Abaküs Yazılım
Birinci Bölüm
Esas No: 2014/4570
Karar No: 2014/4570
Karar Tarihi: 17/11/2016

        Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

ALİ AKYÜZ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/4570)

 

Karar Tarihi: 17/11/2016

 

BİRİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Burhan ÜSTÜN

Üyeler

:

Nuri NECİPOĞLU

 

 

Kadir ÖZKAYA

 

 

Rıdvan GÜLEÇ

 

 

Yusuf Şevki HAKYEMEZ

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucu

:

Ali AKYÜZ

Vekili

:

Av. Hakan ERDEM

 

 

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davasında usul ve kanuna aykırı karar verilmesi nedeniyle adil yargılanma hakkının; Yargıtay ilamında esasa yönelik itirazların karşılanmaması nedeniyle de gerekçeli karar hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2. Başvuru 2/4/2014 tarihinde Ankara 4. Asliye Hukuk Mahkemesi vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.

3. Birinci Bölüm Üçüncü Komisyonunca 30/4/2015 tarihinde, başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

III. OLAY VE OLGULAR

A. Olaylar

4. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ve Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) aracılığıyla erişilen bilgi ve belgeler çerçevesinde ilgili olaylar özetle şöyledir:

5. Başvurucu, 18/1/2002 tarihinden itibaren Turhal Belediyesinde işçi olarak çalışmakta iken 24/10/2011 tarihi itibarıyla 13/2/2011 tarihli ve 6111 sayılı Kanun"un 166. maddesi uyarınca Sami Baklavacı Anadolu Lisesine nakledilmiş; başvurucu, iradesi dışında nakil işleminin gerçekleştiğini iddia ederek Turhal Asliye Hukuk Mahkemesinde (iş mahkemesi sıfatıyla)işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davası açmıştır.

6. Mahkeme, 18/6/2013 tarihli ve E.2012/228, K.2013/465 sayılı kararıyla davanın kısmen kabulüne karar vermiştir. Gerekçeli kararın ilgili kısmı şöyledir:

 "Bilirkişi raporları, sigorta dosyası, işyeri dosyası, bordrolar TİS."ler ve dosyaya toplanan tüm belge ve bilgilerin bir bütün olarak incelenmesinden; davacının davalı işverene ait işyerinde 18/01/2002 tarihinde çalışmaya başladığı, 24/10/2011 tarihi itibariyle6111 sayılı yasanın 166 maddesi gereğincedavacının norm fazlası olması nedeniyle başka bir kamu kurumuna naklen tayin suretiyle nakledilerek davalı iş yerindedavacının iş akdinin nakil nedeni ile sona erdirildiği, davacının iş akdinin gerçek anlamda fesih sonucunu doğurmayacağı, sözleşmenin feshedilmiş sayılmaması nedeniylenakil ile beraber davacının Turhal Belediye Başkanlığı nezdinde doğumu feshe bağlı kıdem ve yıllık izin ücreti gibi alacaklarının talep edebilmesinin mümkün bulunmadığı, usul ve yasaya uygun denetime elverişli yerinde yapılan inceleme sonucunda düzenlenen 08/03/2013 tarihli bilirkişi raporu dosya içerisinde mevcut bordrolar ve hesap ekstreleri ile mukayese edilmek suretiyle hükme esas alınarak neticededavacının davalıya ait iş yerindeki çalışmaları sonucunda 820,00 TL giyim yardımı alacağının bulunduğu, diğer taleplerine ilişkin alacakların bulunmadığı, bordroların bu hususu teyit ettiği, davacı vekilinin bu husustaki itirazlarının yerinde olmadığı anlaşılmış bu nedenlerle davanın kısmen kabul ile kısmen reddine dair aşağıdaki hüküm kurulmuştur."

7. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin 31/12/2013 tarihli ve E.2013/23870, K.2013/24111 sayılı ilamıyla onanmıştır. İlamın ilgili kısmı şu şekildedir:

"..

Davacı temyizi açısından:

Dosyadaki yazılara, hükmün Dairemizce de benimsenmiş bulunan yasal ve hukuksal gerekçeleriyle dayanağı maddi delillere ve özellikle bu delillerin takdirinde bir isabetsizlik görülmemesine göre, davacının yerinde bulunmayan tüm temyiz itirazlarının reddine,

..."

8. Onama ilamı 14/3/2014 tarihinde başvurucuya tebliğ edilmiş, 2/4/2014 tarihinde bireysel başvuruda bulunulmuştur.

B.İlgili Hukuk

9. 6111 sayılı Kanun"un 166. maddesinin ilgili kısımları şöyledir:

"...

