Esas No: 2014/17143
Karar No: 2014/17143
Karar Tarihi: 1/3/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
GENEL KURUL |
|
KARAR |
|
N.B.B. BAŞVURUSU (2) |
(Başvuru Numarası: 2014/17143) |
|
Karar Tarihi: 1/3/2017 |
R.G. Tarih ve Sayı: 22/3/2017 -
30015 |
|
GENEL KURUL |
|
KARAR |
GİZLİLİK TALEBİ KABUL
Başkan |
: |
Zühtü ARSLAN |
Başkanvekili |
: |
Burhan ÜSTÜN |
Başkanvekili |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Osman Alifeyyaz PAKSÜT |
|
|
Recep
KÖMÜRCÜ |
|
|
Nuri
NECİPOĞLU |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
|
|
Hasan Tahsin
GÖKCAN |
|
|
Kadir ÖZKAYA |
|
|
Rıdvan GÜLEÇ |
|
|
Recai AKYEL |
|
|
Yusuf Şevki
HAKYEMEZ |
Raportör |
: |
Murat ŞEN |
Başvurucu |
: |
N. B. B. |
Vekili |
: |
Av. Ahmet
Volkan MEMİŞ |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, bir gazetenin İnternet haber arşivinde erişilebilir
durumda olan haber ve yayınlar ile ilgili içeriğin yayından kaldırılması
yönündeki talebin reddedilmesinin şeref ve itibarın korunması hakkını ihlal
ettiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru 17/10/2014 tarihinde Bakırköy 2. Sulh Ceza Hâkimliği
vasıtasıyla yapılmıştır. Başvuru formu ve belgelerinin idari yönden yapılan ön
incelemesi neticesinde başvurunun Komisyona sunulmasına engel teşkil edecek bir
eksikliğinin bulunmadığı tespit edilmiştir.
3. Birinci Bölümün Üçüncü Komisyonunca başvurunun kabul
edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
4. Birinci Bölüm tarafından 11/1/2017 tarihinde yapılan
toplantıda başvurunun niteliği itibarıyla Genel Kurul tarafından karara
bağlanması gerekli görüldüğünden Anayasa Mahkemesi İçtüzüğü"nün
(İçtüzük) 28. maddesinin (3) numaralı fıkrası uyarınca Genel Kurula sevkine
karar verilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
A. Olaylar
5. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
6. Ulusal ölçekte yayımlanan bir gazetenin İnternet arşivi
sayfalarında, başvurucu hakkında uyuşturucu kullandığı iddiası ile yürütülen
bir ceza kovuşturması neticesinde adli para cezasına hükmedilen olaya ilişkin
olarak 1999 yılında bir haber yayımlanmıştır.
7. Başvurucu, ilgili basın kuruluşunun İnternet sayfasının arşiv
bölümünde hakkındaki haberlerin yayınına devam ettiğini belirterek 4/5/2007
tarihli ve 5651 sayılı İnternet Ortamında Yapılan Yayınların Düzenlenmesi ve Bu
Yayınlar Yoluyla İşlenen Suçlarla Mücadele Edilmesi Hakkında Kanun’un 9/A maddesi
gereğince İnternet yayınının kaldırılması için 11/7/2014 tarihinde (kapatılan)
Bakırköy 5. Sulh Ceza Mahkemesine başvurmuştur.
8. Anılan Mahkeme, 11/7/2014 tarihli ve 2014/848 Değişik İş
sayılı kararı ile talebin reddine karar vermiştir.
9. Başvurucunun anılan karara karşı yaptığı itiraz, Bakırköy 5.
Sulh Ceza Hâkimliğinin 21/8/2014 tarihli ve 2014/716 Değişik İş sayılı
kararlarıyla reddedilmiştir.
10. Karar17/9/2014 tarihinde başvurucu vekiline tebliğ
edilmiştir.
11. Başvurucu17/10/2014 tarihinde bireysel başvuruda
bulunmuştur.
B. İlgili Hukuk
12. 6/2/2014 tarihli ve 6518 sayılı Kanun ile değişik 5651
sayılı Kanun’un 9. ve 9/A maddeleri,19/6/2004 tarihli ve 5187 sayılı Basın
Kanunu’nun 3. maddesi.
13. Yargıtay Hukuk Genel Kurulunun 17/6/2015 tarihli ve
E.2014/4-56, K.2015/1679 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir :
"...Unutulma hakkına gelince; unutulma
hakkı ve bununla ilişkili olan gerektiği ölçüde ve en kısa süreliğine kişisel
verilerin depolanması veya tutulması konuları, aslında kişisel verilerin
korunması hakkının çatısını oluşturmaktadır. Her iki hakkın temelinde bireyin
kişisel verileri üzerinde serbestçe tasarruf edebilmesini, geçmişin engeline
takılmaksızın geleceğe yönelik plan yapabilmesini, kişisel verilerin kişi
aleyhine kullanılmasının engellenmesini sağlamak yatmaktadır. Unutulma hakkı
ile geçmişinde kendi iradesi ile veya üçüncü kişinin neden olduğu bir olay
nedeni ile kişinin geleceğinin olumsuz bir şekilde etkilenmesinin engellenmesi
sağlanmaktadır. Bireyin geçmişinde yaşadığı olumsuz etkilerden kurtularak
geleceğini şekillendirebilmesi bireyin yararına olduğu gibi toplumun
kalitesinin gelişmişlik seviyesinin yükselmesine etkisi de tartışılmazdır.
