Esas No: 2014/13001
Karar No: 2014/13001
Karar Tarihi: 8/3/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
NEBİ KARATAŞ VE DİĞERLERİ BAŞVURUSU |
(Başvuru Numarası: 2014/13001) |
|
Karar Tarihi: 8/3/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin
YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar
ÖZGÜLDÜR |
|
|
Celal Mümtaz
AKINCI |
|
|
Muammer
TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör |
: |
Yakup MACİT |
Başvurucular |
: |
1. Nebi
KARATAŞ |
Vekili |
: |
Av. Mehmet
Türker KÜÇÜK |
|
|
2. Durmuş
ÖCAL |
|
|
3. Ayşe ÖCAL |
|
|
4. Yılmaz
ÖCAL |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru, karar düzeltme talebinin süre yönünden reddedilmesi
nedeniyle mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği iddiasına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2.Başvurular 5/8/2014 tarihinde yapılmıştır.
3.Başvurular, başvuru formları ve eklerinin idari yönden yapılan
ön incelemesinden sonra Komisyona sunulmuştur.
4. Komisyonca başvuruların kabul edilebilirlik incelemesinin
Bölüm tarafından yapılmasına karar verilmiştir.
5. E.2014/13002 sayılı bireysel başvuru dosyasının hukuki
irtibat nedeniyle E.2014/13001 sayılı başvuru dosyası ile birleştirilmesine
karar verilmiştir.
6.Bölüm Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve
esas incelemesinin birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
7. Başvuru belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına
(Bakanlık) gönderilmiştir. Bakanlık, görüşünü bildirmiştir.
8. Başvurucular, Bakanlığın görüşüne karşı süresinde beyanda
bulunmamışlardır.
III. OLAY VE OLGULAR
9. Başvuru formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar
özetle şöyledir:
10. Başvurucular Mersin ili, Mut ilçesi, Yazalanı
Mahallesi"nde bulunan taşınmazın toplam 4 dönümlük kısmını 20 yıldan fazla
süredir kullandıklarını, kazandırıcı zamanaşımı süresinin dolduğunu, bu nedenle
mülkiyet hakkını elde ettiklerini belirterek Mut Asliye Hukuk Mahkemesinin
(Mahkeme) E.2010/352 ve E.2010/354 sayılı dosyalarında tapu iptali ve tescil
davası açmışlardır.
11. Mahkeme, 20/1/2012 tarihli kararı ile E.2010/354 sayılı
dosyayı, E.2012/352 sayılı dosya ile birleştirmiştir.
12. Mahkeme, 2/3/2012 tarihli kararla 20/11/2001 tarihli ve 4721
sayılı Türk Medeni Kanunu"nun 713. maddesindeki yasal şartların
gerçekleşmediğini belirterek başvurucuların davalarını reddetmiştir.
13. Temyiz üzerine karar, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin
16/12/2013 tarihli kararı ile onanmıştır.
14. Başvurucular onama kararını 12/2/2014 tarihinde tebellüğ
etmişler, başvurucular vekili Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP) yoluyla
27/2/2014 tarihli iş emri ile karar düzeltme talebinde bulunmuştur.
15. Aynı Dairenin 20/5/2014 tarihli ilamında, Yargıtay onama
kararının 12/2/2014 tarihinde usulüne uygun olarak davacılar vekiline tebliğ
edildiği, davacılar vekilinin 28/2/2014 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme
isteğinde bulunduğu, karar düzeltme süresinin, 27/2/2014 tarihi çalışma saati
bitimi olduğu, tebliğ tarihinden karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarihe
kadar Kanun"da belirtilen 15 günlük karar düzeltme süresinin geçtiği,
süresinden sonra yapılan karar düzeltme isteminin geçersiz olduğu belirtilerek
talebin reddine karar verilmiştir.
16. Karar düzeltme talebinin reddine ilişkin karar, başvurucular
vekiline tebliğ edilmemiş, başvurucular vekilinin kararı öğrendiğini bildirdiği
8/7/2014 tarihine göre bireysel başvurunun süresinde yapıldığı tespit
edilmiştir.
IV.İLGİLİ HUKUK
A. Ulusal Hukuk
1. Kanun Hükümleri
17. 12/1/2011 tarihli ve 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri
Kanunu"nun geçici 3. maddesi şöyledir:
"(1) Bölge adliye mahkemelerinin,
26/9/2004 tarihli ve 5235 sayılı Adli Yargı İlk Derece Mahkemeleri ile Bölge
Adliye Mahkemelerinin Kuruluş, Görev ve Yetkileri Hakkında Kanunun geçici 2 nci maddesi uyarınca Resmî Gazete’de
ilan edilecek göreve başlama tarihine kadar, 1086 sayılı Kanunun temyize ilişkin
yürürlükteki hükümlerinin uygulanmasına devam olunur.