(1) İl özel idarelerinin sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Karayolları Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadrolarına, belediyelerin (bağlı kuruluşları hariç) sürekli işçi kadrolarında çalışan ihtiyaç fazlası işçiler, Milli Eğitim Bakanlığı ve Emniyet Genel Müdürlüğünün taşra teşkilatındaki sürekli işçi kadroları ile sürekli işçi norm kadro dâhilinde olmak üzere ihtiyacı bulunan mahalli idarelere atanır.

...

(6) ...Devre konu işçiler bakımından devir tarihinden önce doğmuş ve devir tarihinde ödenmesi gereken borçlardan devralan kurum sorumlu tutulamaz.

..."

10. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun 271. maddesi şöyledir:

"(1) Listelere kaydedilmiş kişiler arasından görevlendirilmiş olan bilirkişilere, il adli yargı adalet komisyonu huzurunda, “Bilirkişilik görevimi sadakat ve özenle, bilim ve fenne uygun olarak, tarafsız ve objektif bir biçimde yerine getireceğime, namusum, şerefim ve kutsal saydığım bütün inanç ve değerlerim üzerine yemin ederim.” şeklindeki sözler, tekrarlattırılmak suretiyle yemin verdirilir. Bu bilirkişilere, görevlendirildikleri her dava veya işte ayrıca yemin verdirilmez; sadece görevlendirme yazısında, bilirkişilere önceden etmiş bulundukları yemine bağlı kalmak suretiyle oy ve görüş bildirmek zorunda oldukları hususu hatırlatılır.

(2)Listelere kaydedilmemiş olan kişiler arasından bilirkişiler görevlendirilmişse, kendilerine, görevlendiren mahkemece, huzurda, göreve başlamadan önce, birinci fıkrada belirtilen şekilde yemin verdirilir. Yemine ilişkin tutanak, hâkim, zabıt kâtibi ve bilirkişi tarafından imzalanır."

.

11. 6100 sayılı Kanun"un 272. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"(1) Hâkimler hakkındaki yasaklılık ve ret sebepleriyle ilgili kurallar, bilirkişiler bakımından da uygulanır.

...

(3) Ret sebeplerinden birinin bilirkişinin şahsında gerçekleşmesi hâlinde taraflar, bilirkişinin reddini talep edebileceği gibi, bilirkişi de kendisini reddedebilir....

..."

IV.İNCELEME VE GEREKÇE

12. Mahkemenin 17/11/2016 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

A. Başvurucunun İddiaları

13. Başvurucu, Turhal Belediyesinde işçi olarak çalışmakta iken rızası alınmadan Millî Eğitim Bakanlığına naklinin yapıldığını, yapılan naklin feshin hukuki sonuçlarını doğurduğunu, Mahkemenin hukuki ve maddi vakıalara yönelik değerlendirmesinin yanlış olduğunu, bilirkişinin Belediyeden emekli olduğunu ve emekli maaşı aldığını, bu nedenle yargılamada tarafsız ve objektif davranamayacağını, raporda yer alan hukuki değerlendirmelerin de yanlış olduğunu, ayrıca bilirkişinin görme engelli olduğunu, dava dosyasını inceleme hususunda bilirkişiyeyardımcı olan kişiye yemin verdirilmesi gerektiği hâlde bu işlemin yerine getirilmediğini, dinlenen yeminli tanık beyanlarına ne bilirkişi raporunda ne de Mahkeme kararında yer verildiğini, Yargıtayın onama kararının gerekçesiz olduğunu belirterek Anayasa’nın 2., 10., 17. ve 36. maddelerinde güvence altına alınan haklarının ihlal edildiğini ileri sürmüş; yeniden yargılama ve tazminat talebinde bulunmuştur.

B. Değerlendirme

14. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi takdir eder (Tahir Canan, B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16).Başvurucunun, Anayasa"nın 2., 10. ve 17. maddelerinde düzenlenen haklarının ihlal edildiği iddiasının Anayasa"nın 36. maddesi kapsamında incelenmesi uygun görülmüştür. Buna göre başvuru, gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddia ve yargılamanın sonucunun adil olmadığına ilişkin iddia başlıkları altında incelenmiştir.

1. Gerekçeli Karar Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia

15. Başvurucu, Yargıtay kararının ileri sürdüğü iddia ve dosyadaki maddi olguları karşılayacak nitelikte olmadığını belirterek gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

16. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması, kanun yoluna başvurma olanağını etkili kullanabilmek ve mahkemelere güveni sağlamak açısından hem tarafların hem kamunun menfaatini ilgilendirmekte olup kararın gerekçesi hakkında bilgi sahibi olunmaması, kanun yoluna müracaat imkânını da işlevsiz hâle getirecektir. Bu nedenle mahkeme kararlarının dayanaklarının yeteri kadar açık bir biçimde gösterilmesi zorunludur (Tahir Gökatalay, B. No: 2013/1780, 20/3/2014, § 66).

17. Mahkeme kararlarının gerekçeli olması adil yargılanma hakkının unsurlarından biri olmakla beraber bu hak, yargılamada ileri sürülen her türlü iddia ve savunmaya ayrıntılı şekilde yanıt verilmesi gerektiği şeklinde anlaşılamaz. Bu nedenle gerekçe gösterme zorunluluğunun kapsamı kararın niteliğine göre değişebilir. Bununla birlikte başvurucunun ayrı ve açık bir yanıt verilmesini gerektiren usul veya esasa dair iddialarının cevapsız bırakılmış olması bir hak ihlaline neden olacaktır. Bunun yanı sıra kanun yolu mahkemelerince verilen karar gerekçelerinin ayrıntılı olmaması da her zaman bu hakkın ihlal edildiği şeklinde yorumlanmamalıdır. Kanun yolu mahkemelerince verilen bu tür kararların ilk derece mahkemesi kararlarında yer verilen gerekçelerin kabul edilmiş olduğu şeklinde yorumlanması uygun olupbu durumda üst dereceli mahkeme tarafından önceki mahkeme kararının gerekçesinin benimsendiği kabul edilmelidir (Muhittin Kaya ve Muhittin Kaya İnşaat Taahhüt Madencilik Gıda Turizm Pazarlama Sanayi ve Ticaret Ltd. Şti., B. No: 2013/1213, 4/12/2013, § 26).

18. Somut başvuru açısından ilk Derece Mahkemesinin tarafların iddiasına, savunmasına ve toplanan delillere göre yaptığı değerlendirme sonucu yeterli gerekçe ile verdiği kısmen kabul, kısmen ret kararına karşı Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin Mahkemenin gerekçesine atıf yapmak suretiyle onama kararı verdiği anlaşılmıştır (bkz. §§ 6, 7). Bu nedenle Yargıtay kararının gerekçesiz olduğundan bahsedilemez.

19. Başvurucunun gerekçeli karar hakkına yönelik bir ihlalin olmadığının açık olduğu anlaşıldığından başvurunun bu kısmının da diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

2. Yargılamanın Sonucunun Adil Olmadığına İlişkin İddia

20. Başvurucu, yasal bir zorunluluk olmadığı hâlde Turhal Belediyesinin tek yanlı iradesi ile atama işleminin uygulandığını, Kanun"a göre rıza alınmadan yapılan atamaların feshin hukuki sonuçlarını doğuracağını, hükme esas alınan raporu düzenleyen bilirkişinin tarafsız olmadığını, raporunun denetime elverişli olmadığını, dosyadaki delillere göre iddiasını ispatladığı hâlde davanın reddine karar verildiğini, bu açıdan kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.

21. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrası şöyledir:

“Bireysel başvuruda, kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

22. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 49. maddesinin (6) numaralı fıkrası şöyledir:

“Bölümlerce kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlarda inceleme yapılamaz.”

23. 6216 sayılı Kanun’un 48. maddesinin (2) numaralı fıkrasının ilgili kısmı şöyledir:

“Mahkeme, ... açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verebilir.”

24. Anılan Anayasa ve Kanun hükümleri ile kanun yolunda gözetilmesi gereken hususların bireysel başvuruda incelenemeyeceği ve bu çerçevede Anayasa Mahkemesince açıkça dayanaktan yoksun başvuruların kabul edilemezliğine karar verilebileceği hükme bağlanmıştır. Bir anayasal hakkın ihlali iddiasını içermeyen, yalnızca derece mahkemelerinin kararlarının yeniden incelenmesi talep edilen başvuruların açıkça dayanaktan yoksun ve Anayasa ve Kanun tarafından Anayasa Mahkemesinin yetkisi dışında bırakılan hususlara ilişkin olduğu açıktır (Miraş Mümessillik İnş. Taah. Reklam. Paz. Yay. San. Tic. A.Ş., B. No: 2012/1056, 16/4/2013, § 34).

