Esas No: 2014/14938
Karar No: 2014/14938
Karar Tarihi: 23/2/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ÇİÇEK PETROL ÜRÜNLERİ İNŞAAT SAN. TİC. A.Ş.
BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/14938) |
|
Karar Tarihi: 23/2/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör Yrd. |
: |
Derya ATAKUL |
Başvurucu |
: |
Çiçek Petrol
Ürünleri İnşaat San. Tic. A.Ş. |
Vekili |
: |
Av. Murat
DİKAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru; kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile başlatılan
takibin iptali talebiyle aleyhe açılan, tarafları ve konusu aynı olan davalarda
derece mahkemelerince farklı kararlar verilmesi ile yargılamaların uzun sürmesi
nedenleriyle adil yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 5/9/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle ilgili
olaylar özetle şöyledir:
A. İstanbul 7. İcra
Müdürlüğünün E.2006/9277 Sayılı Dosyasındaki İcra Takibine Yönelik Yargı Süreci
8. Başvurucunun da aralarında bulunduğu alacaklılar tarafından
borçlular hakkında İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün E.2006/9277 sayılı icra takip
dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır.
9. Borçlular, icra takibine konu çeklerin muvazaalı olduğu ve
yetkili imzalarının eksik olduğu iddiasıyla borca itiraz ederek takibin iptali
talebiyle 13/7/2006 tarihinde, İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinde (Mahkeme)
icra takibine itiraz davası açmışlardır.
10. Mahkemece 15/11/2006 tarihli karar ile itirazın reddine
karar verilmiştir. Karar Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin (Daire) 12/4/2007
tarihli ilamı ile bozulmuştur.
11. Bozma üzerine Mahkemece 12/3/2008 tarihli karar ile önceki
kararda direnilmesine karar verilmiştir. Direnme kararı, Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun 17/9/2008 tarihli ilamı ile usul yönünden bozulmuştur.
12. Bozma üzerine Mahkemece 14/10/2009 tarihli karar ile bozmaya
uyularak itirazın kabulüne karar verilmiştir. Karar, Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun 2/6/2010 tarihli ilamı ile usul yönünden tekrar bozulmuştur.
13. Bozma üzerine Mahkemece 21/3/2012 tarihli karar ile bozmaya
uyularak itirazın kabulüne karar verilmiştir. Karar, Yargıtay Hukuk Genel
Kurulunun 9/10/2013 tarihli ilamı ile esas yönünden bozulmuştur.
14. Bozma üzerine Mahkemece 1/4/2014 tarihli karar ile itirazın
reddine karar verilmiş olup Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) üzerinden
yapılan incelemede anılan karara ilişkin temyiz talebinde bulunulmadığı tespit
edilmiştir.
B. İstanbul 7. İcra
Müdürlüğünün E.2006/9278 Sayılı Dosyasındaki İcra Takibine Yönelik Yargı Süreci
15. Başvurucunun da aralarında bulunduğu alacaklılar tarafından,
borçlular hakkında İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün E.2006/9278 sayılı icra takip
dosyasında kambiyo senetlerine mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır.
16. Borçlular, icra takibine konu çeklerin muvazaalı olduğu ve
yetkili imzalarının eksik olduğu iddiasıyla borca itiraz ederek takibin iptali
talebiyle 13/7/2006 tarihinde, icra takibine itiraz davası açmışlardır.
17. İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesi 15/11/2006 tarihli kararı
ile itirazın reddine karar vermiştir. Karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin
3/4/2007 tarihli ilamı ile onanmış; karar düzeltme talebi, aynı Dairenin
8/5/2008 tarihli ilamı ile kabul edilerek Mahkeme kararı bozulmuştur.
18. Bozma ilamına uyularak yapılan yargılamada Mahkemece
14/10/2009 tarihli karar ile itirazın kabulüne karar verilmiştir. Karar,
Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin 4/5/2010 tarihli ilamı ile bozulmuş; karar
düzeltme talebi, aynı Dairenin 5/5/2011 tarihli ilamı ile reddedilmiştir.