(2) Bölge adliye mahkemelerinin göreve başlama
tarihinden önce aleyhine temyiz yoluna başvurulmuş olan kararlar hakkında,
kesinleşinceye kadar 1086 sayılı Kanunun 26/9/2004 tarihli ve 5236 sayılı Kanunla
yapılan değişiklikten önceki 427 ilâ 454 üncü madde hükümlerinin uygulanmasına
devam olunur.
(3) Bu Kanunda bölge adliye mahkemelerine
görev verilen hallerde bu mahkemelerin göreve başlama tarihine kadar 1086
sayılı Kanunun bu Kanuna aykırı olmayan hükümleri uygulanır."
18. 18/6/1927 tarihli ve 1086 sayılı mülga Hukuk Muhakemeleri
Usulü Kanunu"nun 431. maddesi şöyledir:
"Temyiz dilekçesi, kararı veren bölge
adliye mahkemesi hukuk dairesine veya Yargıtayın
bozması üzerine hüküm veren ilk derece mahkemesine yahut temyiz edenin
bulunduğu yer bölge adliye mahkemesi hukuk dairesine veya ilk derece
mahkemesine verilebilir.
Temyiz dilekçesi kararı veren mahkemeden başka
bir mahkemeye verilmişse temyiz defterine kaydolunur
ve durum derhâl kararı temyiz edilen mahkemeye bildirilir.
Temyiz edene ücretsiz bir alındı belgesi
verilir."
19.Mülga 1086 sayılı Kanun"un 440. maddesinin ilgili kısmı
şöyledir:
"Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya
tebliğden itibaren 15 gün içinde aşağıdaki sebeplerden dolayı karar düzeltilmesi
istenebilir:
..."
20.6100 sayılı Kanun"un 445. maddesi şöyledir:
"Ulusal Yargı Ağı Bilişim Sistemi (UYAP),
adalet hizmetlerinin elektronik ortamda yürütülmesi amacıyla oluşturulan
bilişim sistemidir. Dava ve diğer yargılama işlemlerinin elektronik ortamda
gerçekleştirildiği hâllerde UYAP kullanılarak veriler kaydedilir ve saklanır.
Elektronik ortamda, güvenli elektronik imza
kullanılarak dava açılabilir, harç ve avans ödenebilir, dava dosyaları
incelenebilir. Bu Kanun kapsamında fizikî olarak hazırlanması öngörülen tutanak
ve belgeler güvenli elektronik imzayla elektronik ortamda hazırlanabilir ve
gönderilebilir. Güvenli elektronik imza ile oluşturulan tutanak ve belgeler
ayrıca fizikî olarak gönderilmez, belge örneği aranmaz.
Elektronik ortamdan fizikî örnek çıkartılması
gereken hâllerde tutanak veya belgenin aslının aynı olduğu belirtilerek hâkim
veya görevlendirdiği yazı işleri müdürü tarafından imzalanır ve mühürlenir.
Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün
sonunda biter.
Mahkemelerde görülmekte olan dava, çekişmesiz
yargı, geçici hukuki koruma ve diğer tüm işlemlerde UYAP’ın
kullanılmasına dair usul ve esaslar yönetmelikle düzenlenir."
21. 15/1/2004 tarihli ve 5070 sayılı Elektronik İmza Kanunu"nun
5. maddesi şöyledir:
"Güvenli elektronik imza, elle atılan
imza ile aynı hukukî sonucu doğurur.
Kanunların resmî şekle veya özel bir merasime
tabi tuttuğu hukukî işlemler ile teminat sözleşmeleri güvenli elektronik imza
ile gerçekleştirilemez."
22.6/8/2015 tarihli ve 29437 sayılı Resmî Gazete"de
yayımlanarak yürürlüğe giren Bölge Adliye ve Adlî Yargı İlk Derece Mahkemeleri
ile Cumhuriyet Başsavcılıkları İdarî ve Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine
Dair Yönetmeliğin (Yönetmelik) 5. maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli
elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla birimlere elektronik
ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.
Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP
üzerinden birimlere gönderilen ve iş listesine düşen belgeleri derhâl ilgili
kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Onay gerektiren evrak ilgilinin iş
listesine yönlendirilir.
...
Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün
sonunda biter. Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması
açısından saat 00:00"a kadar yapılması zorunludur.
..."
23. Yönetmelik"in 208. maddesinin (9) numaralı fıkrası şöyledir:
"Taraf vekillerince UYAP üzerinden
güvenli elektronik imza ile kanun yolu başvuru dilekçesi gönderilebilir. Bu
işler için ayrıca elle atılmış imzalı belge istenmez. Avukatların UYAP Avukat
Bilgi Sistemi üzerinden kanun yolu başvuru dilekçesi gönderebilmeleri için
güvenli elektronik imza sahibi olmaları gerekir. Kanun yolu harçları avukat
tarafından elektronik ortamda mahkeme veznesi hesabına aktarılır. Ayrıca bu
işlemlerin Barokart veya kredi kartı gibi ödeme
araçlarıyla yapılması sağlanabilir. Kanun yolu başvurusu, dilekçenin sisteme
kaydedildiği tarihte yapılmış sayılır. İşlem sonucunda başvuru sahibinin elektronik
ortamda erişebileceği bir alındı belgesi oluşturulur."
24. 3/4/2012 tarihli ve 28253 sayılı Resmî Gazete"de
yayımlanarak yürürlüğe giren mülga Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 5.
maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Taraf ve vekilleri ile diğer ilgililer güvenli
elektronik imza ile imzalamak suretiyle UYAP vasıtasıyla mahkemeler veya hukuk
dairelerine elektronik ortamda bilgi ve belge gönderebilirler.
Gelen evraktan sorumlu personel, UYAP
üzerinden mahkeme veya hukuk dairelerine gönderilen ve iş listesine düşen
belgeleri derhal ilgili kişiye ya da doğrudan dosyasına aktarır. Hâkimin
onayını gerektiren evrak hâkimin iş listesine yönlendirilir.
...
Elektronik ortamda yapılan işlemlerde süre gün
sonunda biter. Elektronik ortamda yapılacak işlemlerin, ertesi güne sarkmaması
açısından saat 00:00’a kadar yapılması zorunludur.
Fizikî ortamda yapılan işlemlerde süre mesai
saati sonunda biter."
25. Mülga Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 48.
maddesinin ilgili kısmı şöyledir:
"...
Taraf vekillerince UYAP üzerinden güvenli
elektronik imza ile kanun yolu başvuru dilekçesi gönderilebilir. Bu işler için
ayrıca elle atılmış imzalı belge istenmez. Avukatların UYAP Avukat Bilgi
Sistemi üzerinden kanun yolu başvuru dilekçesi gönderebilmeleri için elektronik
imza sahibi olmaları gerekir. Kanun yolu harçları avukat tarafından elektronik
ortamda mahkeme veznesi hesabına aktarılır. Ayrıca bu işlemlerin Barokart veya kredi kartı gibi ödeme araçlarıyla yapılması
sağlanabilir. Kanun yolu başvurusu, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte
yapılmış sayılır. İşlem sonucunda başvuru sahibinin elektronik ortamda
erişebileceği bir alındı belgesi oluşturulur.
Elektronik ortamda kanun yolu başvurusu saat
00:00’a kadar yapılabilir."
..."
2. Yargıtay Kararı
26. Yargıtay Ceza Genel Kurulunun 20/1/2014 tarihli ve
E.2013/14-742, K.2014/16 sayılı kararının ilgili kısmı şöyledir:
"...
..Cumhuriyet Başsavcılıkları ile Adli Yargı
İlk Derece Ceza Mahkemeleri Yazı İşleri Hizmetlerinin Yürütülmesine Dair
Yönetmelik ve Hakimler ve Savcılar Yüksek Kurulunun ilgili genelgesine göre UYAP"a kaydedilerek elektronik ortama aktarılan belgelerle
ilgili kayıt tarihinin ilgili işlemler yönüyle havale tarihi olarak esas
alınması gerekmektedir.
..."
.
B. Uluslararası Hukuk
27. Avrupa İnsan Hakları Sözleşmesi’nin (Sözleşme) 6. maddesinin
ilgili kısmı şöyledir:
“Herkes davasının medeni hak ve yükümlülükleri
ile ilgili uyuşmazlıklar ya da cezai alanda kendisine yöneltilen suçlamaların
esası konusunda karar verecek olan, kanunla kurulmuş bağımsız ve tarafsız bir
mahkeme tarafından kamuya açık olarak ve makul bir süre içinde, görülmesini
isteme hakkına sahiptir...”
