Esas No: 2014/11177
Karar No: 2014/11177
Karar Tarihi: 8/3/2017
Anayasa Mahkemesinin bu kararı bireysel başvuru kararı olup kişisel veri içerme ihtimali bulunmaktadır. Her ne kadar yayınlamakta yasal bir sakınca bulunmasa da bunun kişilere zarar verme ihtimali karşısında bu kararı yayınlamıyoruz.
TÜRKİYE CUMHURİYETİ |
ANAYASA MAHKEMESİ |
|
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
BURAK EDİS BAŞVURUSU |
(Başvuru
Numarası: 2014/11177) |
|
Karar
Tarihi: 8/3/2017 |
|
İKİNCİ BÖLÜM |
|
KARAR |
|
Başkan |
: |
Engin YILDIRIM |
Üyeler |
: |
Serdar ÖZGÜLDÜR |
|
|
Celal Mümtaz AKINCI |
|
|
Muammer TOPAL |
|
|
M. Emin KUZ |
Raportör Yrd. |
: |
Gökçe GÜLTEKİN |
Başvurucu |
: |
Burak EDİS |
Vekili |
: |
Av. Dursun KARACA |
I. BAŞVURUNUN KONUSU
1. Başvuru,
yargılama yapılan ceza davasında suçun hukuki nitelendirmesinde hataya
düşülmesi ve yargılamanın makul sürede sonuçlandırılmaması nedenleriyle adil
yargılanma hakkının ihlal edildiği iddialarına ilişkindir.
II. BAŞVURU SÜRECİ
2. Başvuru
9/7/2014 tarihinde yapılmıştır.
3. Başvuru,
başvuru formu ve eklerinin idari yönden yapılan ön incelemesinden sonra
Komisyona sunulmuştur.
4.
Komisyonca başvurunun kabul edilebilirlik incelemesinin Bölüm tarafından
yapılmasına karar verilmiştir.
5. Bölüm
Başkanı tarafından başvurunun kabul edilebilirlik ve esas incelemesinin
birlikte yapılmasına karar verilmiştir.
6. Başvuru
belgelerinin bir örneği bilgi için Adalet Bakanlığına gönderilmiştir.
III. OLAY VE OLGULAR
7. Başvuru
formu ve eklerinde ifade edildiği şekliyle olaylar özetle şöyledir:
8. Başvurucunun 8/10/2005 tarihinde ifadesi alınmış; Kara
Kuvvetleri Komutanlığı 48. Motorlu Piyade Tugay Komutanlığı Trabzon Askerî
Savcılığının 2/1/2009 tarihli iddianamesi ilezimmet,
memuriyet nüfuzunu kötüye kullanmak, memuriyet görevini ihmal suçlarından
cezalandırılması istemiyle hakkında kamu davası açılmıştır.
9. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 48. Motorlu Piyade Tugay
Komutanlığı Trabzon Askerî Mahkemesinin 15/11/2011 tarihli kararı ile
başvurucunun kişisel çıkar sağlamak için memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye
kullanma, memuriyet görevini ihmal etme, ihtilasen
zimmet (iki kez), ihtilasen zimmete teşebbüs ve
zincirleme şekilde memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye kullanma suçlarından
mahkûmiyetine karar verilmiştir.
10. Kararın temyiz edilmesi üzerine Askerî Yargıtay 1.
Dairesinin 30/5/2012 tarihli kararı ile başvurucunun 2003-2005 yıllarında
işlediği kabul olunan kişisel çıkar sağlamak için nüfuzunu sair surette kötüye
kullanma suçu yönünden eylemin zincirleme olarak askerî aracı hususi
menfaatinde kullanmak suçunu oluşturduğunun kabulü ile bozulmasına; 2004-2005
yıllarında işlendiği kabul edilen memuriyet görevini ihmal etme suçu yönünden
hükmün onanmasına; Aralık 2004 yılında işlendiği kabul olunan ihtilasen zimmet suçunda, eylemin memuriyet nüfuzunu sair
surette kötüye kullanma suçunu oluşturduğunun kabulü ile hükmün bu kısımının bozulmasına; Eylül 2004 yılında işlendiği kabul
olunan zincirleme ihtilasen zimmet suçu yönünden
davanın zamanaşımı nedeniyle düşmesine, Hazine zararının saklı tutulmasına;
2005 yılında işlendiği kabul olunan ihtilasen zimmete
teşebbüs suçu yönünden eksik inceleme nedeniyle hükmün bozulmasına; 2003-2005
yıllarında işlendiği kabul olunan zincirleme memuriyet nüfuzunu sair surette
kötüye kullanma suçundan kurulan mahkûmiyet hükmünün onanmasına karar
verilmiştir.
