Esas No: 2014/12960
Karar No: 2014/12960
Karar Tarihi: 16/11/2016
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ERGÜL OKULMUŞ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/12960) |
|
Karar Tarihi: 16/11/2016 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Akif
YILDIRIM |
Başvurucu |
: |
Ergül
OKULMUŞ |
Vekili |
: |
Av. Turan
ARAS |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, aynı davada yargılanan ve kimliği daha sonradan
ortaya çıkan sanığın gizli tanık olarak verdiği ifadelerin hükme esas alınması,
yeterli delil olmaksızın mahkûmiyete karar verilmesi ve Yargıtay ilamında
yeterli gerekçe gösterilmemesi nedenleriyle hakkaniyete uygun yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/7/2014 tarihinde İzmir 7. Ağır Ceza Mahkemesi
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde tespit edilen eksiklikler tamamlatılmış ve başvurunun
Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit
edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Birinci Komisyonunca 17/3/2015 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
4. Bölüm Başkanı tarafından 25/3/2016 tarihinde, başvurunun
kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar
verilmiştir.
5. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık tarafından herhangi bir görüş bildirilmemiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
6. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
7. "Kahraman" kod adlı tanık, C.O. isimli kişinin
öldürülmesi olayına ilişkin olarak 22/6/2011 tarihinde jandarma görevlilerine
ifade vermiştir. Tanık Kahraman, Bayram O.nun
kendisini telefonla arayarak göndereceği iki kişiye C.O.yu göstermesini
istediğini, bu kişiyi öldürmek istediğini anlayıp itiraz ettiğini fakat ısrar
etmesi üzerine isteğini kabul ettiğini, sonraki bir tarihte Kars"a gelen
kişilere C.O.nun buralarda olmadığını söylediğini,
bir hafta on gün sonra telefonla konuştuğu Bayram O.yu bu işe kendisini
karıştırmaması hususunda uyardığını, C.O.nun
öldürüldüğünü öğrendikten sonra Bayram O.yu aradığını, olayı sorduğunda
kendisine bu tür şeylerin telefonda konuşulamayacağını söylediğini
belirtmiştir.
8. Gizli tanığın alınan ek ifadesine göre tanık, yanına gelen
bir kişiye karşıdan geçmekte olan C.O.yu göstermiştir.
9. Aydın O. şüpheli olarak 22/6/2011 tarihinde Cumhuriyet
savcısına verdiği ifadesinde; okunan iletişimin tespiti tutanağındaki
görüşmelerde hayvan ve bal alışverişiyle ilgili konuşmalar yaptığını, C.O.nun öldürülmesine dair bir hususun konuşulmadığını
belirtmiştir.
10. Tanığın ifadesi doğrultusunda kamera kayıtları
incelenmiştir. Sonradan Aydın O. olduğu anlaşılan tanık, bu görüntüleri izlemiş
ve C.O.yu göstermesini isteyen kişiyi Fikret Ö. olarak teşhis etmiştir.
11. Fikret Ö.nün telefon kayıtlarının
araştırılması sonucunda bu kişinin başvurucu ve Süleyman H. ile irtibatlı
olduğu anlaşılmıştır.
12. Şüpheli Süleyman H. 17/9/2011 tarihinde yapılan sorgusunda,
hayvan alım satım işi için Fikret Ö.yle birlikte
Kars"a birkaç kez gittiklerini, en son seyahatlerinden dönüşte Fikret Ö.ye C.O.
ile Aydın O.yu nereden tanıdığını sorduğunu, Fikret Ö.nün
cevap olarak Ergül O.nun bir akrabasının ölümünden
sorumlu tuttuğu C.O.yu kendisine öldürtmek istediğini söylediğini, bu işten
vazgeçmesini Fikret Ö.den istediğini ve bu konuda
tartıştıklarını belirtmiştir. Süleyman H. ayrıca, verdiği sabit numaradan
sonraki bir tarihte Fikret Ö.yü aradığını ve ne
olduğunu sorduğunu, Fikret Ö.nün C.O.yu Ergül O.nun öldürdüğünü fakat kendisinin olaya karışmadığını
belirttiğini, Fikret Ö.nün devamında cep telefonunda
bu olayla ilgili ileri geri konuşmamasını ve değişik kelimelerle sormasını
istediğini ileri sürmüştür.