28. Avrupa İnsan Hakları Mahkemesi (AİHM), mahkemeye erişim
hakkının, Sözleşmenin 6. maddesinde yerini bulan güvencelerin doğal bir parçası
olduğunu (bkz. Lawyer Partners A.S./Slovakya, B.
No: 54252/07, 16/6/2009, § 52), bu kapsamda herkesin kişisel hak ve
yükümlülükleriyle ilgili her türlü iddiasını bir mahkeme veya yargı yeri önüne
getirme hakkının güvence altına alındığını (bkz. Golder/ Birleşik Krallık, B. No: 4451/70, 21/2/1975, § 36)
belirtmiştir. Yine AİHM, Sözleşme"nin 6. maddesinde, mahkeme kararlarına karşı
kanun yolu başvurusunda bulunma hakkının güvence altına alınmadığını, ancak
devletin kendi takdirine bağlı olarak taraflara kanun yolu başvurusunda bulunma
hakkı tanıması durumunda bu incelemeyi yapan mahkeme önünde uygulanan muhakeme
usulünün bu ilkelere uygun olması gerektiğini belirtmiştir (bkz. Delcourt/Belçika, B. No: 2689/65, 17/1/1970, §
26).
29. Bu değerlendirmeye benzer şekilde AİHM, bir hukuk davasında
bölge adliye mahkemesi ilamına yönelik itirazın süre yönünden reddedilmesi
nedeniyle yapılan başvuruyu mahkemeye erişim hakkı kapsamında değerlendirererek kanun yolu incelemesinde uygulanacak
usulün Sözleşme"nin 6. maddesi kapsamında değerlendirilmesi gerektiğini
belirtmiştir (bkz. Mushta/Ukrayna, B. No: 8863/06, 18/11/2010, §
39).
30. AİHM, mahkemeye erişim hakkına yönelik birtakım
sınırlandırmaların kabul edilebileceğini ancak sınırlamaların meşru bir amaca
yönelik olmadığı veya kullanılan yöntem ile ulaşılması hedeflenen amaç arasında
makul bir orantısallık ilişkisinin bulunmadığı
durumlarda kısıtlamaların Sözleşme"nin 6. maddenin birinci fıkrasına uygun
olmayacağını belirtmiştir (bkz. Ashıngdane/Birleşik
Krallık,B.
No: 8225/78, 28/5/1985, § 57).
31. Osu/İtalya (B.
No: 36534/97, 11/7/2002, §§ 36-40) davasında, uyuşturucu kaçakçılığı yapan suç
örgütüne üye olduğu gerekçesiyle hakkında 7 yıl hapis cezası verilen başvurucu,
kararı sonradan öğrendiğini belirterek Yargıtayagecikmiş
temyiz başvurusunda bulunmuş, Yargıtay ilgili kanun hükmüne rağmen talebin
süresinde yapılmadığı gerekçesiyle istemi reddetmiştir. AİHM bu başvuruda, dava
açma ya da kanun yollarına başvuru için belli sürelerin öngörülmesinin kabul
edilebileceğini, ancak öngörülen süre koşullarının açıkça hukuka aykırı olarak
yanlış uygulanması ya da hesaplanması nedeniyle kişilerin dava açma ya da kanun
yollarına başvuru hakkını kullanamamaları hâlinde mahkemeye erişim hakkının
ihlal sonucunun ortaya çıkacağını belirterek somut olayda Yargıtayın
ret kararının kanun hükmünün neden uygulanmadığına ilişkin gerekçe içermediğini
bu açıdan öngörülebilir olmadığını belirterek mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine
karar vermiştir.
V. İNCELEME VE GEREKÇE
32. Mahkemenin 8/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda
başvuru incelenip gereği düşünüldü:
1. Başvurucuların İddiaları ve Bakanlık Görüşü
33. Başvurucular, başvuru konusu davada ilk derece mahkemesinin
kararının Yargıtayca onandığını, onama kararının
12/2/2014 tarihinde vekillerine tebliğ edildiğini, karar düzeltme dilekçesinin
avukatları aracılığı ile UYAP sisteminden Mahkemeye 27/2/2014 tarihinde
gönderildiğini; ancak, Mahkemenin dilekçeyi 28/2/2014 tarihinde işleme
koyduğunu, Yargıtayın da süresinde karar düzeltme
talebinde bulunmadıkları gerekçesiyle taleplerini reddettiğini, Yargıtayın ret kararıyla karar düzeltme haklarının
ellerinden alındığını belirterek Anayasa"nın 36. maddesinde tanımlanan adil
yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüşler ve tazminat talebinde
bulunmuşlardır.
