine ilişkin kayıtları, otopsi raporunu, sanık Fikret Ö.den ele geçirilen silahın olayda kullanıldığını ortaya koyan balistik raporunu dikkate alarak sanıklara atılı suçun sübut bulduğunu kabul etmiştir. Otopsi raporunda maktulün başının arkasından vurulduğu yönündeki tespit doğrultusunda sanık Fikret Ö.nün olayın meydana geliş şekline dair ifadesine itibar etmemiştir.

21. Kararın ilgili kısımları aşağıdaki gibidir:

"C... O...un öldürülmesi için sanık Ergül Okulmuş" unarkadaşı olan ... F... Ö...in yanına gittiği, durumu F..."e anlattığı, F... Ö..."in C... O..."un öldürülmesini kabul ettiği, ... B... O..."un sanık A... O..."u arayarak gönderdiği iki adama C..."i göstermesini istediği, ... sanık A... O..."un ... sanıklar F... Ö...ve S... H..."a maktül C..."i gösterdiği,sanık A... O..."unmaktül C..."e sanıkları hayvan tüccarı olarak tanıttığı,... sanık F... Ö..."in ... sakeigffasının arka kısmından tek kurşun ile vurduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.

...

Sanık F... Ö..."in daha önce suç işleme yani maktül C... O..."u öldürme fikri olmadan Sanık E... O..."un sanık F... Ö...i maktül C... O..."u öldürmesi konusunda ikna ettiği[nden], sanığın bu eylemi ... tasarlayarak kasten insan öldürme suçuna azmettirme olarak değerlendirilmiş;"

22. Başvurucu; bu kararı Aydın O.nun hem gizli tanık hem de sanık olarak ifade verdiği, tanığın ifadesinin 5271 sayılı Kanun"un 48. ve 50. maddelerine aykırı biçimde alındığı, kovuşturma aşamasında kimliğinin ortaya çıkması nedeniyle tanık sıfatıyla verilen beyanların yok hükmünde olduğu, öldürme olayına azmettirdiğini gösteren somut delil bulunmadığı gerekçeleriyle temyiz etmiştir.

23. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, duruşmalı olarak yaptığı ve başvurucu müdafiinin de hazır bulunduğu temyiz incelemesinin ardından 24/6/2014 tarihli ve E.2014/1344, K.2014/3608 sayılı ilamıyla kararı onamıştır. Yargıtay ilamında, Aydın O.nun tanık olarak alınan ifadelerinin okunmasıyla ilgili aşağıdaki değerlendirmede bulunulmuştur:

"1- Sanık Aydın O...’un 22.06.2011 saat 01.45’te “şüpheli” sıfatı ile Cumhuriyet Savcılığında müdafii huzurunda usulüne uygun bir biçimde alınan ifadesinin ardından, aynı tarihte önce saat 03.15, ardından da saati belirtilmeyen bir zamanda bu kez “tanık” sıfatı ile yine Cumhuriyet Savcılığında müdafii bulunmadan ifadelerinin alındığı, ancak “tanık” sıfatı ile alınan ifadelerinden önce, CMK’nın 48. maddesi uyarınca, kendisini ceza kovuşturmasına uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebileceğine ilişkin bildirimin yapılmadığı, soruşturma sırasında bu şekilde alınan ve hukuka aykırı delil özelliği taşıyan ifadelerin, CMK’nın 206. maddesi hükmü ihlal edilerek kovuşturma sırasında sanığa okunduğu, aynı zamanda hükme de esas teşkil edecek deliler arasında gösterildiği anlaşılmış ise de;

HTSL raporları ve hukuka uygun olarak iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin karann uygulanması sonucunda, sanıklar F... [Ö]... ve S... H... arasında tespit edilip tutanağa bağlanan telefon görüşmeleri ile uyumluluk gösteren, diğer sanıklar F... Ö..., Ergül Okulmuş, B... O...’un tevilli ikrar niteliğindeki ifadeleri ile özellikle sanık S... H.’ın tüm aşamalarda, oluşa ve dosya kapsamına uygun ifadeleri dikkate alınarak, yazılı biçimde hükümler kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş,

Bu husus bozma nedeni yapılmamıştır."

24. Yargıtay ilamı 26/6/2014 tarihinde tefhim edilmiştir.

25. Başvurucu 25/07/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

26. 5271 sayılı Kanun"un 48. maddesinde, ifade alma işlemi öncesinde kendisi ve yakınları hakkında ceza kovuşturması açılmasına yol açabilecek nitelikteki sorulara cevap vermeme hakkı bulunduğunun tanığa hatırlatılması gerektiği düzenlenmiştir.