13. Şüpheli Bayram O. 20/9/2011 tarihinde Cumhuriyet savcısına
verdiği ifadesinde, gizli tanık Kahraman"ın ileri sürdüğünün aksine Aydın O.dan göndereceği iki kişiye C.O.yu göstermesini cinayet
amacıyla değil hayvan alım satımıyla ilgili olarak istediğini belirtmiştir.
Bayram O., C.O.nun kaynını
öldürdüğü ve bunun yanına kâr kalmayacağı şeklinde bir konuşma yapmadığını
belirtmiştir.
14. Şüpheli Fikret Ö. 13/10/2011 tarihli Cumhuriyet Savcılığı
ifadesinde; hayvan alım satım işiyle ilgili olarak Ergül O.nun
kendisini Bayram O.ya, bu kişinin de Aydın O.yayönlendirdiğini, Kars"a Süleyman H. ile birlikte
gittiklerini ve C.O. ile görüştüklerini söylemiştir. Fikret Ö. devamında;
sonraki bir tarihte tekrar Kars"a geldiğini, hayvan almak üzere C.O. ile
birlikte bir yere gittiklerini, olay yerine vardıklarında şahsın Kürtçe bir
şeyler söylediğini ve orada bulunan binanın arkasından da bir kişinin
belirdiğini, C.O.nun silah çıkartarak üzerindeki
paraları vermesini istediğini, o esnada gelen bir araba sesiyle şahsın
irkilmesi üzerine havaya ateş etmek üzere silahını çıkarttığını, C.O.nun eline sarılması üzerine silahın patladığını ve
şahsın yere düştüğünü belirtmiştir.
15. Başvurucu 13/10/2011 tarihte alınan ifadesinde, Bayram O.yu
arayarak daha önceden tanıdığı Fikret Ö.ye hayvan alım satımından yardımcı
olmasını istediğini, Fikret Ö.nün sonradan
akrabalarının yardım etmediğini söylediğini, telefon kayıtlarında yirmi defa
Fikret Ö. ile görüştüğü görülmekte ise de sadece dört beş kez bu kişiyi
aradığını, diğer görüşmeleri kendisine yardımcı olan ve Fikret Ö.yle ailecek görüşen Şahin isimli kişinin yapmış
olabileceğini, Süleyman H.nin ifadesinin aksine C.O.yla aralarında bir husumetin olmadığını ve suçlamaları
kabul etmediğini söylemiştir.
16. Yapılan sorgusunun ardından 13/10/2011 tarihinde
başvurucunun tutuklanmasına karar verilmiştir.
17. Kars Cumhuriyet Başsavcılığı 21/10/2011 tarihinde;
başvurucu, Fikret Ö., Bayram O., Süleyman H. ve Aydın O hakkında tasarlayarak
adam öldürme, bu suça azmettirme ve iştirak etme suçlarından iddianame
düzenlemiştir.
18. Kars Ağır Ceza Mahkemesi önünde görülen 1/12/2011 tarihli
celsede Aydın O. haricindeki sanıklar ile başvurucu dinlenmiştir. Sanıklar,
soruşturma aşamasında alınan beyanlarıyla benzer yönde ifade vermişlerdir.
19. Sanık Aydın O., 29/12/2011 tarihli celsede dinlenmiştir.
Aydın O.; Bayram O.nun hayvan alım satımında iki
kişiye yardımcı olması için kendisini aradığını, Süleyman H. ve Fikret Ö. ile
iki kez bu konuyla ilgili görüştüğünü, eşinin rahatsızlanmasının ardından
yardımcı olamayacağını bu kişilere söylediğini belirtmiştir. Tanık olarak
verdiği ifadesinin okunmak istenmesi üzerine Aydın O.nun
müdafii, sanığın gizli tanık sıfatıyla alınan
beyanının okunamayacağını ve delil olarak kullanılamayacağını ileri sürmüştür.
