Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2014/11771
Karar No: 2014/11771
Karar Tarihi: 16/11/2016

        Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

AHMET KIYMAZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/11771)

 

Karar Tarihi:16/11/2016

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Osman Alifeyyaz PAKSÜT

 

 

Recep KÖMÜRCÜ

 

 

Recai AKYEL

Raportör

:

Akif YILDIRIM

Başvurucu

:

Ahmet KIYMAZ

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, kovuşturmanın ertelenmesi yerine hükmün açıklanmasının geriye bırakılmasına (HAGB) karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 17/7/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. İkinci Bölüm İkinci Komisyonunca 31/12/2014 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu hakkında hakaret suçunu işlediğinden bahisle Çankırı Cumhuriyet Başsavcılığının 12/5/2009 tarih ve 2009/675 esas sayılı iddianamesi ile Çankırı Sulh Ceza Mahkemesine kamu davası açılmıştır.

6. Çankırı Sulh Ceza Mahkemesinin 15/1/2010 tarihli ve E.2009/383, K.2010/25 sayılı kararı ile başvurucunun beraatine karar verilmiştir.

7. Kararın katılan tarafından temyizi üzerine, Yargıtay 4. Ceza Dairesinin 30/1/2014 tarih ve E.2012/12487, K.2014/2703 sayılı ilamı ile "zincirleme hakaret ettiğinin anlaşılması karşısında, yerinde olmayan gerekçe ile beraat kararı verildiği" gerekçesiyle karar bozulmuştur. Bozma ilamında, başvurucunun hukuki durumunun yeniden değerlendirilmesi esnasında 2/7/2012 tarihli ve 6352 sayılı Yargı Hizmetlerinin Etkinleştirilmesi Amacıyla Bazı Kanunlarda Değişiklik Yapılması ve Basın Yayın Yoluyla İşlenen Suçlara İlişkin Dava ve Cezaların Ertelenmesi Hakkında Kanun açısından da bir değerlendirme yapılması zorunluluğuna yer verilmemiştir.

8. Bozma sonrası yapılan yargılama neticesinde, Çankırı Sulh Ceza Mahkemesinin 8/5/2014 tarihli ve E.2014/135, K.2014/333 sayılı kararı ile başvurucunun 1.860,00 TL adli para cezası ile cezalandırılmasına ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmiştir.

9. Karara başvurucunun müdafii tarafından itiraz edilmesi üzerine, Çankırı 1. Asliye Ceza Mahkemesinin 10/6/2014 tarihli ve 2014/182 Değişik İş sayılı kararı ile itiraz reddedilmiş ve karar kesinleşmiştir.

10. Anılan karar başvurucuya 20/6/2014 tarihinde tebliğ edilmiştir.

11. Başvurucu 17/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.

B. İlgili Hukuk

12. 4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun 231. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“(5) Sanığa yüklenen suçtan dolayı yapılan yargılama sonunda hükmolunan ceza, iki yıl veya daha az süreli hapis veya adlî para cezası ise; mahkemece, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilir. Uzlaşmaya ilişkin hükümler saklıdır. Hükmün açıklanmasının geri bırakılması, kurulan hükmün sanık hakkında bir hukukî sonuç doğurmamasını ifade eder.

(6) Hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilebilmesi için;

 a) Sanığın daha önce kasıtlı bir suçtan mahkûm olmamış bulunması,

 b) Mahkemece, sanığın kişilik özellikleri ile duruşmadaki tutum ve davranışları göz önünde bulundurularak yeniden suç işlemeyeceği hususunda kanaate varılması,

 c) Suçun işlenmesiyle mağdurun veya kamunun uğradığı zararın, aynen iade, suçtan önceki hale getirme veya tazmin suretiyle tamamen giderilmesi,

gerekir.(Ek cümle: 22/7/2010 - 6008/7 md.) Sanığın kabul etmemesi hâlinde, hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilmez.

 (...)

(12) Hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararına itiraz edilebilir.”

13. 26/9/2004 tarihli ve 5237 sayılı Türk Ceza Kanunu"nun 125. maddesinin (2) numaralı fıkrası.

IV. İNCELEME VE GEREKÇE

14. Mahkemenin 16/11/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

15. Başvurucu; suçun işlendiği tarihi kapsayan ve hükmün tesis edildiği tarihte yürürlükte olan 6352 sayılı Kanun"un geçici 1. maddesinde yer alan düzenlemelerin hakkında uygulanmadığını, Mahkemenin kovuşturmanın ertelenmesi kararı vermek yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verdiğini, beş yıl süre ile denetime tabi tutarak bu süre içinde kasıtlı bir suç işlemesi hâlinde hükmün açıklanacağını belirttiğini oysa lehe olan 6352 sayılı Kanun hükümleri uygulanmış olsaydı üç yıl denetime tabi tutulacak ve herhangi bir kasıtlı suçtan değil aynı suçu işlemesi hâlinde kovuşturmaya kaldığı yerden devam edileceğini, bu sebeplerle adil yargılanma hakkını ihlal edildiğini belirterek Anayasa"nın 36. ve 38. maddelerinde yer alan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş, yargılamanın yenilenmesini talep etmiştir.

B. Değerlendirme

16. HAGB, sanığa yüklenen suça ilişkin yargılama sonunda cezaya hükmedilmesi hâlinde hükmün açıklanmasının belirli koşulların gerçekleşmesine bağlı olarak ertelenmesi anlamına gelmektedir. Kanunda belirtilen koşulların gerçekleşmesine karşın sanığın kabul etmemesi hâlinde hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar verilemeyeceği 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasının son cümlesinde ifade edilmektedir (Ali Gürsoy, B. No: 2012/833, 26/3/2013, § 19).

17. HAGB kararı, yargılamayı hükümle sonuçlandıran bir karar niteliğinde olmayıp ceza yargılamasını sona erdiren düşme nedenlerinden biridir. 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (10) ve (11) numaralı fıkralarında belirtildiği üzere denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmediği takdirde açıklanması geri bırakılan hüküm ortadan kaldırılarak davanın düşmesine, denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmesi veya öngörülen yükümlüklere aykırı davranılması hâlinde hükmün açıklanmasına karar verilir (Ali Gürsoy, § 21).

18. 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (12) numaralı fıkrasında, HAGB kararına karşı itiraz kanun yoluna başvurulabileceği düzenlenmiştir. Bununla birlikte ancak denetim süresi içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmesi hâlinde hükmün açıklanmasıyla veya bu süre içinde kasıtlı yeni bir suç işlenmemesi hâlinde düşme kararıyla yargılama nihai olarak sona erdiğinde hüküm niteliği olan bu kararlara karşı kanun yolullarına başvurulabilir ve esasa ilişkin itirazlar bu aşamada ileri sürülebilir (Ali Gürsoy, § 22).

19. 5271 sayılı Kanun"un 231. maddesinin (6) numaralı fıkrasına göre sanık kabul etmediği takdirde HAGB kararı verilmez. Bu durumda ilk derece mahkemesince temyizi mümkün karar verilebilecektir. Başka bir deyişle haklarında HAGB kararı verilmesini kabul eden sanıklar, verilen kararın Yargıtayda yapılacak esas ve usul incelemesini talep etme hakkından vazgeçmişlerdir. Somut olayda başvurucu, yargılama sonunda hakkında HAGB kararı verilmesine rıza göstermiştir. Dolayısıyla başvurucu, söz konusukarar ile ortaya çıkan menfaatlerden yararlanmayı tercih etmiştir (benzer yöndeki Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi kararı için bkz. Adnan Erkuş/Türkiye, B. No: 61196/11, 4/12/2012, § 22).

20. Kovuşturmanın ertelenmesi kararı da uyuşmazlığın esasını çözmeyen ve başvurucunun iddiasının tersine bireyin suç işleyip işlemediğiyle ilişkili olmayan, Kanun’da öngörülen sürenin dolmasını müteakip açılan kamu davasının düşmesi sonucunu doğuran, usule ilişkin bir karardır(Mustafa Ersen Erkal, B. No: 2013/4770, 16/4/2015, § 31).

21. Somut olayda kovuşturmanın ertelenmesi kararı yerine hükmün açıklanmasının geri bırakılması kararı verilmesinin anayasal hakları ihlal ettiği iddiası, istinaf/temyiz incelemesinde ileri sürülebilecek niteliktedir. Diğer yandan, "kovuşturmanın ertelenmesi" kurumu ile "HAGB" kurumu arasında nitelik olarak fark bulunmadığı, bu kurumların her ikisinin de uyuşmazlığın esasını karara bağlamadığı ve nihai sonuç doğurmadığı anlaşılmaktadır.

21. Açıklanan nedenlerle başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 16/11/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi