Esas No: 2014/14205
Karar No: 2014/14205
Karar Tarihi: 23/2/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
ŞEHNAZ AYHAN BAŞVURUSU (2) |
(Başvuru Numarası: 2014/14205) |
|
Karar Tarihi: 23/2/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Recai AKYEL |
Raportör |
: |
Mehmet Sadık
YAMLI |
Başvurucu |
: |
Şehnaz AYHAN |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, atama işleminin iptali istemiyle açılan davada
verilen iptal kararının gereği gibi uygulanmaması nedeniyle adil yargılanma
hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 25/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru, başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön
incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm
tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
6. Başvuru formu ve ekleri ile Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi
(UYAP) üzerinden başvuruya konu yargılama dosyasına ilişkin tespit edilen
ilgili olaylar özetle şöyledir:
7. Başvurucu, Bitlis Eren Üniversitesinde genel sekreter olarak
görev yapmakta iken şube müdürü olarak atanmış; bu işlemin iptali için açtığı
davada Van 1. İdare Mahkemesinin 8/5/2013 tarihli ve E.2011/1216, K.2013/428
sayılı kararıyla işlemin iptaline karar verilmiştir.
8. İdare tarafından bu kararın uygulanması amacıyla 4/9/2013 tarihli
ve 2013/31-1 sayılı işlemle başvurucu, önce eski görevi olan genel sekreterliğe
atanmış; ardından aynı tarihli ve 2013/31-4 sayılı işlemle yeniden şube
müdürlüğü kadrosuna atanmıştır.
9. Başvurucu, bu işlemin de iptali istemiyle dava açmıştır. Van
1. İdare Mahkemesi 8/5/2014 tarihli ve E.2013/1990, K.2014/1197 sayılı
kararıyla başvurucunun Üniversite genel sekreterliğinden alınması işleminde
şekil unsuru bakımından hukuka aykırlık bulunduğu
gerekçesiyle dava konusu işlemi iptal etmiştir.
10. Anılan karar üzerine idare 19/6/2014 tarihli ve 7879 sayılı
işlem ile 6/3/2014 tarihli ve 28933 Mükerrer sayılı Resmî Gazete’de
yayımlanarak yürürlüğe giren, 21/2/2014 tarihli ve 6526 sayılı Kanun"un 18.
maddesi ile değiştirilen 6/1/1982 tarihli ve 2577 sayılı İdari Yargılama Usulü
Kanunu’nun 28. maddesi gereği genel sekreterlik kadrosunun dolu olduğu
gerekçesiyle başvurucuyu tekrar şube müdürü olarak atamıştır.
11. Başvurucu 25/8/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
12. Bireysel başvuru yapıldıktan sonra Danıştay Beşinci
Dairesinin 6/6/2016 tarihli ve E.2016/3014, K.2016/3597 sayılı kararıyla
davanın derdestlik nedeniyle incelenmeksizin reddine
karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle Van 1. İdare Mahkemesinin anılan
E.2013/1990, K.2014/1197 sayılı iptal kararı bozulmuştur.
13. Başvurucu tarafından karar düzeltme başvurusunda bulunulmuş
olup başvuru henüz sonuçlanmamıştır.
IV. İLGİLİ HUKUK
14. İlgili hukuk için bakınız Bülent
Türk [GK], B. No: 2014/7002, 1/12/2016, §§ 17-20.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
15. Mahkemenin 23/2/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
16. Başvurucu, görev biriminin değiştirilmesi üzerine açtığı
davada verilen iptal kararının 2577 sayılı Kanun’un 28. maddesi gerekçe
gösterilerek uygulanmadığını, böylelikle yargı kararının etkisiz hâle
getirildiğini belirterek Anayasa"nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüş; söz konusu 19/6/2014 tarihli
ve 7879 sayılı işlemin ve dayanağı kanun maddelerinin iptaline karar verilmesi
talebinde bulunmuştur.
B. Değerlendirme
17. Bireysel başvuru yolu, bireylerin maruz kaldığı temel hak
ihlallerinin tespit edildiği ve tespit edilen ihlalin ortadan kaldırılması için
etkin araçları içeren anayasal bir güvencedir. Ancak Anayasa Mahkemesine
bireysel başvuru yolu, kamusal bir düzenlemenin soyut biçimde Anayasa"ya
aykırılığının ileri sürülmesini sağlayan bir yol olarak düzenlenmemiştir. Bir
yasama işlemi veya düzenleyici idari işlemin temel hak ve özgürlüğün ihlaline
neden olması durumunda, bireysel başvuru yoluyla doğrudan bu işlemlere değil
ancak yasama veya düzenleyici idari işlemin uygulanması mahiyetindeki işlem,
eylem ve ihmallere karşı başvuru yapılabilecektir (Serkan Acar, B. No: 2013/1613, 2/10/2013, § 37).Buna göre
başvuruya konu olayda, 2577 sayılı Kanun"da yapılan düzenleme gereğince
başvuruya konu işlem tesis edilmiş olup somut başvurunun bu açıdan
değerlendirilmesi gerekir.