Okunan kolluk ifadesiyle ilgili olarak ise tutanaktaki gibi beyanda
bulunmadığını, bir görevlinin ölüm olayına karıştığına ilişkin dedikodu
olduğunu söylemesi üzerine karışmadığı bir olayla ilgili suçlanmaktan
korktuğunu, şeker rahatsızlığı nedeniyle okumadan tutanağı imzaladığını iddia
etmiştir. Bu duruşmada hazır bulunan başvurucu ve müdafii,
sanık Aydın O.nun okunan ve duruşmada alınan
ifadelerine dair herhangi bir beyanda bulunmamıştır. Mahkeme Başkanı, tanık
ifadesinin 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 48.
maddesinde düzenlenen ihtarat yapılmadan alındığını
belirtmiş; beyanların okunmasına muhalif kalmıştır.
20. Kars Ağır Ceza Mahkemesinin 18/9/2012 tarihli ve E.2011/261,
K.2012/236 sayılı kararıyla başvurucu, öldürmeye azmettirmekten ağırlaştırılmış
müebbet hapis cezasına mahkûm edilmiştir. Mahkeme; Aydın O.nun
gizli tanık olarak verdiği ifadesini, sanıkların savunmalarını, sanıklar
arasındaki telefon görüşmelerine ilişkin kayıtları, otopsi raporunu, sanık
Fikret Ö.den ele geçirilen silahın olayda
kullanıldığını ortaya koyan balistik raporunu dikkate alarak sanıklara atılı
suçun sübut bulduğunu kabul etmiştir. Otopsi raporunda maktulün başının
arkasından vurulduğu yönündeki tespit doğrultusunda sanık Fikret Ö.nün olayın meydana geliş şekline dair ifadesine itibar
etmemiştir.
21. Kararın ilgili kısımları aşağıdaki gibidir:
"C... O...un öldürülmesi için sanık Ergül
Okulmuş" unarkadaşı olan ... F... Ö...in yanına
gittiği, durumu F..."e anlattığı, F... Ö..."in C... O..."un öldürülmesini kabul
ettiği, ... B... O..."un sanık A... O..."u arayarak gönderdiği iki adama C..."i
göstermesini istediği, ... sanık A... O..."un ... sanıklar F... Ö...ve S... H..."a
maktül C..."i gösterdiği,sanık
A... O..."unmaktül C..."e sanıkları hayvan tüccarı
olarak tanıttığı,... sanık F... Ö..."in ... sakeigffasının
arka kısmından tek kurşun ile vurduğu tüm dosya kapsamından anlaşılmaktadır.
...
Sanık F... Ö..."in daha önce suç işleme yani maktül C... O..."u öldürme fikri olmadan Sanık E... O..."un
sanık F... Ö...i maktül C... O..."u öldürmesi
konusunda ikna ettiği[nden], sanığın bu eylemi ...
tasarlayarak kasten insan öldürme suçuna azmettirme olarak değerlendirilmiş;"
22. Başvurucu; bu kararı Aydın O.nun
hem gizli tanık hem de sanık olarak ifade verdiği, tanığın ifadesinin 5271
sayılı Kanun"un 48. ve 50. maddelerine aykırı biçimde alındığı, kovuşturma
aşamasında kimliğinin ortaya çıkması nedeniyle tanık sıfatıyla verilen beyanların
yok hükmünde olduğu, öldürme olayına azmettirdiğini gösteren somut delil
bulunmadığı gerekçeleriyle temyiz etmiştir.
23. Yargıtay 1. Ceza Dairesi, duruşmalı olarak yaptığı ve
başvurucu müdafiinin de hazır bulunduğu temyiz
incelemesinin ardından 24/6/2014 tarihli ve E.2014/1344, K.2014/3608 sayılı
ilamıyla kararı onamıştır. Yargıtay ilamında, Aydın O.nun
tanık olarak alınan ifadelerinin okunmasıyla ilgili aşağıdaki değerlendirmede
bulunulmuştur:
"1- Sanık Aydın O...’un
22.06.2011 saat 01.45’te “şüpheli” sıfatı ile Cumhuriyet Savcılığında müdafii huzurunda usulüne uygun bir biçimde alınan
ifadesinin ardından, aynı tarihte önce saat 03.15, ardından da saati
belirtilmeyen bir zamanda bu kez “tanık” sıfatı ile yine Cumhuriyet
Savcılığında müdafii bulunmadan ifadelerinin
alındığı, ancak “tanık” sıfatı ile alınan ifadelerinden önce, CMK’nın 48. maddesi uyarınca, kendisini ceza kovuşturmasına
uğratabilecek nitelikte olan sorulara cevap vermekten çekinebileceğine ilişkin
bildirimin yapılmadığı, soruşturma sırasında bu şekilde alınan ve hukuka aykırı
delil özelliği taşıyan ifadelerin, CMK’nın 206.
maddesi hükmü ihlal edilerek kovuşturma sırasında sanığa okunduğu, aynı zamanda
hükme de esas teşkil edecek deliler arasında gösterildiği anlaşılmış ise de;
HTSL raporları ve hukuka uygun olarak
iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına ilişkin karann
uygulanması sonucunda, sanıklar F... [Ö]... ve S... H... arasında tespit edilip
tutanağa bağlanan telefon görüşmeleri ile uyumluluk gösteren, diğer sanıklar
F... Ö..., Ergül Okulmuş, B... O...’un tevilli ikrar
niteliğindeki ifadeleri ile özellikle sanık S... H.’ın
tüm aşamalarda, oluşa ve dosya kapsamına uygun ifadeleri dikkate alınarak,
yazılı biçimde hükümler kurulmasında bir isabetsizlik görülmemiş,
Bu husus bozma nedeni yapılmamıştır."
24. Yargıtay ilamı 26/6/2014 tarihinde tefhim edilmiştir.
25. Başvurucu 25/07/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
26. 5271 sayılı Kanun"un 48. maddesinde, ifade alma işlemi
öncesinde kendisi ve yakınları hakkında ceza kovuşturması açılmasına yol
açabilecek nitelikteki sorulara cevap vermeme hakkı bulunduğunun tanığa
hatırlatılması gerektiği düzenlenmiştir.
27. 5271 sayılı Kanun"un 206. maddesinin (2) numaralı fıkrasının
(a) bendi uyarınca kanuna aykırı elde edilen delillerin mahkemelerce
reddedilmesi gerekmektedir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
28. Mahkemenin 16/11/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
29. Başvurucu; aynı davada sanık olan Aydın O.nun
gizli tanık sıfatıyla dinlenilmesinin hukuka aykırı olduğunu, bu kişinin
menfaat çatışması ya da suçlanma korkusuyla doğru ifade vermeme ihtimalinin
yüksek olduğunu, kimliğinin ortaya çıkması nedeniyle kovuşturma aşamasında
tanık olarak dinlenilemeyecek bu kişinin beyanlarının hukuki değer
taşımadığını, mahkûmiyet hükmünün Aydın O.nun gizli
tanık olarak verdiği ifadelere dayandırıldığını, yeterli nitelikte delil
bulunmamasına rağmen mahkûm edildiğini, temyiz aşamasında ileri sürdükleri
itirazların karşılanmadığını belirterek kanun önünde eşitlik ilkesinin, hak
arama özgürlüğünün, masumiyet karinesinin, kişi hürriyeti ve güvenliği ile
etkili başvuru haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
B. Değerlendirme
30. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun iddialarının hakkaniyete uygun
yargılanma hakkı kapsamında incelenmesi gerektiği değerlendirilmiştir.
31. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:
"Bireysel başvuruda,
kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz."
32. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı
fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:
"Mahkeme, … açıkça
dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir."
33. 6216 sayılı Kanun"un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasında
açıkça dayanaktan yoksun başvuruların Mahkemece kabul edilemezliğine karar
verilebileceği belirtilmiştir. Anayasa"nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında
ise açıkça dayanaktan yoksun başvurular kapsamında değerlendirilen kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği kurala bağlanmıştır.
34. Anılan kurallar uyarınca ilke olarak derece mahkemeleri
önünde dava konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ile derece
mahkemelerince uyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun esas yönünden adil olup
olmaması bireysel başvuru incelemesine konu olamaz. Bunun istisnası, derece mahkemelerinin
tespit ve sonuçlarının bariz takdir hatası veya açık keyfîlik
içermesi ve bu durumun kendiliğinden bireysel başvuru kapsamındaki hak ve
özgürlükleri ihlal etmiş olmasıdır. Bu çerçevede kanun yolu şikâyeti
niteliğindeki başvurular, derece mahkemesi kararları bariz takdir hatası veya
açık keyfîlik içermedikçe Anayasa Mahkemesince esas
yönünden incelenemez (Onur Gür,
B. No: 2012/828, 21/11/2013, § 21).
35. Belirli bir davaya ilişkin sunulan delilin geçerli olup
olmadığını ve delil sunma ve inceleme yöntemlerinin yasaya uygun olup
olmadığını denetlemek Anayasa Mahkemesinin görevi kapsamında olmayıp Mahkemenin
görevi, başvuru konusu yargılamanın bütünlüğü içinde adil olup olmadığını
değerlendirmektir (Muhittin Kaya ve Muhittin
Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd.
Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 27).
36. Başvurucu, sanık Aydın O.nun gizli
tanık sıfatıyla yaptığı beyanların delil olarak kullanılamayacağını ve
mahkûmiyetini haklı gösterecek yeterli delilin bulunmadığını ileri sürmüştür.
Dolayısıyla başvurucunun iddialarının özü, Derece Mahkemelerinin delilleri
değerlendirme ve yorumlamada isabet edemediğine; esas itibarıyla yargılamanın
sonucuna ilişkindir ve kanun yolu şikâyeti niteliğindedir.
37. Sanık Aydın O.nun gizli tanığın
kendisi olduğunu açıkladığı ve ilgili ifadenin okunduğu 29/12/2011 tarihli
duruşmaya başvurucu ve müdafii de katılmış ancak
herhangi bir itiraz dile getirmemişlerdir (bkz. § 19). Bu itibarla gizli tanık
ifadesinin okunmasına ve delil olarak kullanılmasına karşı çıkma olanağının
kovuşturma aşamasında başvurucuya tanındığı görülmektedir. Başvurucu, bu
husustaki itirazlarını temyiz dilekçesinde dile getirmiştir. Başvurucu, temyiz
aşamasında duruşma imkânından da yararlanmıştır. Yargıtay ilamında, ifadelerin
delil niteliğinde değerlendirilmesi ve usulüne uygun biçimde alınmaması
nedenleriyle duruşmada okunmasının ve karara esas alınmasının hatalı olduğu
kabul edilmiştir. Bununla birlikte dosyada mevcut diğer delillere dikkat
çekilerek anılan beyanların kullanılmasının hükmün bozulmasını gerektirmediği
sonucuna ulaşılmıştır (bkz. § 23).
38. Dolayısıyla "silahların eşitliği" ve
"çelişmeli yargılama" ilkelerine uygun biçimde aleyhindeki delillere
itiraz etmesine uygun olanakların başvurucuya sağlandığı anlaşılmaktadır.
39. Mahkemece; başvurucunun savunmasına, sanık Aydın O.nun gizli tanık olarak verdiği ifadesine, diğer
sanıkların ifadelerine, sanıklar arasındaki iletişim kayıtlarına, otopsi ve
balistik raporlarına dayanılarak karar verilmiştir(bkz. §§ 20, 21). Anılan
kararda tarafların iddia ve savunmaları, dosyaya sundukları deliller
değerlendirilerek ilgili hukuk kuralları da yorumlanmak suretiyle bir sonuca
ulaşılmıştır.
40. Somut olayda başvurucunun delillerini sunma ve delillerin
değerlendirilmesi konusunda farklı bir muameleye tabi tutulduğuna dair somut
bir olgu bulunmamakta olup mahkûmiyet hükmü, duruşmada başvurucu ve vekilinin
huzurunda tartışılmış delillere dayandırılmıştır. Yargıtay, sanık Aydın O.nun tanık sıfatıyla verdiği ifadesini hukuka aykırı delil
olarak değerlendirmiş; iletişimin tespiti, dinlenmesi ve kayda alınmasına
ilişkin kararın uygulanması sonucunda sanıklar F.Ö. ve S.H. arasında tespit
edilip tutanağa bağlanan telefon görüşmelerini, diğer sanıklar F.Ö., Ergül Okulmuş,
B.O.ve S.H.nın ifadelerini dikkate alarak bu hususu
makul gerekçelerle bozma sebebi yapmamıştır. Sonuç olarak delillerin
değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının uygulanmasında bariz takdir hatası
veya açık bir keyfîlik oluşturan bir bulguya
rastlanmamıştır.
41. Açıklanan nedenlerle başvurucunun kanun yolu şikâyeti
niteliğindeki iddialarının açıkça dayanaktan
yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Hakkaniyete uygun yargılanma hakkının ihlal edildiğine
ilişkin iddiaların açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
16/11/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.