19. Bozma üzerine Mahkemece 21/3/2012 tarihli karar ile itirazın
kısmen kabulüne karar verilmiştir. Karar, Yargıtay 12. Hukuk Dairesinin
27/12/2012 tarihli ilamı ile bozulmuş; karar düzeltme talebi, aynı Dairenin
16/1/2014 tarihli ilamı ile reddedilmiştir.
20. Bozma üzerine Mahkemenin E.2014/105 sayılı dosyasına
kaydedilen davada Mahkemece 23/9/2014 tarihli karar ile "işlemden kaldırılan dava dosyasının davacılar
tarafından üç aylık yasal süre içinde yenilenmediği"
gerekçesiyle davanın 23/9/2014 tarihi itibarıyla açılmamış sayılmasına karar
verilmiş olup UYAP üzerinden yapılan incelemede anılan karara ilişkin temyiz
talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
21. Mahkemenin 23/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Makul Sürede
Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine İlişkin İddia
22. Başvurucu İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinde 13/7/2006
tarihinde aleyhine açılan icra takibine itiraz davalarının uzun sürdüğünü belirterek
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik
Yönünden
23. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan
makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul
edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.
2. Esas Yönünden
24. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılamanın süresi tespit edilirken sürenin başlangıç tarihi olarak davanın
ikame edildiği tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak -çoğu zaman icra
aşamasını da kapsayacak şekilde- yargılamanın sona erdiği, yargılaması devam
eden davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul sürede yargılanma hakkının
ihlal edildiğine ilişkin şikâyetle ilgili kararını verdiği tarih esas alınır (Güher Ergun ve diğerleri, B. No: 2012/13,
2/7/2013, §§ 50, 52).
25. Medeni hak ve yükümlülüklerle ilgili uyuşmazlıklara ilişkin
yargılama süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (Güher Ergun ve diğerleri, §§ 41-45).
26. Anılan ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda
verdiği kararlar dikkate alındığında somut olayda 13/7/2006 tarihinde açılan
icra takibine itiraz davalarında yaklaşık 8 yıl 2 ay ve 7 yıl 9 aylık yargılama
sürelerinin makul olmadığı sonucuna varmak gerekir.
27. Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence
altına alınan makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi
gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
28. Başvurucu; İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün E.2006/9277 ve
E.2006/9278 sayılı dosyalarında kambiyoya dayalı icra takibi başlattığını,
anılan takibin muhatapları tarafından İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesinde icra
takibine itiraz davaları açıldığını belirtmiştir. Başvurucu, tarafları ve
konusu aynı olan bu iki davada derece mahkemeleri tarafından farklı kararlar
verildiğini belirterek eşitlik ilkesinin ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
Anayasa Mahkemesi, olayların başvurucular tarafından yapılan hukuki
nitelendirmesi ile bağlı olmayıp olay ve olguların hukuki tavsifini kendisi
takdir eder (Tahir Canan, B. No:
2012/969, 18/9/2013, § 16). Başvurucunun anılan şikâyeti adil yargılanma hakkı
kapsamında değerlendirilmiştir.
29. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun"un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar” kenar başlıklı 46.
maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmıştır. Anılan maddenin
(1) numaralı fıkrasına göre, bir kişinin, Anayasa Mahkemesine bireysel
başvuruda bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması
gerekmektedir. Bu ön koşullar; başvurucunun, kamu gücünün eylem veya işleminden
ya da ihmalinden dolayı "güncel bir
hakkının ihlal edildiği" iddiasında bulunması, iddia edilen
ihlalden kişinin "kişisel olarak ve
doğrudan" etkilenmiş olması ve bunların sonucunda başvurucunun "mağdur" olduğunu iddia
etmesidir (Fetih Ahmet Özer, B.
No: 2013/6179, 20/3/2014, § 24).
