Abaküs Yazılım
İkinci Bölüm
Esas No: 2014/13001
Karar No: 2014/13001
Karar Tarihi: 8/3/2017

        Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.

 

 

 

 

TÜRKİYE CUMHURİYETİ

ANAYASA MAHKEMESİ

 

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

NEBİ KARATAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU

(Başvuru Numarası: 2014/13001)

 

Karar Tarihi: 8/3/2017

 

İKİNCİ BÖLÜM

 

KARAR

 

 

Başkan

:

Engin YILDIRIM

Üyeler

:

Serdar ÖZGÜLDÜR

 

 

Celal Mümtaz AKINCI

 

 

Muammer TOPAL

 

 

M. Emin KUZ

Raportör

:

Yakup MACİT

Başvurucular

:

1. Nebi KARATAŞ

Vekili

:

Av. Mehmet Türker KÜÇÜK

 

 

2. Durmuş ÖCAL

 

 

3. Ayşe ÖCAL

 

 

4. Yılmaz ÖCAL

 

I. BAŞVURUNUN KONUSU

1. Başvuru, karar düzeltme talebinin süre yönünden reddedilmesi nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.

II. BAŞVURU SÜRECİ

2.Başvurular 5/8/2014 tarihinde yapılmıştır.

3.Başvurular, başvuru formları ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.

4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.

5. E.2014/13002 sayılı bireysel başvuru dosyasının hukuki irtibat nedeniyle E.2014/13001 sayılı başvuru dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir.

6.Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.

7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına (Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.

8. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda bulunmamışlardır.

III. OLAY VE OLGULAR

9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:

10. Başvurucular Mersin ili, Mut ilçesi, Yazalanı Mahallesi"nde bulunan taşınmazın toplam 4 dönümlük kısmını 20 yıldan fazla süredir kullandıklarını, kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle mülkiyet hakkını elde ettiklerini belirterek Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin (Mahkeme) E.2010/352 ve E.2010/354 sayılı dosyalarında tapu iptali ve tescil davası açmışlardır.

11. Mahkeme, 20/1/2012 tarihli kararı ile E.2010/354 sayılı dosyayı, E.2012/352 sayılı dosya ile birleştirmiştir.

12. Mahkeme, 2/3/2012 tarihli kararla 20/11/2001 tarihli ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 713. maddesindeki yasal şartların gerçekleşmediğini belirterek başvurucuların davalarını reddetmiştir.

13. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/12/2013 tarihli kararı ile onanmıştır.

14. Başvurucular onama kararını 12/2/2014 tarihinde tebellüğ etmişler, başvurucular vekili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) yoluyla 27/2/2014 tarihli iş emri ile karar düzeltme talebinde bulunmuştur.

15. Aynı Dairenin 20/5/2014 tarihli ilamında, Yargıtay onama kararının 12/2/2014 tarihinde usulüne uygun olarak davacılar vekiline tebliğ edildiği, davacılar vekilinin 28/2/2014 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme isteğinde bulunduğu, karar düzeltme süresinin, 27/2/2014 tarihi çalışma saati bitimi olduğu, tebliğ tarihinden karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarihe kadar Kanun"da belirtilen 15 günlük karar düzeltme süresinin geçtiği, süresinden sonra yapılan karar düzeltme isteminin geçersiz olduğu belirtilerek talebin reddine karar verilmiştir.

16. Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karar, başvurucular vekiline tebliğ edilmemiş, başvurucular vekilinin kararı öğrendiğini bildirdiği 8/7/2014 tarihine göre bireysel başvurunun süresinde yapıldığı tespit edilmiştir.

IV.İLGİLİ HUKUK

A. Ulusal Hukuk

1. Kanun Hükümleri

17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu"nun geçici 3. maddesi şöyledir:

"(1) Bölge adliye mahkemelerinin, 26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında, kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.

(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086 sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır."

18. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Muhakemeleri Usulü Kanunu"nun 431. maddesi şöyledir:

"Temyiz dilekçesi, kararı veren bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya Yargıtayın bozması üzerine hüküm veren ilk derece mahkemesine yahut temyiz edenin bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece mahkemesine verilebilir.

Temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeden başka bir mahkemeye verilmişse temyiz defterine kaydolunur ve durum derhâl kararı temyiz edilen mahkemeye bildirilir.

Temyiz edene ücretsiz bir alındı belgesi verilir."

19.Mülga 1086 sayılı Kanun"un 440. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi istenebilir:

..."

20.6100 sayılı Kanun"un 445. maddesi şöyledir:

"Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP), adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır.

Elektronik ortamda, güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabilir, harç ve avans ödenebilir, dava dosyaları incelenebilir. Bu Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilir ve gönderilebilir. Güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgeler ayrıca fizikî olarak gönderilmez, belge örneği aranmaz.

Elektronik ortamdan fizikî örnek çıkartılması gereken hâllerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanır ve mühürlenir.

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter.

Mahkemelerde görülmekte olan dava, çekişmesiz yargı, geçici hukuki koruma ve diğer tüm işlemlerde UYAP’ın kullanılmasına dair usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir."

21. 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu"nun 5. maddesi şöyledir:

"Güvenli elektronik imza, elle atılan imza ile aynı hukukî sonucu doğurur.

Kanunların resmî şekle veya özel bir merasime tabi tuttuğu hukukî işlemler ile teminat sözleşmeleri güvenli elektronik imza ile gerçekleştirilemez."

22.6/8/2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmeliğin (Yönetmelik) 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.

Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Onay gerektiren evrak ilgilinin iş listesine yönlendirilir.

...

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter. Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması açısından saat 00:00"a kadar yapılması zorunludur.

..."

23. Yönetmelik"in 208. maddesinin (9) numaralı fıkrası şöyledir:

"Taraf vekillerince UYAP üzerinden güvenli elektronik imza ile kanun yolu başvuru dilekçesi gönderilebilir. Bu işler için ayrıca elle atılmış imzalı belge istenmez. Avukatların UYAP Avukat Bilgi Sistemi üzerinden kanun yolu başvuru dilekçesi gönderebilmeleri için güvenli elektronik imza sahibi olmaları gerekir. Kanun yolu harçları avukat tarafından elektronik ortamda mahkeme veznesi hesabına aktarılır. Ayrıca bu işlemlerin Barokart veya kredi kartı gibi ödeme araçlarıyla yapılması sağlanabilir. Kanun yolu başvurusu, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. İşlem sonucunda başvuru sahibinin elektronik ortamda erişebileceği bir alındı belgesi oluşturulur."

24. 3/4/2012 tarihli ve 28253 sayılı Resmî Gazete"de yayımlanarak yürürlüğe giren mülga Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla mahkemeler veya hukuk dairelerine elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.

Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP üzerinden mahkeme veya hukuk dairelerine gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhal ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Hâkimin onayını gerektiren evrak hâkimin iş listesine yönlendirilir.

...

Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün sonunda biter. Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması açısından saat 00:00’a kadar yapılması zorunludur.

Fizikî ortamda yapılan işlemlerde süre mesai saati sonunda biter."

25. Mülga Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 48. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

"...

Taraf vekillerince UYAP üzerinden güvenli elektronik imza ile kanun yolu başvuru dilekçesi gönderilebilir. Bu işler için ayrıca elle atılmış imzalı belge istenmez. Avukatların UYAP Avukat Bilgi Sistemi üzerinden kanun yolu başvuru dilekçesi gönderebilmeleri için elektronik imza sahibi olmaları gerekir. Kanun yolu harçları avukat tarafından elektronik ortamda mahkeme veznesi hesabına aktarılır. Ayrıca bu işlemlerin Barokart veya kredi kartı gibi ödeme araçlarıyla yapılması sağlanabilir. Kanun yolu başvurusu, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. İşlem sonucunda başvuru sahibinin elektronik ortamda erişebileceği bir alındı belgesi oluşturulur.

Elektronik ortamda kanun yolu başvurusu saat 00:00’a kadar yapılabilir."

..."

2. Yargıtay Kararı

26. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/1/2014 tarihli ve E.2013/14-742, K.2014/16 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:

"...

..Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair Yönetmelik ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilgili genelgesine göre UYAP"a kaydedilerek elektronik ortama aktarılan belgelerle ilgili kayıt tarihinin ilgili işlemler yönüyle havale tarihi olarak esas alınması gerekmektedir.

..."

.

B. Uluslararası Hukuk

27. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 6. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:

“Herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleri ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların esası konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde, görülmesini isteme hakkına sahiptir...”

28. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), mahkemeye erişim hakkının, Sözleşmenin 6. maddesinde yerini bulan güvencelerin doğal bir parçası olduğunu (bkz. Lawyer Partners A.S./Slovakya, B. No: 54252/07, 16/6/2009, § 52), bu kapsamda herkesin kişisel hak ve yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını bir mahkeme veya yargı yeri önüne getirme hakkının güvence altına alındığını (bkz. Golder/ Birleşik Krallık, B. No: 4451/70, 21/2/1975, § 36) belirtmiştir. Yine AİHM, Sözleşme"nin 6. maddesinde, mahkeme kararlarına karşı kanun yolu başvurusunda bulunma hakkının güvence altına alınmadığını, ancak devletin kendi takdirine bağlı olarak taraflara kanun yolu başvurusunda bulunma hakkı tanıması durumunda bu incelemeyi yapan mahkeme önünde uygulanan muhakeme usulünün bu ilkelere uygun olması gerektiğini belirtmiştir (bkz. Delcourt/Belçika, B. No: 2689/65, 17/1/1970, § 26).

29. Bu değerlendirmeye benzer şekilde AİHM, bir hukuk davasında bölge adliye mahkemesi ilamına yönelik itirazın süre yönünden reddedilmesi nedeniyle yapılan başvuruyu mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirererek kanun yolu incelemesinde uygulanacak usulün Sözleşme"nin 6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini belirtmiştir (bkz. Mushta/Ukrayna, B. No: 8863/06, 18/11/2010, § 39).

30. AİHM, mahkemeye erişim hakkına yönelik birtakım sınırlandırmaların kabul edilebileceğini ancak sınırlamaların meşru bir amaca yönelik olmadığı veya kullanılan yöntem ile ulaşılması hedeflenen amaç arasında makul bir orantısallık ilişkisinin bulunmadığı durumlarda kısıtlamaların Sözleşme"nin 6. maddenin birinci fıkrasına uygun olmayacağını belirtmiştir (bkz. Ashıngdane/Birleşik Krallık,B. No: 8225/78, 28/5/1985, § 57).

31. Osu/İtalya (B. No: 36534/97, 11/7/2002, §§ 36-40) davasında, uyuşturucu kaçakçılığı yapan suç örgütüne üye olduğu gerekçesiyle hakkında 7 yıl hapis cezası verilen başvurucu, kararı sonradan öğrendiğini belirterek Yargıtayagecikmiş temyiz başvurusunda bulunmuş, Yargıtay ilgili kanun hükmüne rağmen talebin süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istemi reddetmiştir. AİHM bu başvuruda, dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesinin kabul edilebileceğini, ancak öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak yanlış uygulanması ya da hesaplanması nedeniyle kişilerin dava açma ya da kanun yollarına başvuru hakkını kullanamamaları hâlinde mahkemeye erişim hakkının ihlal sonucunun ortaya çıkacağını belirterek somut olayda Yargıtayın ret kararının kanun hükmünün neden uygulanmadığına ilişkin gerekçe içermediğini bu açıdan öngörülebilir olmadığını belirterek mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir.

V. İNCELEME VE GEREKÇE

32. Mahkemenin 8/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği düşünüldü:

1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü

33. Başvurucular, başvuru konusu davada ilk derece mahkemesinin kararının Yargıtayca onandığını, onama kararının 12/2/2014 tarihinde vekillerine tebliğ edildiğini, karar düzeltme dilekçesinin avukatları aracılığı ile UYAP sisteminden Mahkemeye 27/2/2014 tarihinde gönderildiğini; ancak, Mahkemenin dilekçeyi 28/2/2014 tarihinde işleme koyduğunu, Yargıtayın da süresinde karar düzeltme talebinde bulunmadıkları gerekçesiyle taleplerini reddettiğini, Yargıtayın ret kararıyla karar düzeltme haklarının ellerinden alındığını belirterek Anayasa"nın 36. maddesinde tanımlanan adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talebinde bulunmuşlardır.

34. Bakanlık, Yargıtay onama ilamının 12/2/2014 tarihinde başvuruculara tebliğ edildiğini, başvurucular vekilinin UYAP üzerinden 2286198849 iş numarası ile 27/2/2014 tarihinde karar düzeltme dilekçesi gönderdiğini, bu açıdan Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararın, başvurucuların mahkemeye erişim hakkının özünü etkileyecek şekilde engelleyip engellemediği hususundaki değerlendirme yetkisinin Anayasa Mahkemesine ait olduğunu belirtmiştir.

2. Değerlendirme

35. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasışöyledir:

“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahiptir.”

36. Başvurucuların şikâyetinin özünün, karar düzeltme talebinin esasının Yargıtayca incelenmemesine yönelik olmasından dolayı iddia, adil yargılanma hakkının güvenceleri arasında yer alan mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.

a. Kabul Edilebilirlik Yönünden

37. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi gerekir.

b. Esas Yönünden

i. Müdahalenin Varlığı ve Hakkın Kapsamı

38. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu belirtilmiştir.

39. Anayasa"nın 36. maddesine 2001 yılı değişiklikleriyle eklenen "adil yargılanma" ibaresine ilişkin gerekçede, taraf olduğumuz uluslararası sözleşmelerce güvence altına alınan adil yargılanma hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Sözleşme"nin 6. maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının güvencelerinden birini de mahkemeye erişim hakkı oluşturmaktadır.

40. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim hakkıdır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en etkili yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir (AYM, E.2014/76,K.2014/142, 11/9/2014).

41. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde,mahkemeye erişim hakkının, bir uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiğini, kişinin mahkemeye başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamaların mahkemeye erişim hakkını ihlal edebileceğini (Özkan Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52), ilk derece mahkemesine dava açma hakkının yanında itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma imkânı tanınmış ise anılan yollara başvurma hakkının da bu kapsamda değerlendirilmesi gerektiğini (Ali Atlı, B. No: 2013/500, 20/3/2014, § 49) belirtmiştir.

42. Süre yönünden karar düzeltme talebinin reddedilmesinin mahkemeye erişim hakkına bir müdahale teşkil ettiği açıktır.

ii. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı

43. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:

“Temel hak ve hürriyetler, özlerine dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”

44. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 36. maddesinin ihlalini teşkil edecektir.

45. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen ve somut başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe dayanma, ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının belirlenmesi gerekir.

(1) Kanunilik

46. Başvuru konusu olayda, Yargıtay Dairesinin, karar düzeltme talebini 1086 sayılı Kanun"un 440. maddesinde öngörülen sürede yapılmadığı gerekçesiyle reddettiği anlaşılmaktadır.

47. Yargıtay Dairesinin bu hükmü esas alarak verdiği ret kararına göre yapılan müdahalenin kanun tarafından öngörülme ölçütünü karşıladığı sonucuna varılmıştır.

(2) Meşru Amaç

48. Başvurucuların karar düzeltme başvurusu süresinden sonra yapıldığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Kanun yollarına başvurmanın belli bir süreye bağlanmasına ilişkin kuralların, mahkemelerin gereksiz yere meşgul edilmemesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve kararlara karşı hukuk düzenine karşı olan güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla vâzedildiği, bu açıdan meşru bir amaca yönelik olduğu anlaşılmıştır.

(3) Ölçülülük

49. Karar düzeltme talebinin reddedilmesi nedeniyle başvurucuların mahkemeye erişimine getirilen sınırlamanın ölçülü olup olmadığı ve başvurucuya ağır bir yük getirip getirmediği hususlarınındeğerlendirilmesi gerekir.

(a) Genel İlkeler

50. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde,Mahkemeye erişim hakkının, kural olarak mutlak bir hak olmayıp sınırlandırılabileceği, bu hususta devletlerin takdir hakları gereği bazı düzenlemeler yapabileceği, bununla birlikte getirilecek sınırlandırmaların hakkın özünü zedeleyecek nitelikte olmaması, meşru bir amaç izlemesi, açık ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük oluşturmaması gerektiği belirtilmiştir (Mesut Güzel, B. No: 2014/5876, 22/9/2016, § 31). Bu kapsamda dava açmayı imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça dava açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesinin, hukuki belirlilik ilkesinin bir gereği olduğu ve tek başına bu durumun mahkemeye erişim hakkına aykırılık oluşturmayacağı belirtilmiştir (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).