34. Bakanlık, Yargıtay onama ilamının 12/2/2014 tarihinde
başvuruculara tebliğ edildiğini, başvurucular vekilinin UYAP üzerinden
2286198849 iş numarası ile 27/2/2014 tarihinde karar düzeltme dilekçesi
gönderdiğini, bu açıdan Yargıtay 8. Hukuk Dairesi tarafından verilen kararın,
başvurucuların mahkemeye erişim hakkının özünü etkileyecek şekilde engelleyip
engellemediği hususundaki değerlendirme yetkisinin Anayasa Mahkemesine ait
olduğunu belirtmiştir.
2. Değerlendirme
35. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasışöyledir:
“Herkes, meşru vasıta ve yollardan faydalanmak
suretiyle yargı mercileri önünde davacı veya davalı olarak iddia ve savunma ile
adil yargılanma hakkına sahiptir.”
36. Başvurucuların şikâyetinin özünün, karar düzeltme talebinin
esasının Yargıtayca incelenmemesine yönelik
olmasından dolayı iddia, adil yargılanma hakkının güvenceleri arasında yer alan
mahkemeye erişim hakkı kapsamında incelenmiştir.
a. Kabul Edilebilirlik Yönünden
37. Açıkça dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine
karar verilmesini gerektirecek başka bir nedeninin de bulunmadığı anlaşılan
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir
olduğuna karar verilmesi gerekir.
b. Esas Yönünden
i. Müdahalenin Varlığı ve Hakkın Kapsamı
38. Anayasa’nın 36. maddesinin birinci fıkrasında, herkesin
meşru vasıta ve yollardan faydalanmak suretiyle yargı mercileri önünde davacı
veya davalı olarak iddia ve savunma ile adil yargılanma hakkına sahip olduğu
belirtilmiştir.
39. Anayasa"nın 36. maddesine 2001 yılı değişiklikleriyle
eklenen "adil yargılanma" ibaresine ilişkin gerekçede, taraf
olduğumuz uluslararası sözleşmelerce güvence altına alınan adil yargılanma
hakkının madde metnine dâhil edildiği vurgulanmıştır. Sözleşme"nin 6.
maddesinde belirtilen adil yargılanma hakkının güvencelerinden birini de
mahkemeye erişim hakkı oluşturmaktadır.
40. Hak arama özgürlüğünün temel unsurlarından biri mahkemeye erişim
hakkıdır. Kişinin uğradığı bir haksızlığa veya zarara karşı kendisini
savunabilmesinin ya da maruz kaldığı haksız bir uygulama veya işleme karşı
haklılığını ileri sürüp kanıtlayabilmesinin, zararını giderebilmesinin en
etkili yolu, yargı mercileri önünde dava hakkını kullanabilmesidir (AYM,
E.2014/76,K.2014/142, 11/9/2014).
41. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde,mahkemeye erişim hakkının, bir
uyuşmazlığı mahkeme önüne taşıyabilmek ve uyuşmazlığın etkili bir şekilde
karara bağlanmasını isteyebilmek anlamına geldiğini, kişinin mahkemeye
başvurmasını engelleyen veya mahkeme kararını anlamsız hâle getiren, bir başka
ifadeyle mahkeme kararını önemli ölçüde etkisizleştiren sınırlamaların
mahkemeye erişim hakkını ihlal edebileceğini (Özkan
Şen, B. No: 2012/791, 7/11/2013, § 52), ilk derece mahkemesine dava
açma hakkının yanında itiraz, istinaf veya temyiz gibi kanun yollarına başvurma
imkânı tanınmış ise anılan yollara başvurma hakkının da bu kapsamda
değerlendirilmesi gerektiğini (Ali Atlı,
B. No: 2013/500, 20/3/2014, § 49) belirtmiştir.
42. Süre yönünden karar düzeltme talebinin reddedilmesinin
mahkemeye erişim hakkına bir müdahale teşkil ettiği açıktır.
ii. Müdahalenin İhlal Oluşturup Oluşturmadığı
43. Anayasa’nın 13. maddesi şöyledir:
“Temel hak ve hürriyetler, özlerine
dokunulmaksızın yalnızca Anayasanın ilgili maddelerinde belirtilen sebeplere
bağlı olarak ve ancak kanunla sınırlanabilir. Bu sınırlamalar, Anayasanın
sözüne ve ruhuna, demokratik toplum düzeninin ve lâik Cumhuriyetin gereklerine
ve ölçülülük ilkesine aykırı olamaz.”