11. Kara Kuvvetleri Komutanlığı 48. Motorlu Piyade Tugay
Komutanlığı Trabzon Askerî Mahkemesinin kapatılması üzerine bozmaya uyarak
yargılamaya devam eden Kara Kuvvetleri Komutanlığı 5. Piyade Eğitim Tugay
Komutanlığı Sivas Askerî Mahkemesinin 12/6/2014 tarihli kararı ile başvurucunun
22/5/1930 tarihli ve 1632 sayılı Askeri Ceza Kanunu"nun 130. maddesi uyarınca
askerî eşyayı hususi menfaatinde kullanma suçundan 1.500 TL adli para cezasına,
memuriyet nüfuzunu sair surette kötüye kullanma suçundan açılan kamu davasının
4/12/2004 tarihli ve 5271 sayılı Ceza Muhakemesi Kanunu"nun 223. maddesinin (8)
numaralı fıkrası uyarınca düşmesine ve sanığın eylemi nedeniyle meydana gelen
21.173,95 TL tutarındaki Hazine zararının saklı tutulmasına, ihtilasen zimmete teşebbüs etme suçundan 1632 sayılı Kanun"un
131. maddesinin birinci fıkrası uyarınca 740 TL adli para cezası ile
cezalandırılmasına karar verilmiştir.
12. Mahkemece verilen kararın zamanaşımı nedeniyle davanın
düşmesine ilişkin kısmı temyiz edilmemiştir.
IV. İNCELEME VE GEREKÇE
13.
Mahkemenin 8/3/2017 tarihinde yapmış olduğu toplantıda başvuru incelenip gereği
düşünüldü:
A. Makul Sürede Yargılanma Hakkının İhlal Edildiğine
İlişkin İddia
14.
Başvurucu, makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri sürmüştür.
1. Kabul Edilebilirlik Yönünden
15. Açıkça
dayanaktan yoksun olmadığı ve kabul edilemezliğine karar verilmesini
gerektirecek başka bir nedeni de bulunmadığı anlaşılan makul sürede yargılanma
hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın kabul edilebilir olduğuna karar verilmesi
gerekir.
2. Esas Yönünden
16. Ceza yargılamasının süresi tespit edilirken sürenin
başlangıç tarihi olarak bir kişiye suç işlediği iddiasının yetkili makamlar
tarafından bildirildiği veya isnattan ilk olarak etkilendiği arama ve gözaltı
gibi birtakım tedbirlerin uygulandığı tarih; sürenin sona erdiği tarih olarak
ise suç isnadına ilişkin nihai kararın verildiği, yargılaması devam eden
davalar yönünden ise Anayasa Mahkemesinin makul süre şikâyetiyle ilgili
kararını verdiği tarih esas alınır (B.E.,
B. No: 2012/625, 9/1/2014, § 34).
17. Ceza
yargılamasının süresinin makul olup olmadığı değerlendirilirken yargılamanın
karmaşıklığı ve kaç dereceli olduğu, tarafların ve ilgili makamların yargılama
sürecindeki tutumu ve başvurucunun yargılamanın süratle sonuçlandırılmasındaki
menfaatinin niteliği gibi hususlar dikkate alınır (B.E., § 29).
18. Anılan
ilkeler ve Anayasa Mahkemesinin benzer başvurularda verdiği kararlar dikkate
alındığında somut olayda 8 yıl 8 aylık yargılama süresinin makul olmadığı
sonucuna varmak gerekir.
19.
Açıklanan gerekçelerle Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine karar verilmesi gerekir.
B. Diğer İhlal İddiaları
20.
Başvurucu; 2003 ila 2005 yıllarında kurmay albay rütbesinde Samsun İl Jandarma
Alay Komutanlığı görevini yürüttüğünü, mahkûmiyet kararlarının temyiz
edildiğini, ancak zamanaşımı nedeniyle düşme kararının temyiz edilmediğini,
sadece Hazine zararının saklı tutulmasına dair kısmının temyiz edildiğini, bu
soruşturma sebebiyle emekli olmak zorunda kaldığını, tuğgeneralliğe terfi
edemediğini, bu nedenle adil yargılanma hakkının ihlal edildiğini ileri
sürmüştür.
21. 30/3/2011 tarihli ve 6216 sayılı Anayasa Mahkemesinin
Kuruluşu ve Yargılama Usulleri Hakkında Kanun’un “Bireysel başvuru hakkına sahip olanlar” başlıklı 46.
maddesinde kimlerin bireysel başvuru yapabileceği sayılmıştır. Anılan maddenin
(1) numaralı fıkrasına göre bir kişinin Anayasa Mahkemesine bireysel başvuruda
bulunabilmesi için üç temel ön koşulun birlikte bulunması gerekmektedir. Bu ön
koşullar; başvurucunun kamu gücünün eylem veya işleminden ya da ihmalinden
dolayı “güncel bir hakkının ihlal edildiği iddiasında”bulunması, iddia edilen ihlalden kişinin
“kişisel olarak” ve “doğrudan” etkilenmiş olması ve bunların sonucunda
başvurucunun “mağdur” olduğunu iddia etmesidir (Fetih Ahmet Özer, B. No: 2013/6179, 20/3/2014, § 24).