18. Başvurucunun şikâyetlerine benzer nitelikte, kamu
görevlisinin çalıştığı birimin değiştirilmesi üzerine bu işlemin iptaline ve
yürütmenin durdurulmasına karar verilmesi istemiyle açılan davada verilen
yürütmenin durdurulması kararının, 2577 sayılı Kanun"un 28. maddesi gerekçe
gösterilerek gereği gibi yerine getirilmediğine ilişkin şikâyet daha önce
Anayasa Mahkemesinin içtihadına konu olmuştur (Bülent
Türk; Arif Canlı [GK],
B. No: 2014/7152, 1/12/2016; Hakan Yıldız
[GK], B. No: 2014/8804, 1/12/2016).
19. Anayasa Mahkemesinin anılan içtihadında da belirtildiği
üzere yürütmenin durdurulması kurumu anayasal bir değer ve öneme sahip olmakla
birlikte adil yargılanma hakkı kural olarak uyuşmazlık bakımından nihai ve
kesin nitelik taşıyan yargı kararlarının sonucuna erişmeyi güvence altına
almakta olup yürütmenin durdurulması kararlarının böyle bir niteliği
bulunmamaktadır. Yürütmenin durdurulması kararlarının icra edilmemesinin de
diğer ara kararlarında olduğu gibi ancak adil yargılanma hakkına hâkim olan
ilkelerden yargılamanın bütününün adil olmaktan çıkması ilkesi dikkate alınarak
mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmesi gerekmektedir. Buna göre
yargılama bakımından nihai nitelik taşımayan yürütmenin durdurulması
kararlarının icra edilmemesine ilişkin şikâyetlerde adil yargılanma hakkı
yönünden bakılacak husus, yürütmenin durdurulması kurumunun niteliği gereği bu
kararın uygulanmamasının ileride başvurucu lehine verilecek muhtemel nihai
kararın icra edilmesini imkânsız hâle getirecek veya aşırı derecede zorlaştıracak
nitelikte olup olmadığıdır. Bu hususun ise her somut olayın koşulları dikkate
alınarak değerlendirilmesi gerekir.
20. Başvurucu, münhasıran tayine ilişkin olan bireysel
başvurusunda başka bir hakkının ihlal edildiğini ileri sürmediği gibi Mahkeme
tarafından da başvurunun diğer temel haklarla bir bağlantısı tespit
edilememiştir. Ayrıca söz konusu kararın gereği gibi icra edilmemesinin,
yargılama sonundaki nihai kararın icra edilmesini imkânsız hâle getirecek veya
aşırı derecede zorlaştıracak bir nitelikte olmadığı da anlaşılmaktadır.
21. Somut olayda başvuruya dayanak olan ve gereği gibi yerine
getirilmediği ileri sürülen karar, başvurucunun aynı il içinde başka bir
kadroya atanması işlemine ilişkin açılan davada verilen ancak başvuru sırasında
henüz kesinleşmemiş olan karardır. Başvuruya konu yapılan karar, yürütmenin
durdurulması kararı olmayıp esasa ilişkin olmakla birlikte başvuru tarihi
itibarıyla kesin olmadığı (nitekim sonrasında temyiz merciince bozulduğu),
başvurunun başka bir hakla bağlantısının tespit edilemediği ve söz konusu
kararın gereği gibi icra edilmemesinin yargılama sonundaki nihai kararın icra
edilmesini imkânsız hâle getirecek veya aşırı derecede zorlaştıracak bir
nitelikte olmadığı anlaşılmaktadır.
22. Bu durumda bakılmakta olan başvuruda, yukarıda anılan Bülent Türk kararında belirtilen
içtihattan ayrılmayı gerektiren bir durum bulunmadığı sonucuna varıldığından
nihai ve kesin nitelikte olmayan kararın gereği gibi uygulanmadığı şikâyetine
ilişkin yapılan başvurunun açıkça dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul
edilemez olduğuna karar verilmesi gerektiği sonucuna varılmaktadır.
23. Açıklanan nedenlerle, başvurunun diğer kabul edilebilirlik
koşulları yönünden incelenmeksizin açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar
verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Başvurunun açıkça
dayanaktan yoksun olması nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
23/2/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.