Unutulma hakkı; üstün bir kamu yararı olmadığı
sürece, dijital hafızada yer alan geçmişte yaşanılan olumsuz olayların bir süre
sonra unutulmasını, başkalarının bilmesini istemediği kişisel verilerin
silinmesini ve yayılmasının önlemesini isteme hakkı olarak ifade edilebilir.
..."
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
14. Mahkemenin 1/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
A. Başvurucunun İddiaları
15. Başvurucu; hakkında yapılan ceza yargılaması sonucunda adli
para cezası ödemeye mahkûm edildiği olay ile ilgili olarak bir basın yayın
organının İnternet sitesinde1999 yılında haber ve yayınlar yapıldığını, ilgili
yayın kuruluşunun İnternet sitesinin arşiv bölümlerinde hakkındaki haber ve
yayının yer almaya devam ettiğini, yayına erişimin engellenmesi talebinin
reddedildiğini belirterek Anayasa’nın 12., 17., 20., 25., 26., 27. ve
32.maddelerinde tanımlanan haklarının ihlal edildiğini iddia etmiştir.
B. Değerlendirme
16. Başvurucu; gerçeğe aykırı veya uydurma haber olduğunu ileri
sürmediği 1999 yılında hakkında yapılan bir yargılamaya ilişkin haberin hâlen
arşivde yer alması ve İnternet üzerinden habere kolayca ulaşılabilir olması
nedenleriyle özel ve iş hayatının olumsuz etkilendiğini, itibarının
zedelendiğini iddia etmiştir. Başvurucu, bu iddialarını 22/7/2013 tarihli ve
2013/5653 numaralı bireysel başvurusunda da dile getirmiştir. Anayasa
Mahkemesi, anılan başvuruyu 3/3/2016 tarihinde Anayasa’nın 17. maddesinin
birinci fıkrasında güvence altına alınan şeref ve itibarın korunması hakkının
ihlal edildiğine karar vererek sonuçlandırmıştır (N.B.B. [GK], B. No: 2013/5653, 3/3/2016).
17. Başvurucu, ihlal kararı ile sonuçlanan başvurusunda
incelenen bu başvurusuna konu olaya ilişkin olarak sadece 1999 tarihinde
yapılan habere değil 1998 yılında yapılan habere ilişkin de şeref ve itibarının
zedelendiğini de ileri sürmüştür. İki başvuruda İnternet arşivinde haber
içeriğini yayımlayan basın kuruluşları ve erişimin engellenmesi talep edilen
derece mahkemeleri farklıdır. Öte yandan her iki başvuru açısından İnternet
arşivindeki haberin içeriği, başvurucunun 1998 ve 1999 yıllarında uyuşturucu
kullandığı iddiası ile yürütülen aynı ceza kovuşturması neticesinde adli para
cezası almasına neden olan olaya ilişkindir. Ayrıca her iki başvuruda da
şikâyetler aynı şekilde kaleme alınmış aynı hususları kapsamaktadır. Başvurucu
3/3/2016 tarihli ve 2013/5653 numaralı başvurudan farklı olarak mevcut
başvuruda herhangi bir iddia ileri sürmemiştir.
18. Dolayısıyla mevcut başvurunun, Anayasa Mahkemesinin 3/3/2016
tarihli ve 2013/5653 numaralı kararının içeriğinden farklı bir yönü
bulunmamaktadır. Başvurular arasındaki tek fark aynı haberin farklı gazetelerin
İnternet arşivlerinde yayımlanmasıdır.
19. İçtüzük’ün 80. maddesinin (1)
numaralı fıkrasının (ç) bendi şöyledir:
“(1) Bölümler ya da Komisyonlarca yargılamanın
her aşamasında aşağıdaki hâllerde düşme kararı verilebilir:
…
ç) Bölümler ya da Komisyonlarca saptanan herhangi bir başka gerekçeden
ötürü, başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan bir neden
görülmemesi.”
20. Yukarıda belirtildiği gibi başvurucunun aynı içerikli
şikâyetlerine ilişkin olarak Anayasa Mahkemesi 3/3/2016 tarihinde, başvurucunun
Anayasa’nın 17. maddesinin birinci fıkrasında güvence altına alınan şeref ve
itibarın korunması hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir. Her ne kadar
mevcut başvuruda, başvurucu farklı bir gazetenin İnternet arşivindeki habere
ilişkin olarak farklı bir mahkemeden içeriğe erişimin engellenmesini talep
etmiş ise de şikâyete konu haber içeriği aynıdır. Bununla birlikte başvurucunun
anılan kararda ileri sürdüğü aynı yöndeki iddialarına ilişkin olarak Bakırköy
5. Sulh Ceza Mahkemesi, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararından önce talebin
reddine karar vermiştir. Bu karara rağmen, Anayasa Mahkemesinin anılan kararını
referans alarak başvurucunun yetkili yargı mercilerinden tekrar içeriğe
erişimin engellenmesini talep edebileceğinde herhangi bir tereddüt
bulunmamaktadır. Bu itibarla başvurunun incelenmesinin sürdürülmesini haklı kılan
bir neden kalmadığı anlaşılmıştır.
21. Bu nedenlerle başvurunun diğer kabul edilebilirlik koşulları
yönünden incelenmeksizin düşmesine
karar verilmesi gerektiği sonucuna ulaşılmıştır.
V. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Kamuya açık belgelerde başvurucunun kimliğinin gizli
tutulması talebinin KABULÜNE,
B. Başvurunun incelenmesinin
sürdürülmesini haklı kılan bir nedenin kalmamış olması nedeniyle
DÜŞMESİNE,
C. Yargılama giderlerinin başvurucu üzerinde BIRAKILMASINA
1/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.