Esas No: 2014/11776
Karar No: 2014/11776
Karar Tarihi: 7/12/2016
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
İBRAHİM YEKLİTAŞ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/11776) |
|
Karar Tarihi: 7/12/2016 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör Yrd. |
: |
İsmail Emrah
PERDECİOĞLU |
Başvurucu |
: |
İbrahim
YEKLİTAŞ |
Vekili |
: |
Av. Ferdil GÖÇMEN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, iş mahkemesinde görülen alacak davasında yargılama
makamlarınca hatalı değerlendirmeler yapılması ve yargılamanın makul sürede
sonuçlanmaması nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlali iddialarına
ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/7/2014 tarihinde
yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından, başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucu tarafından 16/9/2008
tarihinde Bakırköy 6. İş Mahkemesinde işçi ve işeveren
ilişkisinden kaynaklanan alacak davasında başvurucu, davalı işyerinde
çalışmakta iken kendisine işin bittiğinin bildirilerek iş akdinin feshedilmesi
üzerine yasal haklarının ödenmesini istediğini ancak davalı şirketinhiçbir
ödeme yapmadığını, bu durum karşısında Bakırköy 4. İş Mahkemesinin 2006/2417
esas sayılı dosyası ile işe iade davası açtığını, yargılama sonunda feshin
geçersizliğine ve işe iadesine karar verildiğini kararın Yargıtayca
onanarak kesinleştiğini ancak işe iadenin yapılmadığını belirterek işe
başlatmama tazminatı ve ilave bir kısım işçilik alacağının davalıdan tahsiline
karar verilmesini talep etmiştir.
9. Yargılama kapsamında tarafların tanıkları dinlenmiş,
bilirkişi raporu ve ek rapor aldırılmış, yapılan değerlendirme sonucu 23/3/2011 tarihli karar ile davanın kısmen kabulüne
hükmedilmiş, karar Yargıtay 22. Hukuk Dairesinin 16/10/2012 tarihli ilamı ile
bozulmuştur. Bozma ilamının ilgili kısımları şöyledir:
"...
Bu
nedenlerle, işçinin süresi içinde işe iade yönünde başvurusunun ardından,
işverenin daveti üzerine işe başlamamış olması halinde, işçinin gerçek amacının
işe başlamak olmadığı kabul edilmelidir. Başka bir anlatımla, işçi işverene hiç
başvurmamış gibi sonuca gidilmelidir. Bu durumdaişverence
yapılan fesih, 4857 sayılı Kanun"un21/5. maddesine göre geçerli bir feshin
sonuçlarını doğurur. Bunun sonucu olarak da, işe iade davasında karara bağlanan
işe başlatmama tazminatı, boşta geçen süreye ait ücret alacağı talebi mümkün
olmaz.
Mahkemece, bu maddi ve hukuki olgular dikkate
alınmaksızın davacının boşta geçen süreye ait fark ücret, işe başlatmama
tazminatı alacağının kabulünekarar verilmesi usul ve
kanuna aykırı olup bozma sebebidir.
...
Kabule göre, dosya içerisinde bulunan ve hükme esas
alınan bilirkişi raporunda hesaplamaya esas ücrete ve hesaplama şekline göre
tespit edilen işçilik alacakların miktarlarına yargılama aşamasında davalı vekilitarafındanitirazdabulunulmuşolup, mahkemece bu itiraz
karşılanmamıştır. Dosya içerisinde bulunan30.05.2005
tarihli personel hareket formu içeriğine göre davacının ücretinin 1.750 USD
olarak belirlenmesine ilişkin genel müdür imzalı fotokopi evrakına karşı davalı
yandan diyecekleri sorularakücrete yönelik somut
itiraz karşılanmak üzereyeniden rapor alınarak bir
karar verilmelidir.
...
Mahkemece davalınınitirazı
kapsamında yeniden bilirkişiraporu alınmalıve taraflardan rapora karşı diyecekleri sorularak
bu yönde usulüişlemler tamamlandıktan sonra birkarar verilmelidir. Eksikincelemeyle
hüküm kurulmasıhatalı olupkararın
bu yönden debozulması gerekmiştir.
..."
10. Bozma ilamı doğrultusunda yeniden yapılan yargılama
kapsamında tarafların tanıkları dinlenmiş, bilirkişi raporu ve ek rapor
aldırılmış, Bakırköy 6. İş Mahkemesinin 19/12/2013
tarihli kararı ile dava kısmen kabul edilmiş, bu karar Yargıtay 22. Hukuk
Dairesince 8/4/2014 tarihinde onanmış ve yargılama sona ermiştir.
11. Onama ilamı başvurucuya 5/6/2014
tarihinde tebliğ edilmiş, başvurucu 7/7/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
12. Mahkemenin 7/12/2016 tarihinde
yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
13. Başvurucu makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini
ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
14. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir neden de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
15. Medeni hak ve yükümlülüklere ilişkin olan iş mahkemelerinde
açılan davalarda yargılama süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi
olarak uyuşmazlığı karara bağlayacak davanın açıldığı tarih; sürenin sona
erdiği tarih olarak yargılamanın sona erdiği (Nesrin
Kılıç, B. No: 2013/772, 7/11/2013 § 69),
yargılaması devam eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre
şikâyetiyle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Mehmet Salih Ayyıldız, B. No: 2012/397,
17/11/2014, § 25).
16. İş mahkemelerinde görülen davalarda yargılama süresinin
makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın karmaşıklığı ve kaç
dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama sürecindeki tutumu
ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki menfaatinin
niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Nesrin
Kılıç, §§ 57, 58).
17. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 5 yıl 7 aylık
yargılama süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
18. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
19. Başvurucu, iş mahkemesinde açtığı alacak davasında yargılama
makamlarınca hatalı değerlendirmeler yapıldığını bunun sonucunda işe başlatmama
tazminatına ve ücret alacağına hükmedilmediğini, diğer alacaklarına ise eksik
hesaplama yapılarak hükmedildiğini, bu çerçevede yargılamanın adil bir tatmin
sağlamadığını belirterek mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
20. Başvurucu mülkiyet hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşse
de mülkiyet hakkının ihlali iddiası, başvurucuya ait bir mülkün varlığı
bireysel başvuruya konu edilen alacak davası süreci sonucuna bağlı bir husus
olduğundan, adil yargılanma hakkı kapsamında değerlendirilmiştir.
21. Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucu tarafından yapılan
hukuki nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini
kendisi takdir eder (Tahir Canan,
B. No: 2012/969, 18/9/2013, § 16). Bu kapsamda
başvurucunun şikâyetlerinin özünün Derece Mahkemeleri tarafından delillerin
değerlendirilmesinde ve yorumlanmasında isabet olmadığına ve esas itibarıyla
yargılamanın sonucuna ilişkin olduğu anlaşılmaktadır.Dolayısıyla
başvurucunun ihlal iddiasının, adil yargılanma hakkı kapsamında yargılamanın
sonucunun adil olmadığı yönünden incelenmesi uygun görülmüştür.
22. Anayasa’nın 148. maddesinin dördüncü fıkrasında, kanun
yolunda gözetilmesi gereken hususlara ilişkin şikâyetlerin bireysel başvuruda
incelenemeyeceği belirtilmiştir. Bu kapsamda ilke olarak mahkemeler önünde dava
konusu yapılmış maddi olay ve olguların kanıtlanması, delillerin
değerlendirilmesi, hukuk kurallarının yorumlanması ve uygulanması ileuyuşmazlıkla ilgili varılan sonucun adil olup olmaması
bireysel başvurukonusu olamaz. Ancak bireysel başvuru
kapsamındaki hak ve özgürlüklere müdahale teşkil eden, bariz takdir hatası veya
açık keyfîlik içeren tespit ve sonuçlar bu kapsamda
değildir (Ahmet Sağlam, B. No:
2013/3351, 18/9/2013, § 42).
23. Başvurucu tarafından ileri sürülen şikâyetlerin yukarıda
belirtilen içtihat kapsamında kanun yolu şikâyeti niteliğinde olduğu
anlaşılmaktadır.
24. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının, diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
25. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı
Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un 50.
maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
26. Başvurucu maddi ve manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
27. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
28. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucuya net 6.500 TL manevi tazminat ödenmesine karar
verilmesi gerekir.
29. Anayasa Mahkemesinin maddi tazminata hükmedebilmesi için
başvurucunun uğradığını iddia ettiği maddi zarar ile tespit edilen ihlal
arasında illiyet bağı bulunmalıdır. Başvurucunun bu konuda herhangi bir belge
sunmamış olması nedeniyle maddi tazminat talebinin reddine karar verilmesi
gerekir.
30. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının açıkça dayanaktan yoksunolmaları
nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul süre
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Başvurucuya net 6.500 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE,tazminata
ilişkin diğer taleplerin REDDİNE,
D. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
F. Kararın bir örneğinin Bakırköy 6. İş Mahkemesine (E.2013/19,
K.2013/699) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 7/12/2016 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.