44. Yukarıda anılan müdahale, Anayasa’nın 13. maddesinde
belirtilen koşulları yerine getirmediği müddetçe Anayasa’nın 36. maddesinin
ihlalini teşkil edecektir.
45. Bu sebeple müdahalenin Anayasa’nın 13. maddesinde öngörülen
ve somut başvuruya uygun düşen; kanun tarafından öngörülme, haklı bir sebebe
dayanma, ölçülülük ilkesine aykırı olmama koşullarına uygun olup olmadığının
belirlenmesi gerekir.
(1) Kanunilik
46. Başvuru konusu olayda, Yargıtay Dairesinin, karar düzeltme
talebini 1086 sayılı Kanun"un 440. maddesinde öngörülen sürede yapılmadığı
gerekçesiyle reddettiği anlaşılmaktadır.
47. Yargıtay Dairesinin bu hükmü esas alarak verdiği ret
kararına göre yapılan müdahalenin kanun tarafından öngörülme ölçütünü
karşıladığı sonucuna varılmıştır.
(2) Meşru Amaç
48. Başvurucuların karar düzeltme başvurusu süresinden sonra
yapıldığı gerekçesiyle reddedilmiştir. Kanun yollarına başvurmanın belli bir
süreye bağlanmasına ilişkin kuralların, mahkemelerin gereksiz yere meşgul
edilmemesi, davaların uzamasını önlemek, hukuki alanda istikrar sağlamak ve
kararlara karşı hukuk düzenine karşı olan güvenin sarsılmasını önlemek amacıyla
vâzedildiği, bu açıdan meşru bir amaca yönelik olduğu
anlaşılmıştır.
(3) Ölçülülük
49. Karar düzeltme talebinin reddedilmesi nedeniyle
başvurucuların mahkemeye erişimine getirilen sınırlamanın ölçülü olup olmadığı
ve başvurucuya ağır bir yük getirip getirmediği hususlarınındeğerlendirilmesi
gerekir.
(a) Genel İlkeler
50. Anayasa Mahkemesi bireysel başvuru kapsamında yaptığı değerlendirmelerde,Mahkemeye erişim hakkının, kural olarak
mutlak bir hak olmayıp sınırlandırılabileceği, bu hususta devletlerin takdir
hakları gereği bazı düzenlemeler yapabileceği, bununla birlikte getirilecek
sınırlandırmaların hakkın özünü zedeleyecek nitelikte olmaması, meşru bir amaç
izlemesi, açık ve ölçülü olması ve başvurucu üzerinde ağır bir yük
oluşturmaması gerektiği belirtilmiştir (Mesut
Güzel, B. No: 2014/5876, 22/9/2016, § 31). Bu kapsamda dava açmayı
imkânsız kılacak ölçüde kısa olmadıkça dava açma ya da kanun yollarına başvuru
için belli sürelerin öngörülmesinin, hukuki belirlilik ilkesinin bir gereği
olduğu ve tek başına bu durumun mahkemeye erişim hakkına aykırılık
oluşturmayacağı belirtilmiştir (Remzi Durmaz,
B. No: 2013/1718, 2/10/2013, § 27).
51. Anayasa Mahkemesi, bir yerin Cumhuriyet Başsavcılığı
tarafından verilen idari yaptırım kararına karşı başka yerin Cumhuriyet
Başsavcılığı vasıtasıyla süresinde yapılan itirazda, sulh ceza mahkemesince,
dilekçenin fiilen mahkemeye ulaştığı tarihin esas alınarak itirazın
reddedilmesi nedeniyle yapılan başvuruyu mahkemeye erişim hakkı kapsamında
incelemiş, başvurucunun bulunduğu yer Cumhuriyet Başsavcılığını aracı kılarak
başvuruda bulunmasının usul kurallarına aykırı olmadığını, bu açıdan
başvurucunun bu konuda özensiz veya ihmalkâr davrandığının söylenemeyeceğini, mahkemeninusul kurallarının uygulanmasındaki açık hatasının
bireyin mahkemeye erişim hakkından yararlanamaması ve kendisine uygulanan
yaptırımın hukukiliğini inceletememesi sonucunu doğurduğunu belirterek
mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiğine karar vermiştir (Remzi Durmaz, B. No: 2013/1718,
2/10/2013,§§ 35-38).
(b) İlkelerin Olaya Uygulanması
52. Başvurucular, yasal süre içerisinde karar düzeltme talebinde
bulunmalarına rağmen Yargıtay tarafından taleplerinin reddedildiğini belirterek
karar düzeltme haklarınınengellendiğini iddia
etmişlerdir.
53. Somut olayda değerlendirilmesi gereken mesele,
başvurucuların karardüzeltme talebinin kanun yolu
incelemesine konu yapılmamasının, mahkemeye erişim hakkına orantısız bir
müdahale oluşturup oluşturmadığıdır.
54. Başvurucular, 27/2/2014 tarihli dilekçelerinde ayrıntılı bir
şekilde itirazlarınıdile getirerekkarar
düzeltme talebinde bulunmuş, Yargıtay 8. Hukuk Dairesi, başvurucuların talebini
15 günlük sürede ileri sürülmediğini belirterek reddetmiştir.
55. Başvuru konusu olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga 1086
sayılı Kanun"un 440. maddesinde, Yargıtay kararlarına karşı tefhim veya
tebliğden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme talebinde bulunulabileceği
belirtilmiştir.
56. 6100 sayılı Kanun"un 445. maddesinde, elektronik ortamda
güvenli elektronik imza kullanılarak dava açılabileceği, harç ve avansın
ödenebileceği dava dosyalarının incelenebileceği, Kanun kapsamında fizikî
olarak hazırlanması öngörülen tutanak ve belgelerin güvenli elektronik imzayla
elektronik ortamda hazırlanarak gönderilebileceği belirtilmiştir.
57. Yine başvuru konusu olay tarihinde yürürlükte bulunan mülga
Hukuk Muhakemeleri Kanunu Yönetmeliği"nin 5. ve 48. maddelerinde, taraf ve
vekilleri ile diğer ilgililerin, güvenli elektronik imza ile imzalamak
suretiyle UYAP vasıtasıyla mahkemeler veya hukuk dairelerine elektronik ortamda
bilgi ve belge gönderebilecekleri, taraf vekillerince UYAP üzerinden güvenli
elektronik imza ile kanun yolu başvuru dilekçesinin gönderilebileceği, bu işler
için ayrıca elle atılmış imzalı belge istenmeyeceği, avukatların UYAP Avukat
Bilgi Sistemi üzerinden kanun yolu başvuru dilekçesi gönderebilmeleri için
elektronik imza sahibi olmalarının gerekli olduğu, kanun yolu harçlarının
avukat tarafından elektronik ortamda mahkeme veznesi hesabına aktarılacağı,
kanun yolu başvurusunun, dilekçenin sisteme kaydedildiği tarihte yapılmış
sayılacağı belirtilmiştir.
58. Başvuru formuna ekli belgeler ve UYAP sisteminden yapılan
incelemede, Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/12/2013 tarihli onama ilamının
12/2/2014 tarihinde başvuruculara tebliğ edildiği, başvurucular vekilinin UYAP"tan 27/2/2014 tarihi saat 12.20"de 2286198849 iş emir
numarası ile karar düzeltme talebinde bulunduğu, yine aynı tarih saat 12.30"da
Mut Mahkemeler veznesine karar düzeltme harcını yatırdığı, Mut Asliye Hukuk
Mahkemesi görevlilerince karar düzeltme dilekçesinin aynı gün saat 13.01"de
görülmesine rağmen dilekçe ile ilgili işleme28/2/2014 günü saat 9.47"de
başlanıldığı anlaşılmıştır.
59. Başvurucunun karar düzeltme talebi, Yargıtay 8. Hukuk
Dairesinin 20/5/2014 tarihli ilamında belirtilen "...somut olayda 12/02/2014 tarihinde Yargıtay onama kararı
usulüne uygun olarak davacılar vekiline tebliğ edilmiştir. Davacılar vekili,
28/02/2014 tarihli dilekçesi ile karar düzeltme isteğinde bulunmuştur. Karar
düzeltme süresi, 27/02/2014 tarihi çalışma saati bitimi olup tebliğ tarihinden
karar düzeltme dilekçesinin verildiği tarihe kadar Kanunda belirtilen 15 günlük
karar düzeltme süresi geçmiş bulunmaktadır. Süresinden sonra yapılan karar
düzeltme istemi geçersizdir." gerekçesi ile reddedilmiştir.