51. Anayasa Mahkemesi, bir yerin Cumhuriyet Başsavcılığı tarafından verilen idari yaptırım kararına karşı başka yerin Cumhuriyet Başsavcılığı vasıtasıyla süresinde yapılan itirazda, sulh ceza mahkemesince, dilekçenin fiilen mahkemeye ulaştığı tarihin esas alınarak itirazın reddedilmesi nedeniyle yapılan başvuruyu mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelemiş, başvurucunun bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığını aracı kılarak başvuruda bulunmasının usul kurallarına aykırı olmadığını, bu açıdan başvurucunun bu konuda özensiz veya ihmalkâr davrandığının söylenemeyeceğini, mahkemeninusul kurallarının uygulanmasındaki açık hatasının bireyin mahkemeye erişim hakkından yararlanamaması ve kendisine uygulanan yaptırımın hukukiliğini inceletememesi sonucunu doğurduğunu belirterek mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718, 2/10/2013,§§ 35-38).

(b) İlkelerin Olaya Uygulanması

52. Başvurucular, yasal süre içerisinde karar düzeltme talebinde bulunmalarına rağmen Yargıtay tarafından taleplerinin reddedildiğini belirterek karar düzeltme haklarınınengellendiğini iddia etmişlerdir.

53. Somut olayda değerlendirilmesi gereken mesele, başvurucuların karardüzeltme talebinin kanun yolu incelemesine konu yapılmamasının, mahkemeye erişim hakkına orantısız bir müdahale oluşturup oluşturmadığıdır.

54. Başvurucular, 27/2/2014 tarihli dilekçelerinde ayrıntılı bir şekilde itirazlarınıdile getirerekkarar düzeltme talebinde bulunmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, başvurucuların talebini 15 günlük sürede ileri sürülmediğini belirterek reddetmiştir.

55. Başvuru konusu olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086 sayılı Kanun"un 440. maddesinde, Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceği belirtilmiştir.

56. 6100 sayılı Kanun"un 445. maddesinde, elektronik ortamda güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabileceği, harç ve avansın ödenebileceği dava dosyalarının incelenebileceği, Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgelerin güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanarak gönderilebileceği belirtilmiştir.

57. Yine başvuru konusu olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 5. ve 48. maddelerinde, taraf ve vekilleri ile diğer ilgililerin, güvenli elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla mahkemeler veya hukuk dairelerine elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilecekleri, taraf vekillerince UYAP üzerinden güvenli elektronik imza ile kanun yolu başvuru dilekçesinin gönderilebileceği, bu işler için ayrıca elle atılmış imzalı belge istenmeyeceği, avukatların UYAP Avukat Bilgi Sistemi üzerinden kanun yolu başvuru dilekçesi gönderebilmeleri için elektronik imza sahibi olmalarının gerekli olduğu, kanun yolu harçlarının avukat tarafından elektronik ortamda mahkeme veznesi hesabına aktarılacağı, kanun yolu başvurusunun, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte yapılmış sayılacağı belirtilmiştir.

58. Başvuru formuna ekli belgeler ve UYAP sisteminden yapılan incelemede, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/12/2013 tarihli onama ilamının 12/2/2014 tarihinde başvuruculara tebliğ edildiği, başvurucular vekilinin UYAP"tan 27/2/2014 tarihi saat 12.20"de 2286198849 iş emir numarası ile karar düzeltme talebinde bulunduğu, yine aynı tarih saat 12.30"da Mut Mahkemeler veznesine karar düzeltme harcını yatırdığı, Mut Asliye Hukuk Mahkemesi görevlilerince karar düzeltme dilekçesinin aynı gün saat 13.01"de görülmesine rağmen dilekçe ile ilgili işleme28/2/2014 günü saat 9.47"de başlanıldığı anlaşılmıştır.

59. Başvurucunun karar düzeltme talebi, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 20/5/2014 tarihli ilamında belirtilen "...somut olayda 12/02/2014 tarihinde Yargıtay onama kararı usulüne uygun olarak davacılar vekiline tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili, 28/02/2014 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Karar düzeltme süresi, 27/02/2014 tarihi çalışma saati bitimi olup tebliğ tarihinden karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarihe kadar Kanunda belirtilen 15 günlük karar düzeltme süresi geçmiş bulunmaktadır. Süresinden sonra yapılan karar düzeltme istemi geçersizdir." gerekçesi ile reddedilmiştir.

60. Yukarıda belirtilen tespitler ışığında 12/2/2014 tarihinde Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/12/2013 tarihli ilamını tebellüğ eden başvurucuların UYAP sistemi üzerinden ilama karşı 27/2/2014 tarihinde karar düzeltme talebinde bulunmalarına rağmen dilekçenin Mahkeme görevlileri tarafından yasal süre dolduktan bir gün sonra yani 28/2/2014 tarihinde işleme konulması nedeniyle bu tarihi esas alarak karar düzeltme dilekçesini süre yönünden reddetmesinin öngörülebilirlik sınırları içerisinde olduğunun değerlendirilemeyeceğini, Mahkeme yazı işlerinin gecikmesinden kaynaklanan uygulamanın yanlış bir olguya dayanılarak açık bir hata ile gerçekleştirildiği ve başvurucuların kanun yolunu kullanması imkânını ortadan kaldırdığı, başvurucular üzerinde ağır bir yüke sebep olduğu, başvurucuların katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru amaçlarla orantısız olduğu; dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna ulaşılmıştır.

61. Yukarıda açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.

3. 6216 Sayılı Kanun"un 50. Maddesi Yönünden

62. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2) numaralı fıkraları şöyledir:

“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…

(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar verir.”

63. Başvurucular zararları karşılığı 131.905,20 TL maddi tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuşlardır.

64. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna ulaşılmıştır.

65. Mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan kararın bir örneğinin Yargıtay ilgili Dairesine gönderilmek üzere Mut Asliye Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.

66. Başvurucular Durmuş Öcal, Ayşe Öcal ve Yılmaz Öcal açısından, dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvuruculara ödenmesine; başvurucu Nebi Karataş açısından dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2006,10 TL yargılama giderinin başvurucu Nebi Karataş"a ödenmesine karar verilmesi gerekir.

VI. HÜKÜM

Açıklanan gerekçelerle;

A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,

B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,

C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmek üzere Mut Asliye Hukuk Mahkemesine (E.2010/352, K.2012/101) GÖNDERİLMESİNE,

D. Yeniden yargılama kararı verilmekle başvurucuların tazminat taleplerinin REDDİNE,

E. a) 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucular Durmuş Öcal, Ayşe Öcal ve Yılmaz Öcal"a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,

 b) 206,10 TL harç ve 1800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucu Nebi Karataş"a ÖDENMESİNE,

F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,

G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.

AYM Kararları   Danıştay Kararları   Uyuşmazlık M. Kararları   Ceza Genel Kurulu Kararları   1. Ceza Dairesi Kararları   2. Ceza Dairesi Kararları   3. Ceza Dairesi Kararları   4. Ceza Dairesi Kararları   5. Ceza Dairesi Kararları   6. Ceza Dairesi Kararları   7. Ceza Dairesi Kararları   8. Ceza Dairesi Kararları   9. Ceza Dairesi Kararları   10. Ceza Dairesi Kararları   11. Ceza Dairesi Kararları   12. Ceza Dairesi Kararları   13. Ceza Dairesi Kararları   14. Ceza Dairesi Kararları   15. Ceza Dairesi Kararları   16. Ceza Dairesi Kararları   17. Ceza Dairesi Kararları   18. Ceza Dairesi Kararları   19. Ceza Dairesi Kararları   20. Ceza Dairesi Kararları   21. Ceza Dairesi Kararları   22. Ceza Dairesi Kararları   23. Ceza Dairesi Kararları   Hukuk Genel Kurulu Kararları   1. Hukuk Dairesi Kararları   2. Hukuk Dairesi Kararları   3. Hukuk Dairesi Kararları   4. Hukuk Dairesi Kararları   5. Hukuk Dairesi Kararları   6. Hukuk Dairesi Kararları   7. Hukuk Dairesi Kararları   8. Hukuk Dairesi Kararları   9. Hukuk Dairesi Kararları   10. Hukuk Dairesi Kararları   11. Hukuk Dairesi Kararları   12. Hukuk Dairesi Kararları   13. Hukuk Dairesi Kararları   14. Hukuk Dairesi Kararları   15. Hukuk Dairesi Kararları   16. Hukuk Dairesi Kararları   17. Hukuk Dairesi Kararları   18. Hukuk Dairesi Kararları   19. Hukuk Dairesi Kararları   20. Hukuk Dairesi Kararları   21. Hukuk Dairesi Kararları   22. Hukuk Dairesi Kararları   23. Hukuk Dairesi Kararları   BAM Hukuk M. Kararları   Yerel Mah. Kararları  


Avukat Web Sitesi