30. Bir başvurunun kabul edilebilir olduğuna karar verilebilmesi
için başvurucunun mağdur olduğunu ileri sürmesi yeterli olmayıp iddia edilen
ihlalden doğrudan etkilendiğini, bir başka ifadeyle mağduriyetini kanıtlaması
gerekir. Bu itibarla mağdur olduğu zannı veya şüphesi mağdurluk statüsünün
kabulü için yeterli değildir (Ayşe Hülya
Potur, B. No: 2013/8479, 6/6/2014, § 24).
31. Başvuru konusu olayda, başvurucunun da aralarında bulunduğu
alacaklılar tarafından borçlular hakkında, İstanbul 7. İcra Müdürlüğünün
E.2006/9277 ve E.2006/9278 sayılı icra takip dosyalarında kambiyo senetlerine
mahsus haciz yolu ile takip başlatılmıştır. Borçlular, icra takibine konu
çeklerin muvazaalı olduğu ve yetkili imzalarının eksik olduğu iddiasıyla borca
itiraz ederek takibin iptali talebiyle 13/7/2006 tarihinde, İstanbul 2. İcra
Hukuk Mahkemesinde icra takibine itiraz davaları açmışlardır. Mahkemece
1/4/2014 tarihli karar ile E.2006/9277 sayılı icra takip dosyasında başlatılan
icra takibine itirazın reddine karar verilmiş olup UYAP üzerinden yapılan
incelemede temyiz talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir. Mahkemece
23/9/2014 tarihli karar ile "işlemden
kaldırılan dava dosyasının davacılar tarafından üç aylık yasal süre içinde
yenilenmediği" gerekçesiyle, E.2006/9278 sayılı icra takip
dosyasında başlatılan icra takibine itiraz davasının 23/9/2014 tarihi
itibarıyla açılmamış sayılmasına karar verilmiş olup UYAP üzerinden yapılan
incelemede temyiz talebinde bulunulmadığı tespit edilmiştir.
32. Mahkemece 1/4/2014 tarihli karar ile İstanbul 7. İcra
Müdürlüğünün E.2006/9277 sayılı icra takip dosyası yönünden icra takibine
itirazın reddine karar verildiği ve anılan karara ilişkin temyiz talebinde
bulunulmadığı, 23/9/2014 tarihli karar ile İcra Müdürlüğünün E.2006/9278 sayılı
icra takip dosyası yönünden ise davacıların davayı takip etmemesi nedeniyle
davanın açılmamış sayılmasına karar verildiği ve anılan karara ilişkin temyiz
talebinde bulunulmadığı, dolayısıyla her iki davanın da başvurucu lehine sonuç
doğuracak şekilde sonlandığı anlaşılmaktadır.
33. Somut olayda olduğu gibi başvurucu aleyhine açılan icra
takibine itiraz davasının, başvurucu lehine sonuç doğuracak şekilde sonlanması
hâlinde -makul sürede yargılanma hakkına ilişkin iddialara halel gelmemek
şartıyla- bu kişilerin adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle mağdur olduklarının
kabulü mümkün değildir.
34. Açıklanan nedenlerle başvurunun bu kısmının diğer kabul
edilebilirlik koşulları yönünden incelenmeksizin kişi bakımından yetkisizlik nedeniyle kabul edilemez
olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un
50. Maddesi Yönünden
35. 6216 sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası
şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının
ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi
hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…”
36. Başvurucu; eşitlik ilkesinin ihlali nedeniyle maddi ve
manevi tazminat talebinde bulunmuş, makul sürede yargılanma hakkının ihlali
nedeniyle tazminat talebinde bulunmamıştır.
37. Somut olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği
sonucuna varılmıştır.
38. Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. 1. Makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin
iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
2. Diğer ihlal iddialarının kişi
bakımından yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede
yargılanma hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam
2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ÖDENMESİNE,
D. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
E. Kararın birer örneğinin İstanbul 2. İcra Hukuk Mahkemesine
(E.2014/84, K.2014/323; E.2014/105, K.2014/666) GÖNDERİLMESİNE,
F. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
23/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.