27. 5271 sayılı Kanun"un 206. maddesinin (2) numaralı fıkrasının (a) bendi uyarınca kanuna aykırı elde edilen delillerin mahkemelerce reddedilmesi gerekmektedir.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

28. Mahkemenin 16/11/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

29. Başvurucu; aynı davada sanık olan Aydın O.nun gizli tanık sıfatıyla dinlenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu kişinin menfaat çatışması ya da suçlanma korkusuyla doğru ifade vermeme ihtimalinin yüksek olduğunu, kimliğinin ortaya çıkması nedeniyle kovuşturma aşamasında tanık olarak dinlenilemeyecek bu kişinin beyanlarının hukuki değer taşımadığını, mahkûmiyet hükmünün Aydın O.nun gizli tanık olarak verdiği ifadelere dayandırıldığını, yeterli nitelikte delil bulunmamasına rağmen mahkûm edildiğini, temyiz aşamasında ileri sürdükleri itirazların karşılanmadığını belirterek kanun önünde eşitlik ilkesinin, hak arama özgürlüğünün, masumiyet karinesinin, kişi hürriyeti ve güvenliği ile etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

B. Değerlendirme

30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının hakkaniyete uygun yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.

31. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

"Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz."

32. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

"Mahkeme, … açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."

33. 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa"nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.

34. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun istisnası, derece mahkemelerinin tespit ve sonuçlarının bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları bariz takdir hatası veya açık keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince esas yönünden incelenemez (Onur Gür, B. No: 2012/828, 21/11/2013, § 21).

35. Belirli bir davaya ilişkin sunulan delilin geçerli olup olmadığını ve delil sunma ve inceleme yöntemlerinin yasaya uygun olup olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Mahkemenin görevi, başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığını değerlendirmektir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27).

36. Başvurucu, sanık Aydın O.nun gizli tanık sıfatıyla yaptığı beyanların delil olarak kullanılamayacağını ve mahkûmiyetini haklı gösterecek yeterli delilin bulunmadığını ileri sürmüştür. Dolayısıyla başvurucunun iddialarının özü, Derece Mahkemelerinin delilleri değerlendirme ve yorumlamada isabet edemediğine; esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkindir ve kanun yolu şikâyeti niteliğindedir.

37. Sanık Aydın O.nun gizli tanığın kendisi olduğunu açıkladığı ve ilgili ifadenin okunduğu 29/12/2011 tarihli duruşmaya başvurucu ve müdafii de katılmış ancak herhangi bir itiraz dile getirmemişlerdir (bkz. § 19). Bu itibarla gizli tanık ifadesinin okunmasına ve delil olarak kullanılmasına karşı çıkma olanağının kovuşturma aşamasında başvurucuya tanındığı görülmektedir. Başvurucu, bu husustaki itirazlarını temyiz dilekçesinde dile getirmiştir. Başvurucu, temyiz aşamasında duruşma imkânından da yararlanmıştır. Yargıtay ilamında, ifadelerin delil niteliğinde değerlendirilmesi ve usulüne uygun biçimde alınmaması nedenleriyle duruşmada okunmasının ve karara esas alınmasının hatalı olduğu kabul edilmiştir. Bununla birlikte dosyada mevcut diğer delillere dikkat çekilerek anılan beyanların kullanılmasının hükmün bozulmasını gerektirmediği sonucuna ulaşılmıştır (bkz. § 23).

38. Dolayısıyla "silahların eşitliği" ve "çelişmeli yargılama" ilkelerine uygun biçimde aleyhindeki delillere itiraz etmesine uygun olanakların başvurucuya sağlandığı anlaşılmaktadır.

39. Mahkemece; başvurucunun savunmasına, sanık Aydın O.nun gizli tanık olarak verdiği ifadesine, diğer sanıkların ifadelerine, sanıklar arasındaki iletişim kayıtlarına, otopsi ve balistik raporlarına dayanılarak karar verilmiştir(bkz. §§ 20, 21). Anılan kararda tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller değerlendirilerek ilgili hukuk kuralları da yorumlanmak suretiyle bir sonuca ulaşılmıştır.

40. Somut olayda başvurucunun delillerini sunma ve delillerin değerlendirilmesi konusunda farklı bir muameleye tabi tutulduğuna dair somut bir olgu bulunmamakta olup mahkûmiyet hükmü, duruşmada başvurucu ve vekilinin huzurunda tartışılmış delillere dayandırılmıştır. Yargıtay, sanık Aydın O.nun tanık sıfatıyla verdiği ifadesini hukuka aykırı delil olarak değerlendirmiş; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin kararın uygulanması sonucunda sanıklar F.Ö. ve S.H. arasında tespit edilip tutanağa bağlanan telefon görüşmelerini, diğer sanıklar F.Ö., Ergül Okulmuş, B.O.ve S.H.nın ifadelerini dikkate alarak bu hususu makul gerekçelerle bozma sebebi yapmamıştır. Sonuç olarak delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının uygulanmasında bariz takdir hatası veya açık bir keyfîlik oluşturan bir bulguya rastlanmamıştır.

41. Açıklanan nedenlerle başvurucunun kanun yolu şikâyeti niteliğindeki iddialarının açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi