Esas No: 2014/4770
Karar No: 2014/4770
Karar Tarihi: 23/2/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ELİF ÖZER VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/4770) |
|
Karar Tarihi: 23/2/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör Yrd. |
: |
Ceren Sedef EREN |
Başvurucular |
: |
1. Elif ÖZER |
|
|
2. Emine TEKİN |
|
|
3. Esma ÖZER UYAN |
|
|
4. Fahrettin ÖZER |
|
|
5. Faruk ÖZER |
|
|
6. Fatma AKIN |
|
|
7. Fehime ÖZER |
|
|
8. Hatice ÖZER |
|
|
9. İzzet ÖZER |
|
|
10. Mehmet Halis ÖZER |
|
|
11. Mehmet Sebih
ÖZER |
|
|
12. Muhammed ÖZER |
|
|
13. Zehra ÖZER |
Vekili |
: |
Av. Arzu PAMUKÇU YÖRDEM |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, makul sürede yargılanma hakkı ve bağlantılı olarak
eşitlik ilkesi ile savunma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 7/4/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucular Elif Özer, Emine Tekin, Hatice Özer, Faruk Özer,
Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih Özer"in murisi
İrfan Özer ile başvurucular Esma Özer Uyan, Fahrettin Özer, Fatma Akın, Fehime
Özer, İzzet Özer, Muhammed Özer ve Zehra Özer"in murisi Mahmut Nedim Özer
aleyhine 16/4/1971 tarihinde Diyarbakır Kadastro Mahkemesinde (Mahkeme)
kadastro tespitine itiraz davası açılmış olup Mahkemece verilen kararların
müteaddit kereler Yargıtayca bozulması üzerine dava
yerel Mahkeme aşamasında derdest durumdadır.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
9. Mahkemenin 23/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
10. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle makul sürede
yargılanma, mülkiyet, özel hayatın gizliliği ve etkili başvuru haklarının,
beyanlarının Mahkemece dikkate alınmaması nedeniyle savunma haklarının ve
benzer nitelikteki davalar makul sürede sonlandırılırken kendi davalarının
makul süreyi aşması nedeniyle eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri
sürmüşlerdir.
A. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
1. Mahmut Nedim Özer"in
Mirasçıları Yönünden
11. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 46. maddesine göre Anayasa
Mahkemesine bireysel başvuruda bulunulması için başvuruya konu edilen ve ihlale
yol açtığı ileri sürülen kamusal eylem veya işlemden başvurucunun "kişisel
olarak" ve "doğrudan" etkilenmiş olması gerekir (Onur Doğanay, B. No: 2013/1977, 9/1/2014,
§§ 42-45).
12. Başvuru formunda her ne kadar diğer başvurucuların murisi
İrfan Özer"in, engelli kardeşi Mahmut Nedim Özer adına kadastro tespitine
itirazda bulunduğu ve bu suretle Mahmut Nedim Özer"in de şikâyet konusu davanın
tarafı olduğu ileri sürülmüşse de söz konusu durumun başvuruya dayanak olarak
gösterilen belgelerden teyit edilemediği; ayrıca, muris Mahmut Nedim Özer"in ve
dolayısıyla mirasçısı olan başvurucuların başvuru konusudavada
taraf sıfatlarının bulunmadığı, bu sebeple muris Mahmut Nedim Özer"in mirasçısı
olan başvurucular Esma Özer Uyan, Fahrettin Özer, Fatma Akın, Fehime Özer,
İzzet Özer, Muhammed Özer ve Zehra Özer"in ihlale neden olduğunu ileri
sürdükleri kamusal işlem veya eylemden kişisel olarak etkilenmedikleri
anlaşılmaktadır.
13. Açıklanan nedenlerle başvurunun, başvurucular Esma Özer
Uyan, Fahrettin Özer, Fatma Akın, Fehime Özer, İzzet Özer, Muhammed Özer ve
Zehra Özer yönünden diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından
incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Diğer Başvurucular Yönünden
a. Savunma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
14. Bireysel başvuru yolunun ikincil niteliği gereği Anayasa
Mahkemesine başvuruda bulunabilmek için öncelikle olağan kanun yollarının
tüketilmesi zorunludur. Başvurucunun, bireysel başvuru konusu şikâyetini
öncelikle ve süresinde yetkili idari ve yargısal mercilere usulüne uygun olarak
iletmesi, bu konuda sahip olduğu bilgi ve delilleri zamanında bu makamlara
sunması ve bu süreçte dava ve başvurusunu takip etmek için gerekli özeni
göstermiş olması gerekir (İsmail Buğra İşlek,
B. No: 2013/1177, 26/3/2013, § 17).
15. Somut olayda başvurucuların, beyanlarının Mahkemece dikkate
alınmaması nedeniyle savunma haklarının ihlal edildiğini ileri sürdükleri
başvuru konusu davanın yerel Mahkeme aşamasında derdest olduğu, dolayısıyla
başvurucuların anılan ihlal iddiası yönünden hukuk sisteminde mevcut idari ve
yargısal yolları tüketmeksizin bireysel başvuruda bulunduğu anlaşılmaktadır.
16. Açıklanan nedenlerle başvurunun, savunma hakkının ihlal
edildiği iddiası yönünden diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından
incelenmeksizin başvuru yollarının
tüketilmemesi nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi
gerekir.
b. Eşitlik İlkesinin İhlal Edildiğine İlişkin
İddia
17. Anayasa"nın 10. maddesinde düzenlenen eşitlik ilkesi ve
Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi"nin (Sözleşme) 14. maddesinde düzenlenen
ayrımcılık yasağının ihlal edildiğine yönelik iddiaların soyut olarak
değerlendirilmesi mümkün olmayıp mutlaka Anayasa ve Sözleşme kapsamında yer
alan diğer temel hak ve özgürlüklerle bağlantılı olarak ele alınması gerekir (Onurhan Solmaz, B. No: 2012/1049, 26/3/2013, § 33).
18. Ayrımcılık iddiasının incelenebilmesi için başvurucunun,
kendisiyle benzer durumdaki kişilere yönelik farklı uygulamaların meşru bir
temeli olmaksızın ırk, renk, cinsiyet, din, dil vb. ayrımcı bir nedene
dayandığını makul delillerle ortaya koyması gerekir (Adnan Oktar (3), B. No: 2013/1123, 2/10/2013, § 50).
19. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkıyla bağlantılı
olarak eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri süren başvurucular, kendilerine
hangi nedenle ayrımcılık yapıldığına ilişkin olarak ise herhangi bir beyanda
bulunmamışlardır. Dolayısıyla başvurucular tarafından ileri sürülen iddiaların
kanıtlanamadığı sonucuna ulaşılmıştır.
20. Açıklanan nedenlerle başvurunun, eşitlik ilkesinin ihlal
edildiği iddiası yönünden diğer kabul edilebilirlik koşulları bakımından
incelenmeksizin açıkça dayanaktan yoksun
olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
c. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal
Edildiğine ilişkin İddia
21. BaşvurucularElif Özer, Emine
Tekin, Hatice Özer, Faruk Özer, Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih
Özer yönünden açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar
verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
B. Esas Yönünden
22. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
23. Başvuruya konu dava, başvurucuların murislerinden intikalle
takip etmekte oldukları bir uyuşmazlık olup bu yönüyle makul süre
değerlendirmesi bakımından dikkate alınacak sürenin başlangıç anı, mirasçının
yargılamaya katıldığı an değil somut olayda muris açısından değerlendirmeye
esas alınan sürenin başlangıç anıdır (Gülseren
Gürdal ve diğerleri, B. No: 2013/1115, 5/12/2013, § 51).
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
25. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda yaklaşık 46 yıllık yargılama
süresinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
26. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
27. Başvurucular, uzun süren yargılama nedeniyle mülkiyet, özel
hayatın gizliliği ve etkili başvuru haklarının da ihlal edildiğini iddia
etmişlerse de başvurucuların makul sürede yargılanma haklarının ihlal edildiği
yönünde yukarıda yer verilen tespitler ışığında, diğer haklarının ihlal
edildiği yönündeki iddialarının ayrıca değerlendirilmesine gerek görülmemiştir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
28. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
29. Başvurucular, manevi tazminat talebinde bulunmuşlardır.
30. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
31. İhlal tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları
karşılığında başvurucularElif Özer, Emine Tekin,
Hatice Özer, Faruk Özer, Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih
Özer"e ayrı ayrı net 4.350 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi
gerekir.
32. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderininbaşvurucularElif
Özer, Emine Tekin, Hatice Özer, Faruk Özer, Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih Özer"e müştereken ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurucular Esma Özer Uyan, Fahrettin Özer, Fatma Akın,
Fehime Özer, İzzet Özer, Muhammed Özer ve Zehra Özer yönünden başvurunun kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL
EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. 1. Başvurucular Elif Özer, Emine Tekin, Hatice Özer, Faruk
Özer, Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih Özer yönünden
başvurunun makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin kısmının
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Savunma hakkının ihlal
edildiği iddiasına ilişkin kısmının başvuru
yollarının tüketilmemesi nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
3. Eşitlik ilkesinin
ihlal edildiği iddiasına ilişkin kısmının açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
C. Başvurucular Elif Özer, Emine Tekin, Hatice Özer, Faruk Özer,
Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih Özer"in Anayasa’nın
36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma hakkının İHLAL
EDİLDİĞİNE,
D. BaşvurucularElif Özer, Emine Tekin,
Hatice Özer, Faruk Özer, Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih
Özer"e ayrı ayrı net 4.350 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin
diğer taleplerin REDDİNE,
E. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucularElif Özer,
Emine Tekin, Hatice Özer, Faruk Özer, Mehmet Halis Özer ve Mehmet Sebih Özer"e MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
F. Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Diyarbakır Kadastro Mahkemesine
(E.2013/3) GÖNDERİLMESİNE,
H. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
23/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.