22. Bir başvurunun kabul edilebilmesi için başvurucunun sadece
mağdur olduğunu ileri sürmesi yeterli olmayıp ihlalden doğrudan etkilendiğini
yani mağdur olduğunu göstermesi veya mağdur olduğu konusunda Anayasa
Mahkemesini ikna etmesi gerekir. Bu itibarla mağdur olduğu zannı veya şüphesi
de mağdurluk statüsünün varlığı için yeterli değildir (Ayşe Hülya Potur, B. No:
2013/8479, 6/6/2014, § 24).
23. Bu kapsamda bir şüpheli hakkında yürütülen ceza
soruşturmasının kovuşturmaya yer olmadığına dair kararla sonuçlanması veya
açılmış olan davanın ertelenmesi, düşürülmesi ya da sanığın beraatine
hükmedilmesi hâlinde makul sürede yargılanma hakkına ilişkin iddialara halel
gelmemek şartıyla bu kişilerin adil yargılanma hakkının ihlali nedeniyle mağdur
olduklarının kabulü mümkün değildir. Ancak bu durum, soruşturma veya
kovuşturmaların yukarıda belirtilen sonuçlarının adil yargılanma hakkı
dışındaki haklara etkisinin incelenmesine engel teşkil etmez (Mustafa Kamil Uzuner ve
Mustafa Kadir Gül, B. No: 2013/3371, 9/3/2016, § 52).
24. Somut olayda, başvurucu hakkında her ne kadar kamu davası
açılmış ise de öngörülen zamanaşımı sürelerinin dolması nedeniyle şikâyet
konusu suç yönünden başvurucu hakkında herhangi bir mahkûmiyet hükmü kurulmamış
ve davanın düşürülmesine karar verilmiştir. Dolayısıyla başvurucunun bahse konu
iddiaları bakımından mağdur sıfatı bulunmamaktadır.
25. Açıklanan gerekçelerle mağdurluk statüsünün bulunmadığı
anlaşıldığından başvurucunun adil yargılanma hakkının ihlal edildiği yönündeki
şikâyetinin kişi bakımından yetkisizlik
nedeniyle kabul edilemez olduğuna karar verilmesi gerekir.
C. 6216 Sayılı Kanun"un 50. Maddesi Yönünden
26. 6216
sayılı Kanun’un 50. maddesinin (1) numaralı fıkrası şöyledir:
“Esas inceleme sonunda, başvurucunun hakkının ihlal edildiğine ya da
edilmediğine karar verilir. İhlal kararı verilmesi hâlinde ihlalin ve
sonuçlarının ortadan kaldırılması için yapılması gerekenlere hükmedilir…”
27.
Başvurucu, manevi tazminat talebinde bulunmuştur.
28. Somut
olayda makul sürede yargılanma hakkının ihlal edildiği sonucuna varılmıştır.
29. İhlal
tespitiyle giderilemeyecek olan manevi zararları karşılığında başvurucuya net
9.600 TL manevi tazminat ödenmesine karar verilmesi gerekir.
30.
Dosyadaki belgelerden tespit edilen 206,10 TL harç ve 1.800 TL vekâlet
ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama giderinin başvurucuya ödenmesine
karar verilmesi gerekir.
V. HÜKÜM
Açıklanan
gerekçelerle;
A. 1.Makul
sürede yargılanma hakkının ihlal edildiğine ilişkin iddianın KABUL EDİLEBİLİR
OLDUĞUNA,
2. Diğer
ihlal iddialarının kişi bakımından
yetkisizlik nedeniyle KABUL EDİLEMEZ OLDUĞUNA,
B.
Anayasa’nın 36. maddesinde güvence altına alınan makul sürede yargılanma
hakkının İHLAL EDİLDİĞİNE,
C.
Başvurucuya net 9.600 TL manevi tazminat ÖDENMESİNE, tazminata ilişkin diğer
taleplerin REDDİNE,
D. 206,10
TL harç ve 1.800 TL vekâlet ücretinden oluşan toplam 2.006,10 TL yargılama
giderinin BAŞVURUCUYA ÖDENMESİNE,
E.
Ödemenin, kararın tebliğini takiben başvurucunun Maliye Bakanlığına başvuru
tarihinden itibaren dört ay içinde yapılmasına, ödemede gecikme olması hâlinde
bu sürenin sona erdiği tarihten ödeme tarihine kadar geçen süre için yasal FAİZ
UYGULANMASINA,
F. Kararın
bir örneğinin Kara Kuvvetleri Komutanlığı 5. Piyade Eğitim Tugay Komutanlığı
Sivas Askerî Mahkemesine (E.2013/697) GÖNDERİLMESİNE,
G. Kararın
bir örneğinin Adalet Bakanlığına GÖNDERİLMESİNE 8/3/2017 tarihinde OYBİRLİĞİYLE
karar verildi.