60. Yukarıda belirtilen tespitler ışığında 12/2/2014 tarihinde
Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 16/12/2013 tarihli ilamını tebellüğ eden
başvurucuların UYAP sistemi üzerinden ilama karşı 27/2/2014 tarihinde karar
düzeltme talebinde bulunmalarına rağmen dilekçenin Mahkeme görevlileri
tarafından yasal süre dolduktan bir gün sonra yani 28/2/2014 tarihinde işleme
konulması nedeniyle bu tarihi esas alarak karar düzeltme dilekçesini süre
yönünden reddetmesinin öngörülebilirlik sınırları içerisinde olduğunun değerlendirilemeyeceğini,
Mahkeme yazı işlerinin gecikmesinden kaynaklanan uygulamanın yanlış bir olguya
dayanılarak açık bir hata ile gerçekleştirildiği ve başvurucuların kanun yolunu
kullanması imkânını ortadan kaldırdığı, başvurucular üzerinde ağır bir yüke sebep
olduğu, başvurucuların katlanmak zorunda kaldığı külfetin hedeflenen meşru
amaçlarla orantısız olduğu; dolayısıyla müdahalenin ölçülü olmadığı sonucuna
ulaşılmıştır.
61. Yukarıda açıklanan nedenlerle başvurucuların Anayasa’nın 36.
maddesinde güvence altına alınan adil yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye
erişim haklarının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
3. 6216 Sayılı Kanun"un 50. Maddesi Yönünden
62. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un 50. maddesinin (1) ve (2)
numaralı fıkraları şöyledir:
“(1) Esas inceleme sonunda, başvurucunun
hakkının ihlal edildiğine ya da edilmediğine karar verilir. İhlal kararı
verilmesi hâlinde ihlalin ve sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere
hükmedilir…
(2) Tespit edilen ihlal bir mahkeme kararından
kaynaklanmışsa, ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldırmak için yeniden yargılama
yapmak üzere dosya ilgili mahkemeye gönderilir. Yeniden yargılama yapılmasında
hukuki yarar bulunmayan hâllerde başvurucu lehine tazminata hükmedilebilir veya
genel mahkemelerde dava açılması yolu gösterilebilir. Yeniden yargılama
yapmakla yükümlü mahkeme, Anayasa Mahkemesinin ihlal kararında açıkladığı
ihlali ve sonuçlarını ortadan kaldıracak şekilde mümkünse dosya üzerinden karar
verir.”
63. Başvurucular zararları karşılığı 131.905,20 TL maddi
tazminata karar verilmesi talebinde bulunmuşlardır.
64. Mahkemeye erişim hakkının ihlal edildiği sonucuna
ulaşılmıştır.
65. Mahkemeye erişim hakkının ihlalinin sonuçlarının ortadan
kaldırılması için yeniden yargılama yapılmasında hukuki yarar bulunduğundan
kararın bir örneğinin Yargıtay ilgili Dairesine gönderilmek üzere Mut Asliye
Hukuk Mahkemesine gönderilmesine karar verilmesi gerekir.
66. Başvurucular Durmuş Öcal, Ayşe Öcal ve Yılmaz Öcal
açısından, dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harçtan oluşan
yargılama giderinin başvuruculara ödenmesine; başvurucu Nebi Karataş açısından
dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden
oluşan toplam 2006,10 TL yargılama giderinin başvurucu Nebi Karataş"a
ödenmesine karar verilmesi gerekir.
VI. HÜKÜM
Açıklanan gerekçelerle;
A. Adil yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın
KABUL EDİLEBİLİR OLDUĞUNA,
B. Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan adil
yargılanma hakkı kapsamında mahkemeye erişim hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C. Kararın bir örneğinin mahkemeye erişim hakkının ihlalinin
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yeniden yargılama yapılmak amacıyla
ilgili Yargıtay Dairesine gönderilmek üzere Mut Asliye Hukuk Mahkemesine
(E.2010/352, K.2012/101) GÖNDERİLMESİNE,
D. Yeniden yargılama kararı verilmekle başvurucuların tazminat
taleplerinin REDDİNE,
E. a) 206,10 TL harçtan oluşan yargılama giderinin başvurucular
Durmuş Öcal, Ayşe Öcal ve Yılmaz Öcal"a MÜŞTEREKEN ÖDENMESİNE,
b) 206,10 TL harç ve 1800
TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucu
Nebi Karataş"a ÖDENMESİNE,
F. Ödemelerin, kararın tebliğini takiben başvurucuların Maliye
Bakanlığına başvuru tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede
gecikme olması hâlinde bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar
geçen süre için yasal FAİZ UYGULANMASINA,
G. Kararın bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE
8/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE karar verildi.