Esas No: 2014/10750
Karar No: 2014/10750
Karar Tarihi: 16/11/2016
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
MEHMET FATİH ORTAÇ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/10750) |
|
Karar Tarihi: 16/11/2016 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz
PAKSÜT |
|
|
Recep KÖMÜRCÜ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Akif YILDIRIM |
Başvurucu |
: |
Mehmet Fatih ORTAÇ |
Vekili |
: |
Av. Mehmet GÜN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, kasten yaralama suçunun mağdurunun katılan sıfatıyla
yer aldığı ceza yargılamasında adil yargılanma hakkı kapsamında güvence altına
alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 30/6/2014 tarihinde Anayasa Mahkemesine doğrudan
yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi
neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. İkinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 27/1/2016 tarihinde,
başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar
verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
5. İzmir Cumhuriyet Başsavcılığının 21/9/2006 tarihli ve
E.2006/20323 sayılı iddianamesiyle sanığın başvurucuyu yaraladığı iddiasıyla
kamu davası açılmıştır.
6. İzmir 3. Sulh Ceza Mahkemesinin 20/1/2011 tarihli kararıyla
sanık hakkında kasten yaralama suçundan kurulan mahkûmiyet hükmü, Yargıtay 3.
Ceza Dairesinin 18/2/20014 tarihli kararıyla bozulmuştur.
7. Bozma sonrasında yapılan yargılama sonunda sanığın
başvurucuya (katılana) yönelik kasten yaralama suçunu işlediği kanaatine
varılarak mahkûmiyetine ve hükmün açıklanmasının geri bırakılmasına karar
verilmiştir.
8. Anılan karar, itiraz edilmeden 11/6/2014 tarihinde
kesinleşmiştir.
9. Başvurucu 30/6/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
10. Mahkemenin 16/11/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
11. Başvurucu, katılan sıfatıyla yer aldığı davada yargılamanın
uzun sürdüğünü, basit bir davanın bu kadar uzun sürmesinde kamu gücünün bu
konuda kusurlu olduğunu, bu sebeple Anayasa"nın 36. maddesinde güvece altına
alınan makul sürede yargılanma ihlal edildiğini ileri sürmüş; tazminat
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
12. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 45. maddesinin (1) numaralı
fıkrasına göre bireysel başvurunun incelenebilmesi için kamu gücü tarafından
ihlal edildiği iddia edilen hakkın Anayasa’da güvence altına alınmış olmasının
yanı sıra Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi (Sözleşme) ve Türkiye’nin taraf
olduğu Sözleşme"ye ek protokoller kapsamına da
girmesi gerekir. Anayasa ve Sözleşme’nin ortak koruma alanı dışında kalanhak ihlali iddiasını içeren başvurular bireysel
başvurunun kapsamında değildir (Onurhan Solmaz,
B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 18).
13. Sözleşme’nin 6. maddesinde adil yargılanmaya ilişkin
güvencelerin medeni hak ve yükümlülükler ile ilgili uyuşmazlıkların ve bir suç
isnadının esasının karara bağlanması esnasında geçerli olduğu belirtilerek
hakkın kapsamı bu konularla sınırlandırılmıştır. Dolayısıyla bahsedilen hâller
dışında kalan adil yargılanma hakkının ihlali iddiasına dayanan başvurular,
Anayasa ve Sözleşme kapsamı dışında kalacağından bireysel başvuruya konu
olamaz. Bir ceza davasında üçüncü kişilerin cezalandırılmasını talep eden
mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya katılan sıfatını haiz kişiler
Sözleşme’nin 6. maddesinin koruma alanı dışında kalmaktadır (Onurhan Solmaz, §§ 23, 24).
14. Bu kuralın istisnaları, ceza davasında medeni hak talebine
imkân veren bir sistemin benimsenmiş olması veya ceza davası sonucunda verilen
kararın hukuk davası açısından etkili ya da bağlayıcı olması hâlleridir (Perez/Fransa, B. No: 47287/99,12/2/2004, § 70).
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu’nun yürürlüğe girmesi
ile ceza muhakemesinde şahsi hak iddiasında bulunma imkânı ortadan kalkmıştır.
Bu nedenle bir ceza davasında mağdur, suçtan zarar gören, şikâyetçi veya
katılan sıfatını haiz kişilerin yargılamanın uzun sürmesine ilişkin ihlal
iddialarının adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmesi mümkün
değildir.
15. Somut olayda başvurunun adil yargılanma hakkı kapsamına
girmediği anlaşılmaktadır.
16. Açıklanan nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin konu
bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun konu bakımından
yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
16/11/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.