25. Anayasa Mahkemesinin bireysel başvurular için benimsediği temel yaklaşım doğrultusunda kural olarak bireysel başvuruya konu davadaki olayların kanıtlanması, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması, yargılama sırasında delillerin kabul edilebilirliği ve değerlendirilmesi ile kişisel bir uyuşmazlığa derece mahkemeleri tarafından getirilen çözümün esas yönünden adil olup olmaması bireysel başvuru incelemesinde değerlendirmeye tabi tutulamaz. Anayasa"da yer alan hak ve özgürlükler ihlal edilmediği sürece ve derece mahkemelerinin kararları açık bir keyfîlik içermedikçe kararlardaki maddi ve hukuki hatalar bireysel başvuru incelemesinde ele alınamaz. Bu çerçevede derece mahkemelerinin delilleri değerlendirmesinde ve hukuk kuralını yorumlamasında bariz takdir hatası bulunmadıkça Anayasa Mahkemesinin bu takdire müdahalesi söz konusu olamaz (Kenan Özteriş, B. No: 2012/989, 19/12/2013, § 48).

26. Başvurucunun Turhal Asliye Hukuk Mahkemesine açtığı işçilik alacağından kaynaklanan tazminat davasında Mahkeme; bilirkişi raporları, sigorta dosyası, iş yeri dosyası, bordrolar, Toplu İş Sözleşmesi ve tüm belgelere göre davacının davalı işverene ait iş yerinde 18/1/2002 tarihinde çalışmaya başladığını, 24/10/2011 tarihi itibarıyla6111 sayılı Kanun"un 166. maddesi gereğince norm fazlası olması nedeniyle başka bir kamu kurumuna naklen tayin suretiyle nakledilerek davalı iş yerindeki iş akdinin sona erdirildiğini, davacının iş akdinin gerçek anlamda fesih sonucunu doğurmayacağını, sözleşmenin feshedilmiş sayılmaması nedeniyle nakil ile beraber davacının Turhal Belediye Başkanlığı nezdinde doğumu feshe bağlı kıdem ve yıllık izin ücreti gibi alacaklarını talep edebilmesinin mümkün bulunmadığını, denetime elverişli 8/3/2013 tarihli bilirkişi raporu, dosya içinde mevcut bordrolar ve hesap ekstrelerine göre davacının davalıya ait iş yerindeki çalışmaları sonucunda 820 TL giyim yardımı alacağının bulunduğunu, diğer taleplerine ilişkin alacak hakkının bulunmadığını, bordroların bu hususu teyit ettiğini, davacı vekilinin bu husustaki itirazlarının yerinde olmadığını belirterek davanın kısmen kabulüne karar verdiği, Mahkeme kararına atıfta bulunmak suretiyle Yargıtay 7. Hukuk Dairesinin hükmü onadığı anlaşılmıştır.

27. Mahkemenin, tarafların iddia ve savunmaları, resmî kayıtlar ve bilirkişi raporlarını gözönünde bulundurarak 6111 sayılı Kanun"un 166. maddesindeki hükmü yorumlamak suretiyle verdiği kısmen kabul, kısmen ret kararındaki gerekçeler ve başvurucunun iddiaları incelendiğinde iddiaların özünün Mahkeme tarafından delillerin değerlendirilmesinde ve hukuk kurallarının yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu; Anayasa Mahkemesinin, Derece Mahkemelerinin hukuk kurallarının olay ve olgulara uygulanması sırasındaki takdirine müdahale etmesi, kendisini onların yerine koyarak değerlendirme yapmasının mümkün olmadığı, bu açıdan başvurucuların ileri sürdüğü iddiaların Anayasa Mahkemesinin değerlendirme yetkisi dışında kalan hususlara ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.

28. Bunun yanında başvurucunun; bilirkişinin Belediyeden emekli olduğu ve maaş almaya devam ettiği bu yüzden tarafsızlığını yitirdiği, yine görme engelli olması nedeniyle yardımcısınında yemininin alınması gerektiği hâlde bu eksikliklerin giderilmediğine ilişkin iddialarının bilirkişi raporunun hatalı olması hususuna yönelik olduğu, başvurucunun yargılama sırasında rapora ilişkin itirazlarını ileri sürdüğü, Mahkemenin bu itirazları da dikkate alarak diğer delillerle birlikte karar verdiği dolayısıyla bu iddiaların da delillerin değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması kapsamında kalan hususlara ilişkin olduğu sonucuna ulaşılmıştır.

29. Açıklanan nedenlerle başvurucunun belirtilen iddialarının kanun yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin olduğu, Derece Mahkemesi kararlarının açık bir keyfîlik veya bariz takdir hatası da içermediği anlaşıldığından başvurunun bu kısmının diğer kabul edilebilirlik şartları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.

V. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. 1.Gerekçeli karar hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

2. Yargılamanın sonucunun adil olmadığına ilişkin iddianın açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,

B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA 17/11/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi